Ankaragücü, sezonun en iyi futbolunu oynadığı maçta Adana Demirspor’a 3-1 yenildi.
Ankaragücü kaybetse de bugünkü yazının ana konusunu mükemmel oyuna ayırmak isterdim.
Ama ne mümkün?
Hakem hataları, maç sonunda taraftarlara yönelik polis şiddeti maalesef futbolun önüne geçti.
Aslına bakarsanız, perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.
Son 2 haftadır Adana Demirspor hakemlerden şikayetçiydi.
Özellikle de Başakşehir maçından sonra Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak’ın yaptığı sert açıklamaların hakemleri baskı altına alacağı çok açıktı.
Nitekim Ankaragücü’nün aklı selim taraftarlarının korktukları başlarına geldi.
Ankaragücü maça fırtına gibi başlamış, henüz 1. dakika dolmadan 2 gol pozisyonu yakalamıştı.
Adana Demirspor Teknik Direktörü Vincenzo Montella, ne yaparsa yapsın Başkent fırtınasını dindiremiyordu.
Dakikalar henüz 20’yi gösterirken Ali Sowe, Stanbouli’ye baskı yapıyor, panik yapan Stanbouli çime takılıp düşüyor, Ali Sowe’da kaptığı topu Emre Kılınç’a aktararak takımını 1-0 öne geçiriyordu.
Hakem Burak Şeker pozisyona o kadar yakın ve olan biteni o kadar net görüyordu ki vücut diliyle Stambouli’ye temas olmadığını kendisine itirazda bulunan Adana Demirsporlu oyunculara biraz da alaycı tavırlarla anlatıyordu.
Pozisyonun tekrarı ekranlara veriliyor, Ali Sowe’un topu rakipten son derece temiz şekilde aldığı net bir şekilde görülüyordu.
Buna rağmen VAR hakemi Hakan Ceylan’ın, orta hakem Burak Şeker’e pozisyonu izlemesini tavsiye etmesini şaşkınlıkla izledik.
Pozisyon yaklaşık 3,5 dakika VAR monitöründen izlendi, sağdan çekimlere bakılıyor bir şey yok, soldan pozisyona bakılıyor bir şey yok.
Buna rağmen, gol faul nedeniyle iptal ediliyor.
VAR’ın bir prosedürü vardır.
“Siyahla beyaz kadar ayrımı net pozisyonlarda hakemi çağırın” der bu prosedür.
“Gri pozisyonlarda orta hakemin kararına saygı duyun” der.
Buna rağmen gri bile olmayan bir pozisyonda hakemin pozisyon izlemeye davet edilmesine “Skandal” diyeceğim ama bu kelime duygularımı anlatmada çok hafif kalacak.
Bu nedenle o an hakemlere sarf ettiğim masumane (!) sözlerden dolayı fair play ödüllü Başkan Faruk Koca’dan çok ama çok özür diyorum.
Hakemlerin bu kararı verirken Murat Sancak’ın hafta içinde yaptığı sert açıklamalardan etkilendikleri çok açıktı.
Nasıl bir hakem, iki çift laftan etkilenip böyle skandal bir karara imza atar diye düşünürken, bir dostun hatırlatması, bu sorumun yanıtını bulmama yarımcı oldu.
VAR hakemi Hakan Ceylan, Ankaragüçlülerin unutamadığı olaylı Gümüşhanespor maçının orta hakemiydi.
Hatırlayın o maçı, maç oynanırken stadın kapıları açıldı, dönemin Maliye Bakanı Naci Ağbal yanında 30-40 kişiyle stadın bir ucundan diğerine yürüyerek geçerek gövde gösterisi yaptı.
Orta hakem Hakan Ceylan, geçişi engellemediği gibi o an maçı durdurmayı bile düşünemedi.
Ankaragücü, tıpkı Adana Demirspor maçında olduğu gibi o maçta da Hakan Ceylan’ın verdiği skandal kararlarla dilim dilim doğrandı.
Siyasi güç karşısında ezildiği tescilli olan bu hakemden, hafta içinde Murat Sancak’ın açıklamaları karşısında başka nasıl performans beklenebilirdi ki?
Murat Sancak bey amacına ulaştı.
O konuşmaların üzerine, hakemler tarafından kollanmasının kamuoyunca ters karşılanacağı, ciddi tepkiler alacağı belliydi.
Tepkileri yumuşatmak, sanki dürüst olduğunu göstermek istercesine maç sonu Ankaragücü soyunma odasına giderek oynadıkları futboldan dolayı Sarı Lacivertli oyuncuları kutladı.
Murat Sancak, Emre Kılınç’ın attığı 2 golün de temiz olduğunu neden iptal edildiğini anlayamadığını söyledi.
Tabi ne Ankaragüçlü yöneticiler ne de soyunma odasındaki futbolcu ve teknik heyetten kimse, “Ya Başkan, ne diyorsun sen, çeneni tutup konuşmasaydın, o goller iptal edilmezdi” diyebildi.
