Ankaragücü, baştan sona üstün oynadığı maçta Gaziantep FK’ye uzatma dakikalarında yediği golle 2-1 yenildi.
Olmaz olsun böyle futbol adaletine.
Rakibin ilk yarıda sıfır, ikinci yarıda yarım pozisyonu vardı.
Yarım pozisyonla 2 gol bulup, Eryaman Stadı’ndan 3 puanla ayrıldı Gaziantep ekibi.
Ankaragücü ise sezon başından beri bulduğu toplam pozisyonu bir maçta yakaladı.
Olmayınca olmuyor.
Onca pozisyonu harca, sonra son dakikada inanılmayacak bir hatayla 3 puanı rakibe ikram et.
Kimilerine sempatik gelse de Süper Lig’in en itici teknik direktörü olarak gördüğüm Sumudica bile maçtan sonra düzenlediği basın toplantısında, 3 puanı hak edecek bir oyun ortaya koymadıklarını belirterek, “Allah’ın yardımıyla kazandık” derken, maçın gerçek özetini ortaya koyuyordu.
Futbolda becerinin yanında şans da lazım da nasıl bir şanstır bu Ankaragücü’ndeki anlamak zor.
Bir kere de son dakikada kazanan Ankaragücü olsun.
Son 4-5 yılda hatırladığım iki maç var, 19 Mayıs’taki tarihi Tuzlaspor maçı ve geçen sezon ki Erzurumspor maçı.
Birisi Sarı Lacivertlileri şampiyon yapmış, diğeri de ligde kalmasını sağlamıştı.
O maçların dışında son dakika golünü hatırlamıyorum.
……………………………………………..
Gaziantep FK maçı kadroları açıklandığında 2 isim dikkatimi çekti.
Birincisi Aydın Karabulut, ikincisi Hector Canteros.
Aydın haftalardır çok formsuz, aldığı her topu ezen bir oyuncu görüntüsündeydi.
İlk yarı vasatın biraz üzerinde, ikinci yarı ise mükemmele yakın oynadı.
Oyundan çıkarken alkışlıyordum, maç öncesi düşündüklerimden dolayı beni de utandırdı.
Aydın, yetenekleriyle birçok kez takımına tek başına maç kazandıran bir oyuncu.
Bu maç onun için eski günlere dönüş için ilk adım olur umarım.
Böyle oynamaya devam etsin de ben utanmaya razıyım.
Maçtan bir gün önce teknik direktör Metin Diyadin ile bir telefon görüşmesi yaptım.
VİRALSPOR yazarı Engin Atanaz’ın bu haftaki analizinin başlığı, “Canteros iyi olursa Ankaragücü kazanır” şeklindeydi.
Bu yüzden ilk olarak Canteros’u sordum.
Henüz tam olarak maç kondisyonuna kavuşmadığını, son durumuna göre kaç dakika yararlanabileceklerine bakacaklarını söyledi.
Doğal olarak Canteros yedek başlar, ikinci yarı oyuna girer diye bekliyordum.
11’de maça başladı, 90 dakika sahada kaldı.
Evet sadece sahada kaldı, oyuna en küçük katkısı olmadı.
Canteros’tan beklenti fazla.
10 numara oynuyor ya; kilit pas verecek, asist yapacak, kaleye şut çekecek, gol atacak.
Empati yapıp, Hoca’nın cephesinden bakarak, yerine kim girecek ki bu beklentileri yerine getirecek diye kendime sordum.
Cevabım yoktu.
Dar kadroda belki diye maalesef bu tür oyunculara 90 dakika tahammül göstermek zorunda kalıyorsunuz.
…………………………………………..
Ben Canteros’un verimsiz olmasına karşın 90 dakika sahada kalmasından çok ikinci gole taktım.
Rakip, İlhan’ın gereksiz faulu sonrası yarım korner denilecek yerden serbest vuruş kullanıyor.
Gaziantep FK’nin bu pozisyonda etkili olabilecek tek uzun oyuncusu 3 numaralı Djilobodji.
Bu oyuncu nasıl bu kadar serbest bırakılır, önlem alınmaz anlamak mümkün değil.
Teknik direktörlerin cezası pek önemsenmez, nasıl olsa yukarıdan izliyor, taktik veriyordur denir ya.
