Ankaragücü, Kasımpaşa ile evinde 1-1 berabere kaldı.
Bir, iki, üç, beş değil; dile kolay tam 14 haftadır ligde maç kazanamıyor.
İkinci yarının ilk 3 maçı, direkt rakip olan Konyaspor, Kayserispor ve Kasımpaşa ileydi.
7-9 puan beklenen 3K serisinden sadece 2 puanla çıkılabildiler.
Buna rağmen başkanı umutlu, teknik direktörü umutlu, taraftarı umutlu.
Herkeste transfer yeni yapıldı, hallederiz havası hâkim.
Dost acı söyler, ben o kadar iyimser değilim, aksine endişeliyim.
Beraberliğe gerekçe olarak Ankaragücü’ndeki uyum sorununu gösterenler, rakip Kasımpaşa’nın durumunu göz ardı ediyor. Kasımpaşa, ligin ilk yarısı biter bitmez 12 oyuncusunu gönderdi, teknik direktörünü gönderdi, 12 yeni oyuncu aldı.
Teknik direktörleri hala yok, en önemli silahları Koita sakat, Hajrodinoviç cezalı.
Ankaragücü deplasmanda bile yendiği bu takımı evinde yenemeyecekse kimi yenecek?
15 yeni transfer yapılmış, 3’ü kadroda.
Diğerleri ne zaman kadroya girebilecek meçhul.
Bek ve stoperler dışında her mevkiye oyuncu alındı, sadece on numara es geçildi.
Hem Scarione hem de Canteros var, doğal dedik ama bir baktık Canteros’un sözleşmesi dondurulmuş.
Kim karar verdi, oyuncu mu ayrılmak istiyor bilemiyoruz ama bu hamle son derece hatalı.
TFF’ye 28 kişilik kadro bildirilecek, On numara olarak sadece ve sadece Oscar Scarione var.
1,5 sezondur Ankaragücü’nde, sadece 20 dakikalık Denizlispor performansı var, onun dışında tek puanlık katkısı yok bu takıma.
Ankaragücü’nü geçen sezon ligde tutan Canteros’u gönder, Denizlispor maçından sonra oynanan Konya ve Kayseri maçında olduğu gibi Kasımpaşa maçının da en kötüsü olan Scarione’yi takımda tut.
Kasımpaşa’nın adını bile bilmediğimiz teknik sorumlusu maç sonu basın toplantısında “Ankaragücü’nden puan alacağımıza emindik, amacımız 3 puandı ama olmadı” diyor.
Devam ediyor: “Ankaragücü’nün uzun toplarla çıkacağını biliyorduk, önlemlerimizi almıştık.”
Adam haklı, Scarione gibi ayağında top tutmaktan aciz On Numara ile oynarsan tek alternatif uzun paslarla çıkmak, rakip de önlem alınca yapacağın bir şey kalmıyor.
Yönetime naçizane önerim: Tam Canteros’a uygun takım kurulmuşken, geri dönüş mümkünse Canteros’u takımda tutun.
Oscar Scarione’den bu takıma fayda gelmez, sonra başınızı taşlara vurursunuz, iş işten geçmiş olur.
Yeni transferlere gelirsek, Gerson Rodrigues kalitesini ilk maçtan belli etti, ben Süper Lig’de adımdan çok söz ettiririm dedi.
Biraz daha ayağında az top tutsa, çok daha iyi olacak.
Saba Lobzhanidze, sağ kanatta ilk maçına göre iyiydi.
İki topu direkten döndü, takımı tanıdıkça daha da iyi olacaktır.
Daniel Lukasik, ben de hayal kırıklığı yarattı, bizim Faty bile ondan daha iyiydi.
Konrad Michalak da 10 -15 dakika oynadı iyi görüntü çizdi.
Yeni transferlerin son durumunu bilmediğimiz için Mustafa Reşit Akçay doğru kadro çıkardı mı bilmiyoruz.
Ben kaleyi Ricardo’ya emanet edeceğine inanıyordum, Sedat’ı da hiç beklemiyordum.
Yaptığı müdahalelerin takıma katkısı olmadı.
Ayrıca takım 65’inci dakikadan sonra yoruldu, nedenini anlamakta zorlandım.
Bu takıma kaleci Ricardo, Canteros, Rivas ile Faty ve Sedat’sız ön libero şart.
Ligin boyu kısaldı, puan depolanacak 3 maç es geçildi.
Malatya maçı son şans, o da kaçırılırsa Ankaragücü’nün vay haline.
Mustafa Hoca, ne yapıp etmeli, eksikleri Malatya maçına kadar halletmeli.
Son olarak taraftara değinmek boynumuzun borcu.
Mükemmel ötesi performans gösterdiler.
Orgill’in penaltısında orta hakemi zoraki VAR’a gönderdiler diyebilirim.
VAR demişken, sonunda Ankaragücü’ne de yaradı.
Yoksa, ofsayttan gol sayılmış olacak, buz gibi penaltı güme gidecekti.