Ankaragücü, 1-1 biten Adana Demirspor maçının ardından törenle kupasını aldı.
“Bekar Evi Çocukları” adlı grubun bulunduğu saatli kale arkası tribünün solundaki alanda yakılan meşaleler, sahaya atılan patlayıcılar az da olsa gölge düşürse de muhteşem bir tören oldu.
Lig bitti, takım da şampiyon olunca ister istemez izleyicisi bol bir törendi.
İnsan yoğunluğunun en fazla olduğu tribün de şeref tribünüydü.
Öyle ki, bu takımı büyük fedekarlıklarla Süper Lig’e çıkartan Ankaragücü yöneticileri bile yer bulmakta zorlandı.
Onlar bu durumdan yakındı mı, hiç sanmıyorum.
Yerlerini devlet protokolüne seve seve verdiklerine yürekten inanıyorum.
İki gün önce aynı statta Gençlerbirliği- Antalyaspor maçı vardı.
Son derece kritik bir maç olmasına karşın şeref tribünü bomboştu desek yalan olmaz.
Osmanlıspor’un Gökçek’ler ve çevresindekilerden ibaret şeref tribününü kıyaslamaya bile gerek duymuyorum.
Ankara’da rüzgar artık Ankaragücü’nden yana esmekte,
Doğal olarak insanlar da esen bu rüzgarı arkalarına almak istiyorlar.
Hele ki seçimler bu kadar yakınken.
Kimse yanlış anlamasın.
Ne işleri vardı orada demiyorum kimseye.
Protokol tribününün ne kadar dolu ise o kadar çok destekçin var, o kadar güçlüsün demektir.
Taraftar, kupa törenine katılan protokol anons edilirken, Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Vekili İbrahim Usta’ya yoğun tepki gösterdi.
Onun dışındakilere olumlu ya da olumsuz tepki vermedi.
Kupa töreni için kurulan sahneye ağırlıklı olarak siyasilerin davet edilmesi üzerine ise anlamlı bir tezahürat yükseldi.
“Ankaragücü Düşerken Neredeydiniz?”
Çok da uzatmadılar, onun yerine yiğidin hakkını yiğide vermeyi tercih ettiler.
Başkan Mehmet Yiğiner ve yöneticiler ile teknik direktör İsmail Kartal ve futbolcuları bağırlarına bastılar.
Ankaragücü’nü zor günlerinde yalnız bırakmayan, sağladığı maddi destekle şampiyonlukta pay sahibi olan Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna da, iç saha deplasman demeden, yaz kış kadın haliyle bu takımın yanında olan bağımsız milletvekili Aylin Nazlıaka da alkışlananlar arasındaydı.
Ankaragücü taraftarı, en dibin de görüldüğü 6 yıllık süreçte çok ama çok olgunlaştı.
Öyle doğru zamanda, öyle güzel mesajlar veriyor ki?
Abartmıyor da.
Birkaç kez tekrarlanan “Ankaragücü Düşerken Neredeydiniz” tezahüratı gereken yerlere, gereken mesajın gitmesi için yeterliydi, onlar da öyle yaptılar.
Artık futbol bir endüstri, hem de en pahalısından.
Eskiden olduğu gibi birkaç zengin işadamının desteğiyle bu işler olmuyor.
Yayın gelirleri, ciddi bir kaynak.
Sadece ayak bastı parası olarak 36 milyon TL veriyorlar.
Ama bu paralarla, sadece Süper Lig’de yaşamını sürdürebilirsin.
O da planlı, doğru harcamalar yapabilirsen.
En iyi örnek de Akhisarspor.
Ama yükseklerde yer almak, şampiyonluk kovalamak istiyorsan kamu desteği şart.
Ona da örnek Başakşehir.
Ankaragücü düşerken ortalıkta olmayanlar, taraftarın ince mesajını almışlardır umarım.
Bugünkü ince mesajı algılayamayanlar, yarın bu mesajlar sertleşirse şaşırmasın.
Referandumda Ankara’da “Hayır” oyları fazla çıkarken, bunda dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Bugsaşspor maçındaki tavrının, polisin Ankaragücü taraftarına yönelik saldırgan tutumunun büyük etkisi olmuştu.
Herkesin hemfikir olduğu bu tespit de bir kenara yazılsın.
Ankaragücü artık Ankara’da çok büyük bir güç.
Sadece sahada değil, saha dışında da büyük güç.
İktidarı, muhalefeti bu güce saygı duymalı.
Başkan Mehmet Yiğiner, dengeleri her zaman çok iyi gözetiyor.
Başarısını da buna borçlu.
Bu yıl sayısını aklımızda tutmakta zorlandığımız kadar seçim kazandı.
Helal olsun.
Ankaragücü için gereken yerlere, gereken mesajları veriyor.
Hep de ılımlı mesajlar.
Bu measjlara karşılık alamazsa, gerektiği zaman yumruğu masaya vuracaktır.
Son olarak…
Bu yönetim ve teknik heyet, bu sezon çok uyumlu çalıştı.
Umarım bu birliktelik bozulmaz.
Şampiyonluk tüm Ankara’ya hayırlı olsun…