Ankaragücü, 2 gün sonra hayati önem taşıyan Konyaspor maçına çıkacak.
Ancak taraftarın aklı fikri transfer yasağında.
75 gündür görevde olan yönetim sessiz kaldıkça oluşan boşluk, birileri tarafından özenle dolduruluyor.
Boşluk dolduranların kimileri kulübü, kimileri de kendi geleceklerini düşünüyor.
Bu kulüp TFF 2. Lig’den beri transfer yasağı ile uğraşıyor.
Bugüne kadar hep geçici çözümlerle yasaklar kaldırıldı.
Yapılan hatalar katlanarak bugüne taşındı.
Geçmişten gelen o kadar hata varken, bugün yönetimin olağanüstü çabası yasağı kaldırmaya yetecek mi?
Son günlerde karamsarlık havası hâkim.
Bana ulaşan bilgiler de çok umut verici değil.
Ama ben hala bir şeylerin eksik yapıldığını düşünüyorum.
Şifreli konuşmalar, yasak kalkmazsa her şeyi açıklayacağım gibi tehditler, bu aşamada kimseye fayda sağlamaz.
Ankaragücü taraftarı, sosyal medyada oldukça güçlü.
FIFA’da çok güçlü lobin yoksa, taraftarın sosyal medya gücü baskı unsuru olarak kullanılabilir, kullanılmalıdır da.
Ankaragücü’nün son 4-5 yıldaki Ankaragücü olmadığı mesajı FIFA’ya çok net ve güçlü bir şekilde verilmelidir.
Bunları yapmadan idam cezası almış da son dakika affı için dua eden mahkum gibi beklemek, kişisel düşüncem bir fayda sağlamaz.
FIFA’dan çıkacak sonuç ne olursa olsun, 31 Ocak’ta bir hesaplaşma yaşanacağı kesin.
Şu anda kılıçlar bileniyor.
Yönetimle ilgili iki konuda eleştirim oldu.
Birincisi şeffaflık.
Bir türlü beceremediler.
Yukarıda yazdıklarımın sebebi de bu zaten.
Yönetim, boşluk bırakmaya gelmez.
Tüm boşlukları sen dolduracaksın ki, senin üzerinden kimse hesap yapamasın.
İkincisi, taraftarın enerjisini düşüren açıklamalar.
Hala bu eleştirilerin arkasındayım.
İsteyenle saatlerce tartışıp, sayfalarca yazı yazabilirim.
Ama şimdilik bu konuya nokta koymak istiyorum.
Sadece benim değil, yönetimin, taraftarın da bu konuya nokta koyması gerekiyor.
Başkan Fatih Mert, 24 Ocak’tan önce transfer yasağının kaldırılamayacağını çok açık bir şekilde ifade etti.
Bu saatten sonra transfer konuşmanın kimseye faydası yok, aksine takımı yıpratır.
Ayrıca, 24 Ocak’ta yasak kalksa bile Ankaragücü çok kritik Konya, Kayseri ve Kasımpaşa maçlarını mevcut kadro ile oynayacak.
O yüzden artık taraftarın şu yasak meselesini 2 haftalığına rafa kaldırması gerek.
Antalya’da çok güzel bir kamp dönemi geçirildi.
Yabancı futbolcuların tüm alacakları ödendi, yerlilerin de çok büyük kısmı.
Çok olumlu bir tablo var ve bunun sahaya, sonuçlara yansıması gerekiyor.
Ankaragücü takımının kadro zafiyeti var, bunu herkes biliyor.
Konyaspor maçında kırmızı kart cezalısı Orgill de oynamayacak.
Aslına bakarsanız iyi ki de oynamıyor.
Orgill’in kafası çok karışık, transfer tekliflerinden olumsuz etkilenmiş.
Yönetimin bu sorunu acil olarak çözmesi gerekiyor.
Canteros’un bitmek bilmeyen sakatlığı (!) da büyük sorun.
Arjantinli kampı kaçırdı, antrenmanlara yeni başladı.
Konya maçında oynaması düşük ihtimal.
Bu kadro zafiyetinin üzerine iki hücum silahının da olmaması Mustafa Kaplan’ı kara kara düşündürüyordur.
Pinto’nun hafif sakatlığı bu yüzden yürekleri ağza getirdi.
Konya maçını bu eksik kadro ile kazanmak zor ama bir yolu var.
Eryaman Stadı’nı cehenneme çevirmek.
Gecekondu’un, Maraton’un, BEÇ’in, Sağ ve Sol Kapalı’nın, hatta VIP tribünündekilerin bu maçta çok özel bir performans göstermesi gerekiyor.
Taraftar grupları maçta organize olmalı.
Ayrı ayrı tezahüratlar, taraftarda bile konsantrasyon bozukluğu yapıyor.
Sahadakileri de hiç etkilemiyor.
Umarım, tribünlerde özlenen senkronizasyon sağlanır.
Rakip Konyaspor da Ankara’ya sıkıntılı geliyor.
Kaleci Serkan başta olmak üzere Ferhat Öztorun, Volkan Fındıklı, Ali Karakaya, Deni Miloseviç ve Marin Aniciç’in sakatlıkları var.
Bu futbolcuların maça yetişip yetişmeyecekleri belli değil.
Yasakları yok ama ara transferde sadece Brezilyalı Thuram’ı alabildiler.
Bu maç Ankaragücü taraftarı ile Konyaspor arasında oynanacak.
İnanıyorum ki kazanan Ankaragücü taraftarı olacak.