İsmail Kartal’ın adeta darbe muhtırası gibi bir bildiri okuyup, ardından kovulması ile başlayan kaos ortamı sürüyor.
Başkan Mehmet Yiğiner, bugün bir tv programına katılıp 5-6 futbolcunun alacakları için TFF’ye başvurduğunu söylüyor.
Ben tam rakamı söyleyeyim.
Sarı Lacivertlilerde tam 10 futbolcu alacaklarının tahsili için TFF’ye başvurmuş durumda.
Birkaçı hariç alternatifi olmayan isimler.
Bunlardan Kehinde sözleşmesini feshetti gitti.
Gazişehir Gaziantep ile anlaşmış, yolu açık olsun.
Zaten Süper Lig oyuncusu değildi, Ankaragücü Kehinde gitti diye bir şey kaybetmez.
El Kabir’in de sözleşmesini fesh ederek Rize’ye gideceği söyleniyor, yönetimle pazarlıklar sürüyormuş.
Gençlerbirliği ve Antalya’daki başarısız iki sezonun ardından kimse yüzüne bakmazken, taraftarın eleştirilerine rağmen El Kabir transfer edildi.
İlk 10 haftada kendisine güvenenleri mahçup etmedi, sonraki 7 hafta ise kayıplardaydı.
İlk 10 haftadaki gibi ikinci yarıya başlayacaksa Ankaragücü için büyük kayıp, yok sonraki haftalar gibi performans sergileyecekse onun da yolu açık olsun.
Bifouma’yı Bursaspor’un ayarttığı söyleniyor. Bunu pek mümkün görmüyorum. Bursaspor’un 600 milyona yakın borcu var. Ankaragücü’nün borcunun 5-6 katı neredeyse. Aylardır onlar da futbolculara ödeme yapamıyor. Onların da oyuncularının çoğunluğu TFF’ye başvurmuş durumda.
Bifouma, orada da para alamaz, niye gitsin ki?
Diğerleri kim sorusuna yanıt vermeden, bir konunun altını çizmek istiyorum.
Bir de başkan ile İsmal Kartal arasındaki polemik konusu olan konuya açıklık getireyim.
Futbolcunun TFF’ye başvurması demek ayrılacağı anlamına gelmiyor. Futbolcu, alacağını kayıt altına aldırmış, tek taraflı fesih hakkı kazanmış oluyor. TFF, futbolcuyu haklı bulursa, kulübe yapması gereken ödemeyi futbolcuya yapabiliyor. Teklif yoksa futbolcu niye ayrılsın ki, nasıl olsa er ya da geç parası ödenecek.
İkinci konu, sayı şu an için 10 ama daha da artabilir.
Başkan da İsmail Kartal da futbolcularla yapılan bir toplantıdan bahsediyor, futbolcuların ocak ayına kadar para lafını ağızlarına almayacaklarına dair söz verdiklerini söylüyor.
İkisi de toplantıyı kendisinin yaptığını söyledi.
Doğrusu şu:
Bu toplantı, Bursaspor maçı sonrası İsmail Kartal ile futbolcular arasında yapıldı. İsmail Kartal, Bursa maçında futbolcuların kasıtlı oynamadığını düşündüğü için onları topladı, söylediği söz şuydu:
“Haklısınız. Paranızı alamadığınız için her şeyi yapabilirsiniz. Sizi ben davet ettim bu kulübe, isterseniz istifamı da verebilirim. Eylem yapabilir, antrenmana bile çıkmayabilirsiniz. Ama tepki maçta gösterilmez. Maça çıkan her oyuncu terini son damlasına kadar akıtmalı. Ayrılmak isteyen hemen şimdi, şu anda aramızdan ayrılsın, ben kalanlarla devam ederim.”
Bu konuşma sonrası, futbolcular ikna oldu, Kayseri maçı sonuna kadar müthiş performans sergilediler. Ama Beşiktaş maçı öncesi yaşananlar, zaten pamuk ipliğine bağlı futbolcu motivasyonunu yerle bir etti, kimyası bozulan takım, anlaşılmayan sakatlıkların da etkisiyle 5 maçta sadece 1 puan alabildi.
İsmail Kartal kovulduktan sonra Mehmet Yiğiner, kaptan Sedat’ı yanına çağırıp durumu anlattı, o da söz konusu toplantıyı hatırlatarak ocak ayına kadar paranın sorun olmayacağını söyledi.
