Ankaragücü, aylarca bir mücadelenin öncülüğünü yaptı.
Birçok kulübün temsilcisi karnından konuşurken, Fatih Mert ve arkadaşları hiç geri adım atmadan bu ortamda sağlıklı bir ligin oynanamayacağını anlattı durdu.
Ankaragücü dahil birçok takımda pozitif vakaların çıkmasından dolayı takımların lige eşit şartlarda hazırlanamadığının altını çizdi, çok büyük hak kaybına neden olacak küme düşmenin kaldırılmasını talep etti.
Ankaragücü’nün ısrarlı talepleri karşılık bulmaya başlayınca düşme potasındaki diğer 6 takım da cesaretlendi, bu talebe destek verdi.
Hatta geçen haftaki toplantıda, bu 7 takıma Fenerbahçe, Beşiktaş ve Kulüpler Birliği Başkanı Mehmet Sepil de arka çıktı.
Ankara spor basını olarak bizler de Ankaragücü’nün, bu süreçte sessiz kalsa da Gençlerbirliği’nin yanında yer aldık.
Sonuçta karar açıklandı, olmadı, talep reddedildi.
Ankaragücü Başkanı Fatih Mert, konuyla ilgili görüşü sorulduğunda “7 takım ısrarcı olsaydı bu lig oynanmazdı” dedi.
Haklıydı, 7 kulüp oynamayız diye ısrarcı olsaydı gerçekten bu lig oynanmazdı.
Bu 7 takıma en az 3 takım daha destek çıkardı, TFF’nin gücü ligi oynatmaya yetmezdi.
Ama normalleşme adına bu lig oynanmalıydı, Ankaragücü ve Gençlerbirliği ile diğer 5 takım sürecin önünü tıkamak istemediler, ligin oynanmasına izin verdiler.
Geçen haftaki toplantıda ligin oynanması kararının oybirliği ile alınması kesinlikle geri adım değildi.
Ankaragücü bu süreçte kendini de test etmiş oldu.
İstanbul, Trabzon lobisine karşı verdiği mücadeleyi kazanamasa da kaybetmedi de.
Rahmetli İlhan Cavcav’ın dönemindeki Gençlerbirliği’nden sonra ilk kez bir Başkent takımının sözüne futbol camiasında önem verildiğini gördük.
Artık konuyu uzatmanın anlamı yok.
Lamı, cimi yok bu lig oynanacak.
Yeni Malatyaspor’da 5 futbolcunun testinin pozitif çıkması Süper Lig’in oynanmasını engellemez.
En fazla Malatya’nın ilk 2-3 maçı ertelenir o kadar.
TFF yönetim Kurulu’nun aldığı karar doğru mu değil mi çok tartışılacak.
Ama Ankaragücü’nün bu tartışmaların içinde olması, enerjisini bu tartışmalara harcaması doğru olmaz.
Ben Ankaragücü Başkanı’nın bundan sonra bu konularda topa fazla gireceğini düşünmüyorum.
Artık takımı lige konsantre etmeli, yoksa Ankaragücü’nün işi çok zor.
Fatih Mert yönetimi Ankaragücü’nde birçok zoru başardı, çok iyi bir kadro kurdu amaşu ana kadar maalesef sportif başarıyı sağlayamadı.
Başkan her konuşmasında 2. yarıdaki puan tablosundan bahsediyor.
İkinci yarının puan tablosu bu.
Tamam Ankaragücü 10. sırada ama düşme hattının sadece 3 puan üzerinde.
Üstelik bu 11 puan fikstür avantajının olduğu 9 haftada alınmış.
Bu fikstür avantajıyla Ankaragücü’nün yeri, aslında Antalyaspor’un bulunduğu yerlerde olmalıydı.
Ankaragücü çoktan tehlike hattından uzaklaşmalıydı.
Kalan 8 haftada Ankaragücü’nün fikstür avantajı kaybolmuş durumda, tam tersine dezavantajlı durumda.
Bundan sonraki rakiplerin tamamı ligin üst sırasındaki bu sezonun formda ekipleri.
Gerçi hiçbir şey 18 Mart’tan önceki gibi olmayacak.
Hangi takım, lige nasıl bir dönüş yapacak kestirmek çok zor.
Bazı takımlarda pozitif vaka çıkması haksız rekabete neden oldu.
Mesela Faty’nin testinin pozitif çıkmasıyla Ankaragücü antrenmanlara bir hafta ara verdi.
Bir haftayla ne olur demeyin.
Kayserispor antrenman maçlarına başlarken, Ankaragücü hala sosyal mesafeleri koruyarak antrenman yapmaya çalışıyor.
Pozitif vaka çıkan tüm takımlar da Ankaragücü ile aynı durumda.
Aradaki makas açılmış durumda, kapatmak için zaman sınırlı.
Her yönüyle zor bir süreç ve bu sürecin iyi yönetilmesi gerekiyor.
Umarım teknik direktör Mustafa Reşit Akçay’ın tecrübesi, bu süreci yönetmek için yeterli olur.