Ankaragücü, hakemin başlama ve bitiş düdüğü arasında tam 20 saat 46 dakika süre geçen maçta, Adanaspor’u zorda olsa 2-1 yenmeyi başardı.
20 saat 46 dakikalık sürede o kadar çok şey yaşandı ki Ankara’da…
Önce herkes şunu öğrendi: Şampiyonluk sadece sahada kazanılmıyor.
Saha içinde olduğu kadar, saha dışında da güçlü olman gerekiyor.
Adanaspor maçı Ankaragücü için saha dışı gücünü test etmesi, açısından bir fırsat oldu.
Sonuçlarını hep birlikte göreceğiz.
Gelelim maça…
Ankaragücü ilk gün, yağışlı havaya rağmen son haftaların en güzel futbolunu oynadı.
Enes ve Kenan, 39 dakikalık süre içinde kanatlardan sürekli bindirdi; her atak gol pozisyonuna dönüştü.
Herkes Umut Nayır’ın kafa vuruşu nasıl gol olmadı da direkten döndü diye tartışırken, sahneye her zamanki gibi Erdem çıktı.
Erdem’in kornerden mükemmel asistini aynı güzellikte kafa vuruşuyla ağlara gönderen Yusuf, Ankaragücü’nü öne geçirdi.
Taraftar muhteşemdi, keyifler yerindeydi.
Maçın ilk dakikalarında da tekleyen jeneratör, 39. dakikada devre dışı kalınca stadın tüm elektrikleri gitti.
Elektrik kesintisinin henüz 5 ya da 6’ncı dakikasında basın tribününe 20 dakika içinde arızanın giderileceği haberi geldi.
Elektrik kesintisi can sıkmıştı ama herkes taraftarıyla bütünleşen Ankaragücü’nün bu maçı rahatlıkla kazanacağına inanıyordu.
Maçın ertelenmesi büyük risk olabilirdi.
Bu yüzden 20 dakikada arızanın giderileceği haberi herkesi rahatlattı.
Toplamda 30 dakika çok uzun süre değildi, maç oynanabilirdi.
Bir saatlik kesintilerin ardından dahi oynanan maçlara tanıklık etmiştik.
20 dakikalık süre henüz dolmamıştı ki, maçın ertelendiği haberi geldi.
Bu haberle neredeyse aynı dakikada stat ışıkları da yanmaya başladı.
Basın tribününe gelen haberin maçın hakemine, gözlemcisine, temsilcilerine de iletilmemesi söz konusu bile olamaz.
Bir iki dakika daha beklemeden maçın ertelenmesi, inanılır gibi değildi.
Ankaragücü teknik heyetinin, yönetiminin maçın oynanması konusundaki ısrarına rağmen, erteleme gerçekleşti.
İkinci gün saat 14.30’da başlayan maç ise tam bir kabustu.
Umut Nayır ile 2-0’ı bulmasına karşın, Adanaspor’un biraz da şansıyla 60. dakikada Oğuzhan ile farkı bire indirmesi, takımı panikletti.
Tüm takım iki üç pas yapamaz duruma geldi.
Gündüz iş saati olduğundan, takımı motive eden taraftar da yoktu.
Kalede ciddi pozisyonlar verildi, çok müsasit pozisyonlarda ayağa gelen fırsatlar da çok acemice harcandı.
Neyse ki korkulan olmadı, Ankaragücü haftayı 3 puanla kapatarak Rizespor’un ardından ikincilik koltuğuna oturdu.
Bu arada Ankara, maçın başlama ve bitiş düdüğü arasında geçen 20 saat 46 dakikada, Türkiye Futbol Federasyonu’nun çok da masum sayılmayacak uygulamalarına tanıklık etti.
Önce, maçın 3. temsilcisi olarak, Ankaragücü’nün şampiyonluk için yarıştığı Rizespor’un eski yöneticisi Süleyman Basa’nın atandığı ortaya çıktı.
Direkt karar verici konumda olmasa da hakemleri erteleme kararında etkileyip etkilemediğini kim bilebilir?
Atama normal bir uygulama ise, ikinci gün tüm görevliler yerlerinde dururken TFF niye sadece 3. temsilci Süleyman Basa’yı değiştirme gereği duydu.
Ankaragücü, ikinci gün de maçın 19.00’da oynanmasını istedi, TFF reddetti.
Erteleme kararının ardından TFF’nin resmi internet sitesinden, Adanaspor’un pazartesi günü sahasında Balıkesir Baltok ile yapacağı maçın salı gününe, cuma günü Rizespor ile deplasmanda oynayacağı maçın da cumartesi gününe ertelendiği duyuruldu.
TFF, bu kararla Adanaspor’u doğal olarak korurken, Rizespor’a da büyük kıyak yapmış oldu.
Ankaragücü’nün şampiyonluk için yarıştığı Karadeniz ekibi, bu kararla zorlu Adanaspor maçını hafta içi boş tribünlere oynamak yerine, hafta sonu dolu tribünlere oynayabilecek.
Ankaragücü’nün beklentisi, Adanaspor ile aynı mağduriyeti yaşadığından kendi maçlarının da bir gün ertelenmesi yönündeydi.
Ama TFF açıklamasında, Ankaragücü adeta yok sayılmıştı.
Ankaragücü, en azından İstanbulspor maçının salı gününe alınmasını istedi, TFF reddetti.
Ankaragücü, ret kararına itiraz etti, TFF itirazı da reddetti.
Sarı lacivertliler, yarın yenileme antrenmanı yapacak, pazar günü de İstanbul’a gidecek.
TFF’nin bu uygulaması sonucu tek bir normal antrenman dahi yapılmadan hayati önem taşıyan İstanbulspor maçına çıkılacak.
TFF resmen Ankaragücü’ne “Git İstanbulspor’a kaybet gel” dedi
İsmail Kartal’ın maç sonu açıklamaları da adeta isyan şeklindeydi.
Tercübeli teknik adam, “8 aydır yönetimiyle, teknik ekibiyle, futbolcusuyla sahada büyük mücadele veriyoruz. Biz saha içinde kalmak istiyoruz. Ama saha dışında çok şeyler oluyor” diyor.
Evet, birileri Ankaragücü üzerinde oyunlar oynuyor.
Ankaragücü, bu oyunları bozmak zorunda.
Bu oyunu önce, İsmail Kartal ve futbolcular sahada bozacaklar.
Şartlar ne kadar zor olursa olsun gidecekler İstanbul’a, puan ya da puanlarla dönüp gelecekler.
Taraftar üzerine düşen görevi hemen üstlendi.
Sosyal medyadan paylaşımlarla gereken yerlere gereken mesajar verildi.
Pazartesi günü de İstanbul’a akacak, takımını bu önemli maçta yalnız bırakmayacaklardır.
Bundan sonrası için de asıl görev, Mehmet Yiğiner ve ekibine düşüyor.
İnanıyorum ki onlar da Ankaragücü üzerinde masa başında bu oyunları oynayanlardan hesap soracaklardır.