Ankaragücü, Galatasaray ile deplasmanda 2-2 berabere kalarak sezonun en kritik puanını aldı.
Mustafa Kaplan, Gençlerbirliği’nden ayrılıp, Ankaragücü’ne dönerken, kalan 6 haftadaki oyun sistemini de baştan açıklamıştı.
Tecrübeli Hoca, Alihan’ı da takıma monte ederek, 3 stoperle 5-3-2 sistemiyle oynayacaklarını, hücuma geçtiklerinde beklerin vereceği destekle 3-5-2’ye döneceklerini söylemişti.
Nedendir, kendi açıkladığı bu sistemi bir türlü sahada uygulayamadı.
Haftalardır denenmiş, Orgill’in formsuzluğu yüzünden bir türlü verim alınamayan 4-2-3-1’de ısrar etti.
Takımın boyunu da 60-70 metrelere uzatınca, yaşlı kadro averaj takımına dönüştü.
Mustafa Kaplan yönetiminde bu sistemle oynanan 3 maçta 11 gol yedi bu takım.
Sonunda pes etti Mustafa Hoca, kendisinin duyurduğu 3 stoperli, 5’li defans sistemine geçti.
Daha da ileri gidip orta sahayı da güçlendirerek 5-4-1’i tercih etti.
Takımın boyunu da 30-40 metrelere kadar düşürdü.
Son haftalarda formsuz olsa da Galatasaray, Galatasaray’dır.
Açık oynarsan, milyonlarca Euro’luk ayaklar anında cezayı keser.
Bu yüzden Mustafa Kaplan’ın yeni oyun sistemi, özellikle ilk yarıda mükemmel işledi.
Kâğıt üzerinde katı defans gibi gözükse de ilk yarıda pozisyon üstünlüğü Ankaragücü’ndeydi.
Akıllarda Falcao’nun kafa şutu ile İlhan Parlak’ın Muslera ile karşı karşıya kaçırdığı pozisyon kalsa da Orgill geçen seneki performansını tekrarlasa sonuç çok farklı olurdu.
Geçen yılki Jamaikalı forvet, ilk yarıda ayağına gelen müsait toplardan en az 2-3’ünü rakip kaleye kadar taşır, içlerinden en az birini atar ya da attırırdı.
Ama Orgill, aldığı her topu bencilce kullandı, rakip defansın rahatlatıcısı oldu.
Orgill’in mutlaka ama mutlaka terapiye ihtiyacı var.
Kırmızı kartı son derece haksız yere görmüş olsa da oynamadan geçireceği bu haftayı çok iyi değerlendirmesi, mutlaka kendisini sorgulaması gerekir.
Golsüz biten ilk yarı Ankaragücü için moral oldu.
İkinci yarının ilk dakikalarında Galatasaray duran toptan bir gol bulsa da ahı gitmiş, vahı kalmış bu takımın devamını getiremeyeceği çok açıktı.
Galatasaray’ın kazanması için hakem desteği gerekiyordu, Ali Şansalan da bu desteği vermekten çekinmedi.
Orgill’e gösterdiği ilk sarı ağırdı, ikincisi evlere şenlikti.
İki pozisyonda da elle yüzün teması o kadar hafifti ki.
Galatasaraylı oyuncuları, futbollarından dolayı olmasa da artistlik performanslarından dolayı kutlamak gerekir.
72. dakikada 10 kişi kalan Ankaragücü, direnmeye devam edince, Ali Şansalan bir kez daha sahneye çıkarak, Kulusiç’in Taylan’a müdahalesini penaltı olarak değerlendirdi.
Kulusiç’in müdahale anında iki ayağı da yerdeydi.
Pozisyonda temas var mıydı?
Evet vardı.
Ama o temas Kulusiç’ten mi geldi, Taylan mı ayağını takarak kendini attı, VAR’da izlemeye bile gerek görmeden penaltıyı anında kullandırttı.
Diyeceksiniz ki Ankaragücü için de penaltı verdi, art niyetli olsa o pozisyonda düdük çalar mıydı?
İnanın maçın 2-2 biteceğini bilse, İlhan Parlak’ın düşürüldüğü pozisyonda ne yapar ne eder o penaltıyı vermezdi.
Nasıl olsa Ankaragücü 10 kişi, dakika 88 olmuş, bu saatten sonra Galatasaray’a bir şey olmaz düşüncesiyle çalındı o penaltı düdüğü.
Futbolun adaleti işte.
Uzatma dakikalarında Kitsiou ile beraberlik golü geldi.
Ali Şansalan, o dakikadan sonra faulleri es geçerek, olmayan kornerleri vererek bir şeyler yapmaya çalışsa da beceremedi.
Ankaragücü, Galatasaray’ı yenemedi ama bu hakemi 3. kez yendi.
Bu puan, 6 haftadır üst üste kaybeden Ankaragücü için son derece değerli.
Bu puan Mustafa Kaplan’a da ders oldu.
Maç sonu kalan 2 haftada da aynı sistemle oynayacaklarını resmen açıkladı.
Bu sistemle Ankaragücü kazanır mı bilemem ama kolay kolay da yenilmez.
Yazıyı bitirmeden Mustafa Kaplan’a bir soru sormak istiyorum.
Hakeme niye teşekkür ettin?
Kinaye miydi, değilse, bizim göremediğimiz neyi gördün de teşekkür ediyorsun?
Teşekkür edeceksen TFF’ye et.
Bundan sonraki tüm zor maçlarda da Ali Şansalan’ın görevlendirilmesini iste.
Korcan’ın neredeyse hayatını kaybedeceği pozisyonu es geçse de Sedat’ı tahrik edip oyundan atsa da Ankaragücü, Ali Şansalan’ın yönettiği maçta Beşiktaş’a da yenilmemişti.
Kayserispor maçında uzatmada uydurduğu faulle en fazla rakibe beraberlik kazandırabilmişti.
Adamın hakkını da yemeyelim:))
Bu sezon kaybedilmeyen 6 maçın 3’ünü Ali Şansalan yönetti.