Ankaragücü yine bir final maçının arifesinde.
Rakip Antalyaspor.
Osmanlı Stadı’ndan kalma bir hesap var ortada.
Unutmamak lazım o günü.
Süper Lig’de ilk maçını yönetmesi için görevlendirilen bir hakem vardı sahada.
Adı Tugay Kaan Numanoğlu.
O gün öğrenildi ki asıl görevi Ankaragücü’nü katletmekmiş.
Elle oynama diye yaratılan serbest vuruştan kazanılan gol, verilmeyen kırmızı kartlar ve penaltılar.
Bu pozisyonların hiçbirinde VAR’a bile bakılmamıştı.
Antalya tatil cenneti.
Her taraf 5 yıldızlı, hatta çok daha ötesi güzellikte otellerle dolu.
Hakemler de sever bu kentleri.
Maçları nedeniye her hafta en az 2 gecelerini otellerde geçiriyorlar.
Devre arası, sezon öncesi kamplarda hep Antalya’daki otellerde olurlar.
Anadolu’daki kıytırık bir otel yerine 5+ yıldızlı otellerde kalmak daha cazip tabi ki.
Bu duygular çoğu zaman düdüklere de yansıyor maalesef.
Ligin belki de en vasat futbolunu oynayan Antalyaspor’un puan cetvelinde bu kadar yukarıda olması zaten garip değil mi?
Emeğe saygı duymak gerekir ama Osmanlı Stadı’ndaki katliamdan elde edilen galibiyete saygı duymak insanın içinden gelmiyor.
Yeni MHK, Süper Lig’de ilk atamalarını bu hafta yapacak.
Umarım Ankara’da yaşananlar, Antalya’da tekrarlanmaz.
…………………
Mustafa Kaplan hafta boyunca yaptığı açıklamalarda tek şey söylüyor:
Hücum, sadece hücum…
Ankaragücü taraftarı 2 sezondur sadece defansif anlayışla gelen başarılara rağmen çok mutlu değildi.
Şimdi herkesin ağzı kulaklarında.
Bugünkü takımdan sadece 4-5 oyuncunun forma giydiği Trabzonspor maçı kaybedildiğinde bile oynanan futbol mutlu etmişti.
Hele Eryaman’da kazanılan maçlar, Akhisar’da 10 kişiyle gelen puan hem takıma hem de taraftara inanılmaz bir özgüven getirdi.
Mustafa Kaplan işini bilir.
Elinde öyle bir defans oldu ki Allah nazarlardan saklasın.
Böyle bir defansı olan teknik adam, tabi ki önceliğini hücuma, kazanmaya verecek.
………………………
Sosyal medya artık sadece maç geyiği yapılan bir platform değil.
Futbol taraftarının bilinçlenmesini de sağlıyor.
Futbolu sadece izleyici olarak değil, bilimsel olarak da inceleyen, araştıran, elde ettiği datalarla yorumlar yapan gençler de var bu platformda.
Takipçileri de hızla artıyor.
Bunlardan biri Ertan Güler.
Mutlaka takip edin, yazılarını okuyun derim.
Şimdilerde ise henüz 22 yaşında olduğunu öğrendiğim üniversite öğrencisi bir genç benim fenomenim.
Onun da adı Engin Atanaz.
14 yaşından beri scout, performans ve analiz ile ilgili çalışmalar yapıyormuş, bu yaşta scouting belgesi almış.
Mustafa Kaplan da Twitter’da sıkı takipçilerinden.
Her analizi ilk o beğenir, ilk yorumu o yapar.
Mutlaka Engin Atanaz’ın analizlerini teknik ekip içinde de yapanlar vardır ama Mustafa Kaplan’ın bu gençleri teşvik etmesi, onore etmesi gerçekten çok önemli.
Bir kez daha tebrikler Mustafa Hocam.
……………….
Engin Atanaz’ın analizlerinden yola çıkarsak Antalya deplasmanında 3 puan için öncelikle Canteros ve Boyd’un performansları çok önemli olacak.
Antalyaspor defansının stoperler ile bekler arasına atılan paslarda zorlandığını söylüyor sevgili Engin Atanaz.
Bu işi de en iyi Canteros yapar, yapacaktır da.
Antalya defansının bir başka zaafı da stoperlerin sık sık çok içeri girerek ceza yayını boş bırakmaları.
Buradan en iyi şutları da Boyd çekecektir.
Benim merakım Mustafa Kaplan bu maçta hangi yabancı oyuncuyu tribüne gönderecek.
14 yabancıdan en fazla 12’si maç kadrosunda yer alabiliyor.
El Kabir sakat olduğundan, kadroda yer almayacak.
Kasımpaşa maçında henüz hazır olmayan Sadaev tribündeydi, Akhisar maçında Moulin, Erzurum maçında da Djedje cezalarından dolayı kadroda yoktu.
Bu maçta cezalı ya da sakat yabancı olmadığından Mustafa Kaplan’ı zor bir tercih bekliyor.
Sadaev, önemli bir hamle oyuncusu olduğunu Erzurum maçında gösterdi, bu maçta tribüne çıkması hata olur.
Hala hazır değilse Oscar Scarione ya da Erzurum maçında oyundan çıkarken tepki gösteren Wilfred Moke olabilir.
4 hafta önce sahaya çıkacak 11 bulamazken, şimdi Ankaragücü’nün derdi hangi yabancı tribüne çıkacak oldu.
Böyle dert dostlar başına…
……………………
Türkiye’de son yıllarda modern statlar ardı ardına açılıyor.
Ankara, bu imkana maalesef sadece birkaç hafta önce kavuşabildi.
Antalya ise yıllardır bu imkana sahip.
Milli maçların yapıldığı, modern bir statları var.
Ev sahibi taraftarlar büyük keyifle maç izliyorlar.
Ya deplasmana gelen taraftar…
Ne Antalya’ya ne de Türkiye’ye yakışıyor misafir tribünü.
Tribün değil, adeta cezaevi.
Saatlerce o kalın camlarla, parmaklıklarla örülü o tribünde tıkalı kalmak, sesini duyuramamak ne büyük eziyet.
Bu eziyeti yaşayacağını bile bile Ankaragücü taraftarı yine o tribünü tıklım tıklım dolduracaktır.
Ankaragücü bu maçı öncelikle bu eziyeti çekecek taraftarı için kazanmalı.
Maç kazanılsa da kaybedilse de uzatılan her mikrofona bu insanlık dışı tribün anlatılmalı.
METİNER ERDEM