Ankaragücü, soğuk bir Ankara akşamında Eryaman’da konuk ettiği Beşiktaş Jimnastik Kulübü’ne 1-0 yenildi.
Sözde Türkiye’nin en iyi hücum organizasyonları yapabilen ekibi sadece bir kez Ankaragücü kalesini yoklayabildi.
Maalesef o da gol oldu.
Ankaragücü ise üçü yüzde 100 olmak üzere 7-8 pozisyon yakaladı.
Bir tanesi bile rakibin en zayıf elemanı olan kaleci Ersin Destanoğlu’nu zorlamadı.
Süper Lig seviyesinde, hem de BJK karşısında bu pozisyonları bulmak her takımın harcı değil ama kaçırınca bir anlam ifade etmiyor.
Son 2 sezondur yenilgilere çok alıştırılmış olsa da sarı lacivertli taraftarlar için dünkü yenilgi epey acı verici oldu.
Dünkü futbolun, övülecek de eleştirilecek de bir yanı yok.
Sadece ders çıkarılabilir bu maçlardan o kadar.
Örneğin Torgeir Borven…
Ortalarla, ara paslarla havadan ya da yerden ceza sahası içinde besleyemeyecekseniz, 11’e de almayacaksınız.
“Kuzeyin Kralı”dır, doğrudur ama sen ona orta sahaya gel, kendi topunu kazan, rakiplerle boğuş dersen, kral krallıktan çıkıyor, sıradan asker oluyor.
Onun oyun tarzı bu değil, bu şekilde oynatıldığı her maçta Ankaragücü bir eksik oynuyor.
Bir başka örnek Endri Çekici.
Transfer edilirken, takımda 4 tane sol kanat var, beşinciye ne gerek var dedik.
Yok sol kanat değil, merkez orta saha oyuncusu hatta On Numara dediler.
Şimdi bakıyoruz, sol kanatta oynatılıyor.
Sağ kanat tıkır tıkır işlerken, sol kanat felç halde, ona gelen her top eziliyor, rakibe teslim ediliyor.
İkili mücadelelerde son derece yetersiz kalıyor.
Sadece frikik olursa gözler Endri Çekici’yi arıyor, o vuruşlardan da henüz gol bulunmuş değil.
Kaleci Ricardo Friedrich 12. maçını oynuyor, “iyi oynadı” denildiği maç sayısı sadece bir.
Yan toplarda, hava toplarında hata üstüne hata yapıyor.
Oyuna sonradan giren Erdi’nin, Şahverdi’nin, Paintsil’in, Bolingi’nin, Assane’nin yetersizliklerini saymıyorum bile.
Hal böyle olunca, pozisyon üstünlüğün olsa da Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nü yenemiyorsun işte.
Takımın olumsuz yönleri kadar olumlularını da konuşmak gerekir.
Bir örnek de buradan vereyim Atakan Çankaya.
22 yaşında, her geçen gün üstüne koyarak ilerliyor.
Joker gibi, nerede eksiğin var, orayı tamamlıyor.
Kesici yönü mükemmel, topu oyuna sokma konusunda da becerisini artırırsa, Ankaragücü’nün geleceğini kurtarabilecek bir yetenek.
Benim anlamadığım konu, 2023 yılının takımını kuruyoruz diyen yönetimin, henüz 22 yaşındaki bu oyuncu ile sadece 1 yıllık sözleşme yapması neyin nesi!
TFF kayıtlarına bakıyorum, sözleşmesi Mayıs 2021’de bitiyor.
Bildiğim kadarıyla bir yıllık da opsiyonu var ama opsiyonun içeriği nedir açıklanmadı.
Eğer bu oyuncu, sezon sonunda elini kolunu sallayarak giderse hesabı çok zor verilir.
Ne kadar kızsak, eleştirsek de takımın en önemli hücum silahı Saba Lobjanidze.
Dünkü maçta da özellikle ilk yarım saat, rakip defansı felç etti.
Ah bir de kafayı kaldırabilse, son vuruşlarını düzeltebilse…
Bu yaşa gelmiş oyuncuya kafayı kaldırtamazsınız.
Saba bu haliyle nasıl verimli kullanılır, onu bulmak gerekir.
Kitsiou, oyundan çıkana kadar takımın lideriydi.
Zaten o oyundan çıkınca Ankaragücü de oyundan düştü.
İlk yarıdaki hücum anlamındaki zenginlik yok olup gitti.
Teknik sorumlu Mustafa Dalcı’yı eleştirmek şu an için biraz insafsızlık gibi geliyor.
Takım nasıl oynaması gerekirse, onu oynatıyor.
Bu takım rakibe çok az pozisyon veriyor, kendi bolca pozisyon buluyor.
Elindeki malzemeden en iyi yemeği çıkarıyor.
Eksik malzemeler var, onlar da tamamlanabilse o zaman takım iş yapamıyorsa eleştirelim.
Maçtan iki gün evvel konuştum.
Geçirdiği hastalıktan dolayı çok bitkin olan Jonathan Bolingi’nin oynaması için daha bir iki hafta daha var dedi ama alternatif olmadığından zorunlu olarak oynattı.
Joseph Paintsil’de de durum aynı.
Bu takımın neredeyse yüzde 70’i koronavirüs tedavisi gördü.
Bu hastalık, kimini çok az etkilerken kimilerinde ağır seyretti.
Bu yüzden eleştirirken biraz insaflı olmak gerekiyor.
Transferleri o yapmadı, başkasının hataları yüzünden de onu eleştirmek doğru olmaz.
Artık belli oldu ki yakın zamanda genel kurul yok.
Fatih Mert yönetimi Mart 2021’e kadar işbaşında.
Kış transfer sezonunun açılmasına da sadece birkaç gün kaldı.
Biliyorum, halledilmesi gereken yasak dosyaları var.
Harcama limitleri son kuruşuna kadar doldu.
Eller, kollar bağlı durumda.
Ama yönetici becerikliği burada gerekiyor.
Kış transfer sezonu 5 Ocak’ta açılacak, 1 Şubat’ta kapanacak.
Bu sırada Ankaragücü 6 maç oynayacak.
Eskisi gibi Ankaragücü’nün bir lirasını korumak için mücadele ediyoruz deme lüksü kimsede yok.
Bir operasyon yapılacaksa, şimdiden düğmeye basılmalı, 5 Ocak’ta da yeni takım sahada olmalı.
Bu takımın ihtiyaçları çok açık.
Bir kaleci, bir kanat, bir 8 ya da 10 numara, bir de santrafor şart.
Ama direkt oynayacak cinsten oyuncular gerekiyor.
Umarım yönetimin bu konuda hazırlığı vardır.
Onların sınav dönemi şimdi başladı.
Bu sınavı geçemezlerse, Mart ayını zor çıkarırlar, benden söylemesi…