İşte bu pozisyonlarda hocanın sahada olması çok ama çok önemli.
Tecrübeli bir hoca, kendini yırtar, o pozisyonda defansına gerekli önlemleri aldırırdı.
………………………………………………………………
Ankaragücü için hayati bir maç kaybetti.
İlk yarıda önünde 7 maçlık bir periyot var.
Geçen sezon Rizespor, ilk yarıyı 12 puanda tamamlayıp ligde kalmıştı.
Bir daha aynı başarıyı bir başka takım elde edebilir bilinmez ama Ankaragücü bu maçı kazansaydı, kritik eşiğe 10. Haftada ulaşmış olacaktı.
Bundan sonra işi zor mu zor.
Evet Ankaragücü’nde mükemmel şeyler oluyor.
Herkes elini taşın altına koymaya hazır.
Abdullah Karaata, efsane otobüsü ve 06AG1910 plakayı bağışlayarak, bir fitili ateşledi.
Başkan Fatih Mert’e çağrı yaparak, kampanya başlat en tepeye beni yaz dedi.
Birol Darçın, Tandoğan’ın çit işini üstlenebileceğini bildirdi.
Bir taraftar çim işine ücretsiz talip oldu.
Herkes işin bir ucundan tutmaya hazır.
Eski başkanlar, eski asbaşkan Murat Ağcabağ tribünde.
17 bin taraftar cezalı, taraftar sosyal medyada maça bir kişi fazla sokabilmek için öyle canla başla çalıştı ki anlatılamaz.
İşsiz gençlerin, babadan aldıkları harçlıklarıyla durumu olmadığı için maça giremeyecek gençlere bilet alma teklifinde bulunduğuna şahit oldum.
Tüm bunlar 31 Ekim kongresinin olumlu yansımaları.
Eski yönetim olsaydı mümkün müydü böyle bir havayı yakalamak?
Mümkün değil.
Taraftar artık yönetimde kendi içinden birileri olduğunu biliyor, canla, başla, varıyla, yokuyla destek olmak için çalışıyor.
………………………………………………………….
Gelelim asıl önemli soruya?
Yeterli olacak mı?
Ankaragücü için her şey çok güzel olacak mı?
Eldeki kadro bu.
İdeal kadro vardı dün sahada.
Her maç varını yoğunu ortaya koyan da var bu kadroda, paranın sesini duyunca sakatlıkları bir anda düzelen de.
Bu kadro maalesef Süper Lig standartlarının altında.
Gaziantep FK maçında üstün oynamasının bir sebebi de rakibin 6 as oyuncusunun sakat ya da cezasından dolayı sahada olmamasıydı, bunun da altını çizelim.
Bu takımın ligde kalabilmesi için, bu kadro ile ilk yarıda 18-20 puan toplanması gerekiyor.
Dün moral, motivasyon anlamında Ankaragücü için her şey 10 numara, 5 yıldızlıktı.
Tamam iyi futbol da oynandı ama bu atmosfere rağmen maç kaybedildi.
Fatih Mert ve yönetiminin işi zor mu zor.
Hem henüz büyüklüğü ne kadar olduğu belli bile olmayan borçlar, futbolcu alacakları ödenecek hem de kendi kurmadıkları ligin standartlarının altındaki bu kadroyla ilk yarı sonuna kadar 8-10 puan daha toplanacak.
Fatih Mert, Tamer Açar ve arkadaşları, tek başlarına bu işin altından zor kalkarlar.
Şimdi artık elini taşın altına koyma zamanı taraftarda.
Maalesef dün Ankaragücü taraftarı iyi bir sınav veremedi.
Ankaragücü’nün taraftarı sadece 17 bin kişi mi?
5 liralık bilete, onca kampanyaya rağmen, stadın yüzde 70’inin boşluğunu izah etmek mümkün mü?
Statta olanlar ellerinden geleni yaptılar ama bu stat Beşiktaş maçındaki gibi full olsaydı, Gaziantep bu kadar rahat çıkabilir miydi Eryaman’dan?
Artık görev taraftarda, tribün liderlerinde.
Parçalanmış görüntülere son verip, birlikte, omuz omuza destek olma zamanı.
Bu tribünler ölüye bile maç kazandırır.
Gün Ankaragücü’ne sahip çıkma günüdür.