Futbolculara ocak ayı diye söz verildiği için bu 10 futbolcu dışındakiler beklemedeler.
Onlar da verilen sözler yerine getirilmezse, TFF’ye başvurabilirler.
Şu an için TFF’ye yukarıda adı geçenlerin dışında Erdem Özgenç, Tiago Pinto, Bakary Kone, Erdem Şen, Brice Dja Djedje, Anton Putsila ve Younes Mokhtar başvurdu.
Ocak ayında ödeme yapılmazsa bu sayı 20’ye de çıkabilir.
Gelelim darbe konusuna…
İsmail Kartal, önceden hazırlanmış bir bildiri okudu, para sorununu çözemiyorsanız, çözecek insanların yolunu açın dedi.
Ertesi gün kovuldu, yaptığına darbe girişimi denildi.
İsmail Kartal, bu çıkışı kimin için yapmıştı, bugüne kadar tam olarak anlaşılamamıştı.
Bugün belli oldu.
Bu arada İsmail Kartal’dan sonra Başkan Mehmet Yiğiner, üç yöneticiden istifasını istedi. Bunlardan asbaşkan Ercan Soydaş ve basın sözcüsü Tuna Yılmaz bu isteği hemen yerine getirdi. Üçüncü isim Murat Ağçabay ise reddetti, istifasını vermedi.
Bu üç ismin ortak göründüğü bir kare var arşivlerde. 19 Mayıs’ın protokolünde çekilen bu fotoğrafta, 1. Lig şampiyonluk kupası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başkan Mehmet Yiğiner, Teknik Direktör İsmail Kartal, Asbaşkanlar Murat Ağçabay ve Ercan Soydaş ile basın sözcüsü Tuna Yılmaz yer alıyor.
Yani AK Parti’nin mitingine şampiyonluk kupasına götüren ekip.
Mehmet Yiğiner, kendisi dışındaki 4 isimden İsmail Kartal’ı kovdu, diğerlerinin de istifasını istedi.
Bugün katıldığı bir televizyon programında da İstanbul’a sık sık giden yöneticilerden bahsetti.
Burada hedefindeki isim belli ki Murat Ağçabay ve Ağçabağ’ın Cumhurbaşkanı’nın dünürünün oğlu Ahmet Ketenci ile İstanbul’daki görüşmelerini kastediyordu.
Keşke ismi açık söyleseydi, kendisine son ana kadar, hatta şu an bile gönülden bağlı olan Ercan Soydaş ve Tuna Yılmaz’ı da töhmet altında bırakmasaydı.
Murat Ağçabay, başkanlığa aday olduğunu bugün resmen açıkladı.
Böylelikle İsmail Kartal’ın bildirisinin arkasındaki isim de ortaya çıkmış oldu.
Güçlü bir isim, seçime gidilir kazanırsa, arkasındaki siyasi güçle birçok şeyi başarabilir.
Sahibi bulunduğu firma, konut ve kamu binaları inşaatının yanı sıra metro, tramvay, teleferik, fenüküler gibi raylı sistemlerle ilgili birçok kamu ihalesini üstlendi.
Adaylığını açıklarken siyasi hiçbir desteğinin olmadığını söylemesi ise doğru olmadı.
Cumhurbaşkanı Külliyesi’ndeki birçok binayı o inşa etti, bu da demektir ki Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bağlantıları var.
Yalnız Erdoğan’ın desteği ile mi bu hareketi başlattı, Erdoğan’ın Ankaragücü’nde yaşanan bu gelişmelerden haberi var mı, bu konular henüz muamma.
Erdoğan, Ankaragücü’ne önem veren bir lider. Mehmet Yiğiner’i 15 Temmuz’da kendisine verdiği destekten dolayı da sever.
Mehmet Yiğner mi Murat Ağçabağ mı diye sorsalar, benim tahminim Mehmet Yiğiner der.
Murat Ağçabağ, mali sorunları çözecek projelerim var derken, Mehmet Yiğiner’in sadece Mehmet Özhaseki’nin verdiği sözlere güvenmesi, vizyonu açısından eksi puan.
Başlıkta da dediğim gibi, bu yaşananlar darbe girişimi mi, kurtuluş reçetesi mi, zaman gösterecek.
Bize kenara çekilip izlemek düşüyor.
METİNER ERDEM