Başkan Faruk Koca’nın maç sonrası hakemlerle ilgili açıklamalarına değineceğim ama önce biraz maça dönelim.
Ömer Erdoğan hoca ve ekibi rakibi çok iyi analiz etmiş.
Rakibin tüm ofansif oyuncuları, açık alanda etkili olabilen isimlerden oluşuyor.
Dar alanda iş yapabilen tek oyuncusu Belhanda var o da cezalı.
Ankaragücü, açık alan bırakmamak için üçüncü bölgede baskı yapmadı, rakibi ikinci bölgede karşıladı
Montella ise 3-4-3 sistemiyle başladığı oyunda, defansı çizgi halinde orta sahaya kadar çıkarıp, ön alan baskısıyla kapacağı toplarla gol bulmayı hedefledi.
Ama koskoca ilk yarı Montella’nın taktiği hiçbir işe yaramadı.
Ankaragücü, ikinci bölgede kaptığı topları hızlı ve dikine oynayarak rakip defansın arkasına sarkan oyuncularla buluşturup, sık sık gol pozisyonuna girdi.
Maçta 5 kez ofsayta düşen Ankaragücü forvetleri biraz dikkatli olsalar, hakemlere rağmen bu maçtan çok rahat 3 puan alabilirdi ama olmadı.
İkinci yarı Montella hatasını fark edip dörtlü defansa döndü ve oyunda bir nebze dengeyi sağladı.
Bazen yaşanan şansızlıklar takımlar için şansa dönüşebiliyor.
Onyekuru’nun sakatlanması gibi mesela.
Nijeryalı oyuncu vasat bir oyun sergiliyor, sırf isminden dolayı sahada duruyordu.
Sakatlanınca yerine giren Yusuf Sarı, maçın kaderini değiştiren oyuncu oldu.
Ankaragücü’nün, ofansif anlamda rekor üstüne rekor kırdığı bir maç oldu.
Rakip ceza sahasında 38 kez topla buluştu, 11’i isabetli 25 şut çekti, 1 şutu direkten döndü.
Futbolda bir deyim vardır: Atanın ve tutanın iyi olacak.
Adana Demirspor kalecisi Ertaç Özbir tam 10 kurtarış yaparken, Bahadır Güngördü kalesine gelen isabetli 5 şutun 3’ünün gol olmasını engelleyemedi.
Ömer Erdoğan maç sonu açıklamasında “kaleci transfer etmeyeceğiz” dedi ama bu takımın net şekilde iyi bir kaleciye ihtiyacı var.
Ömer Hoca’nın bu konuşmayı kalecilerin morallerini bozmamak için yaptığına inanıyorum.
Sözleşme imzaladığında da “kaleciye ihtiyacım yok” demişti, o hafta Gökhan Akkan transfer edilmişti.
Maç bitti ama tartışmaları bitmeyecek.
Ankaragücü yönetimi, hakkını sonuna kadar aramalı diyeceğim de kim arayacak?
Taraftarı Adana’da terör örgütü muamelesi görüyor, taşlanıyor, Çevik Kuvvet’in orantısız güç kullanımına maruz kalıyor.
Yanlarında, onların hakkını arayacak bir yönetici bile yok.
Ah Metin Akyüz olacak, Tamer Açar olacak, Kamil Karip olacak, Hakan Bilgin olacaktı da taraftar Adana’dan çıkmadan o kentten ayrılacaktılar.
Olacak şey miydi?
Başkanın yanında fotoğraf vermekle yöneticilik olmuyor maalesef.
Maçta muhteşem performans gösteren taraftarları gönülden kutluyorum, birliktelikleri oldukça anlamlıydı.
O taraftara orantısız güç kullananları da şiddetle kınıyorum.
Gelelim Başkan Faruk Koca’nın maç sonu açıklamalarına.
Aspor’a canlı bağlanıp öyle açıklamalar yapmış ki TFF korkudan titremiştir.
Bir daha bu tür hatalar olursa gereğini yapacakmış.
Bu söz pek yabancı gelmedi.
VİRALSPOR arşivini taradım en az 4, 5 kez daha “bir daha olursa” diye başlayan cümleler kurmuş.
Hatta birinde “Bir daha olursa takımı ligden çekeceğim” diye tehdit bile etmiş.
O günden sonra bir değil, 10 kez daha hakemler Ankaragücü’nü doğradı, ne yaptın sevgili Faruk Başkan?
Hiçbir şey.
Bir daha olursa diyorsun ya Faruk Başkan.
Atalarımız büyük lokma ye, büyük söz söyleme derler.
Ben sana garanti veriyorum.
Çarşamba günü Beşiktaş maçında da Ankaragücü doğranacaktır.
Maç saatinin gündüze alınmasından niyet belli olmuştur.
Maç sonu dışarıda olacağım, ne yapacağını merakla takip edeceğim.
Onun için Murat Sancak gibi bir şey yapacaksan konuş, yoksa sus ki Ankaragücü başkanının sözlerinin bir ağırlığı olsun.
METİNER ERDEM