Ankaragücü’nde günler geçiyor, transfer yasağından ses yok.
Direkt yöneticilerden aldığımız tarihler bile asılsız çıkıyor.
Karar verecek kişi Sayın Fatih Mert ile Sayın Faruk Koca…
Kulübe maddi kaynak bulunması için neredeyse 7 gün 24 saat çalışıyorlar ama onlar bile net tarih vermiyor, veremiyor.
Sadece “rahat olun, sabırlı olun” diyorlar.
Taraftar rahat olamasa da sabırla bekliyor.
Aslında transferlerin ilk partisi yapıldı.
Aralarında Erdi Dikmen, Şahverdi Çetin, Zvonimir Sarlija, Luka Adzic ve Jonathan Bolingi’nin de bulunduğu bazı oyuncuların Afyon kampına katıldıkları artık söylenti boyutlarını da aştı.
Kimisi Transfermarkt verilerine bile işlendi.
İkinci grup transferler biraz zor isimler, para lazım.
SGK ve vergi ödeme zorunluluğunun kalkması Ankaragücü’nü bir hayli rahatlattı.
Banka kredisi için Ziraat Bankası’na başvuruldu.
Talep edilen para bir hayli yüksek.
Ama o rakam çıkar mı, ne kadar kesintiye uğrar bilenmez.
Yönetim, her kuruşun hesabını yapıyor.
Amaç, yasağa neden olan dosyaların en az hasarla sonuçlandırılması.
Bu yüzden Heurtaux ve Cerci’nin iknası için her kapı çalınıyor.
İtalyan aracılar bile devrede.
Transfer yasağını ne kadar az maliyetle kaldırırlarsa, ikinci etap transferleri o kadar çok kaynakla yapabilecekler.
Belki de taraftarın beklediğine değecek, gerçek anlamda çilek transferler yapılacak.
Her şey birkaç gün içinde belli olacak.
Biz gelelim Ankaragücü’ndeki sürpriz gelişmeye.
Kasım ayındaki genel kurulda birden çok adayın yer alacağı artık kesinleşti.
Önceki gün iş insanı (iş adamına kızdıkları için bu terimi kullanayım) Abidin Doğan’ın haberini yayınladık.
Bir muhalif hareket beklentisi içinde olan kesimden tebrik mesajları aldığımız gibi, mikserlikle, hainlikle suçlandığımız da oldu.
Eski fotoğraflarımız ortaya saçıldı, “10 yıl önce Ankaragüçlü olmadığımız” belgelendi.
Mesleğimizde araştırmacı gazetecilik ölmüş durumda, sosyal medyada bu rolü üstlenenlerin çokluğunu görünce ülke geleceği açısından umutlandık.
Kendimi bugüne kadar tam anlatamadım sanırım.
Öncelikle, bu satırları okuyan birçoğunuzun yaşından bile uzun süre bu mesleği yapıyorum.
Bir haber yapacaksam tek ama tek kriterim ele aldığım konunun haber değeri taşıyıp taşımaması oldu.
Sayın Abidin Doğan’ın Ankaragücü başkanlığına layık olup olmadığı beni zerre kadar ilgilendirmiyor, zaten ilgilendirmemeli de.
Ankaragücü’ne başkan atamak gazetecilerin değil, delegelerin görevidir.
Birisi çıkıp ben Ankaragücü için hareket başlatacağım diyorsa, o kişinin bulunduğu konum, iddia ettiği işi yapabileceği noktadaysa, bu bir haberdir.
Öyle hakaretlere, tehditlere de pabuç bırakmam.
Bıraksaydım, Mehmet Yiğiner tehdit ettiğinde köşeme çekilirdim.
İnsanlar neden haberle, haberciyi örtüştürür anlam vermekte zorlanıyorum.
Abidin Doğan’ın haberini yaptım diye Abidin Doğancı mı olmam, onu destekliyor mu olmam gerekiyor?
Bir de böyle suçlama vardı, baktım yöneticilerimizden Celalettin Alkan bey de beğenmiş, üzüldüm.
Ben her gün Sayın Fatih Mert’ten, Sayın Faruk Koca’dan haber yapıyorum, o zaman da Fatih Mertçi, Faruk Kocacı mı oluyorum?
Neyse çok uzattım özür dilerim.
Gelelim Kasım ayındaki olağan genel kurula.
Biliyorsunuz Ankaragücü yönetimi, tüzükteki yüzde 5 kısıtlamasını kaldırdı.
Her dönem üye sayısı kadar yeni üye kaydetme hakkı var artık yönetimlerin.
Ama üyelik ücretleri, tribünlerdeki Ankaragüçlüler için oldukça tuzlu olduğu için (3200 TL) bu fırsattan sadece 100’e yakın kişi yararlanabildi.
Bunun anlamı, Kasım’daki genel kurul Mehmet Yiğiner’in delegelerinin ağırlıkta olduğu hazirunla yapılacak.
Bundan cesaret almış olmalılar ki, Mehmet Yiğiner’in A takımında yer alan isimler yakın zamanda bir araya geldiler.
Toplantıda, “Mehmet Yiğiner’e yönelik söylemlerden” duyulan rahatsızlık gündeme geldi.
Toplantı sonucunda da Kasım’daki kongreye kesinlikle katılma kararı çıktı.
Aldığım bilgiye göre, bu karar Mehmet Yiğiner tarafından da onaylanmış.
Toplantıya katılanların öncelikleri Mehmet Yiğiner’in aday olması.
Ben bunu pek olası görmüyorum.
Onlar da öyle düşünmüş olacak ki Mehmet Yiğiner’in reddetmesi halinde olası başkan adaylarını da belirlediler.
İsim bende var, haber kaynağım Mehmet Yiğiner kararını vermeden ismi açıklamamamı rica etti, bekliyorum.
Anlayacağınız, Mehmet Yiğiner ya kendisi direkt aday olarak ya da destekleyeceği bir adayla sahnelere geri dönecek.
Çok yakında resmî açıklama da yapılacak.
Şimdi size bir soru.
Bu haber değil mi?
Bu haberin Sayın Fatih Mert ve yönetimine ne zararı olur?
Sağlıkta bile erken teşhis ne kadar önemli, Sayın Mert’in bu gelişmeleri öğrenmesi, ona göre pozisyon almasını yararına mı, zararına mı?
Bu haberlerin Ankaragücü’ne artı faydası da bu hafta mutlaka olacaktır.
Göreceksiniz, yönetim rehavetten çıkıp yasağı kaldıracak, taraftarları mutlu edecek transferleri peş peşe açıklayacaktır.
Bu haberler olmasa, transferin son günü olan 5 Ekim’i bile beklerlerdi, haberiniz ola…