Ankaragücü, futbol olarak beklentilerin altında kaldığı maçta Antalyaspor’u 1-0 yendi.
Hikmet Karaman, göreve ilk geldiği gün “Ankaragücü’nün Bill Shankly’siyim” demişti.
Haklı çıkmak üzere.
Bill Shankly, 15 yıl görev yaptığı Liverpool’da kazanmadık kupa bırakmamıştı.
Hikmet Karaman’ın kaderi farklı.
Ankaragücü’nün Bill Shankly’si, her seferinde ligin dibine demir atmış halde aldığı takımı bir kez daha kurtarma peşinde.
Umarım bu sezon da başarır, ardından Ankaragücü 1949’daki lig şampiyonluğuna Hikmet Karaman ile yenilerini ekler.
Rakip Antalyaspor ve teknik direktörü Ersun Yanal Süper Lig’in en çok tartışılan ismi.
Öyle bir futbol oynatıyor ki herkes eleştiriyor ama saha sonuçları hep lehine.
Antalyaspor da Ersun Yanal öncesi ligin dibinde geziyordu.
Şimdi ligde rahat, kupada da finale kalmış bir takım.
Kolay kolay kimse yenemiyor ne Beşiktaş, ne Fenerbahçe ne de Galatasaray bu takım karşısında pozisyon üretebildi.
Ersun Yanal “Ben yenilmeyeceğim” diye bir maça çıkmışsa yenilmiyor.
5’li hatta 6’lı defans oynatıyor ama maç sonu pozisyonlara baktığınızda çoğunluğunu Antalyaspor’un yakaladığı ortaya çıkıyor.
Bu maçta da sürekli 5’li, 6’lı defans oynayan Antalyaspor’un 10 yakın pozisyonu nasıl bulduğunu anlamakta zorlanıyor insan.
Sonuçta Antalyaspor iyi takım.
Ankaragücü ise yeniden büyük takım olma yolunda.
Sadece büyük takımlar kötü oynasalar da maç kazanırlar.
Ankaragücü de aynen büyük takımlar gibi iyi oynamadı ama kazandı.
Hikmet Karaman, İmalat-ı Harbiye ruhuna Bill Shankly ruhunu da ekleyerek Ankaragücü’nü özel bir takım haline büründürüyor.
Başkent ekibi artık 90 dakika mücadele ediyor.
Asla pes etmiyor.
Antalyaspor maçı baştan sona taktik savaşı halinde geçti.
Zaman zaman halef selef olmuş, birbirlerini çok iyi tanıyan, rivayete göre de birbirlerinden hiç hazzetmeyen iki teknik direktör, kazanmak için her şeyi yaptı.
İlk yarıda Ersun Yanal’ın Antalyaspor’unun mutlak üstünlüğü vardı.
Antalyaspor’da her şey iyi giderken, önce Hakan Özmert’in sakatlığıyla ofansif, Veysel Sarı’nın sakatlığıyla da defansıf sıkıntılar başgösterdi.
Hikmet Karaman, aksayan Geraldo ve Saba’yı Paintsill ve Badji ile değiştirerek bu zaafları değerlendirme çabasına girişti.
Hikmet Karaman, bu maçı kazandıysa önce Pinto ve Pazdan ikilisine dua etmeli.
Ardından da kendisine bu kritik maçı kazandıran Borven’ı sırtına alıp, iki tur gezdirmeli.
Pinto ve Pazdan kaleye gitmekte olan şutları çıkararak, Ankaragücü’nün oyunda kalmasını sağladılar.
Özellikle Pazdan’ın, kaleci Korcan’ı aşan topu kafayla uzaklaştırması maçın kırılma anıydı.
Pazdan sürpriz bir şekilde kadrodaydı, iyi oynadı, gördüğü kartla cezalı duruma düştü.
Hücum aksiyonlarında da bu ikilinin rolü büyüktü.
Golü de Pinto’nun asistinde buldu Sarı Lacivertliler.
Pinto’nun asisti, Rizespor maçındaki asistin kopyası gibiydi.
Borven’ın darbeli kafa vuruşu da Göztepe maçında attığı golü hatırlattı.
Borven gol sayısını 10’a yükseltti.
Uzun zamandır Ankaragücü’nde 10 gol sınırını geçen oyuncu yoktu.
Güzel goller atıyor.
Kahve müptelası olduğunu transfer döneminde öğrenmiştik.
Kendine kahve içimli gol sevinci bulmuş.
Bize de “Kahven bol olsun” demek düşüyor.
Hikmet Karaman ile kendini bulan Kuzey’in Kralı, sezon sonunda sürpriz teklifler alabilir.
İnanın Borven bugün sürekli hücum futbolu oynayan İstanbul takımlarında oynasa, Boupenza’dan bile fazla konuşuluyor olurdu.
Ankaragücü kazanıp kendini düşme hattının üstüne attı da rakipler de boş durmadı.
Kasımpaşa, Başakşehir, Konya ve Gençlerbirliği’nin kazanması ligin dibini de üstünü de orta sıralarını da karıştırdı.
Bugün Antalyaspor bile ne oluyor demiştir mutlaka.
Bu ligde artık her an her şey olabilir.
Hikmet Karaman, bu takımı bir noktaya kadar getirdi, bundan sonra görev yönetimde.
Tecrübe der ki: Bu saatten sonra parası olan ligde kalır, olmayan düşer.
Kritik maçlarda özellikle yabancı oyuncu ekstra prim ister, ödemelerin düzenli yapılmasını ister.
Rakibin ekstra prim veriyor, bu futbolcun tarafından duyuluyorsa senin de o primi vermen, söz verdiğin primi de zamanında ödemen gerekir.
Aksi takdirde futbolcu küser oynamaz.
Maalesef ödemelerde hala sorunlar olduğu bilgileri kulağımıza geliyor.
Maç bitti, Başkan Fatih Mert ve Futbol Şube Sorumlusu Faruk Koca’ya aklımdaki soruları sorayım diye bekliyorum.
Özellikle Faruk Koca’nın çevresi ana baba günü.
Herkes bir şey istiyor.
Talepler ağırlıklı olarak mali konularda.
Bunalmış durumda o da.
Kongreyi sordum, “Çok istiyorum Nisan’da yapmayı. Valiliğe başvurduk ama bu ortamda izin alabilir miyiz bilemem” diyor.
Sadece Faruk Koca ile mali sorunları çözmek zor.
Allah kolaylık versin.
Maçtaki bir sürpriz de yeni forma sponsoru.
Her seferinde sponsorun değiştiğini maçta öğreniyoruz.
Kulübe kuruş faydası olmayanların ziyareti bile sosyal medya hesabından paylaşılırken Ankaragücü, bugüne kadar Merkez Ankara dışında bir kere olsun sponsorunu kendi duyurmadı.
Kulübün sponsora saygısı olmalı.
Belki küçümsüyor olabilirler, 10 maçlık 600-700 bin liralık anlaşma diye.
Olsun, iki maç primi en azından buradan çıkmış oldu.
O da olmasa var mı elini cebine atan?
Yok.
Şu not burada kalsın.
Ankaragücü maddi sorunlarını çözerse ligde rahat kalır, çözemezse yine kalabilir ama çok çok zorlanır.
Maddi sorunların çözümü için de kongre şart.