Ankaragücü taraftarlarına, yönetimine, Ankaragücü’nü takip eden spor yazarlarına bir soru.
Siz hiç Ankaragücü ile maç yaptıktan sonra hakemden yakınan rakip gördünüz mü, duydunuz mu?
Dürüst olalım, bir kere gördük.
Ankaragücü-Trabzonspor maçı sonrasıydı.
Ünal Karaman, sadece bir faulden dolayı nasıl isyan etmişti hatırlar mısınız?
Trabzon medyası bir hafta boyunca o faulu yazmıştı.
Maçın hakemi Mete Kalkavan, maç boyunca tüm taktir haklarını Trabzonspor lehine kullanmasına rağmen, kaleden neredeyse 40 metre uzaktaki bir pozisyon için çaldığı o düdükten dolayı linç edilmişti.
Mete Kalkavan o maçtan sonra Trabzonspor maçına verilmiş mi diye merak ettim.
Evet 3,5 ay sonra Trabzonspor-Konyaspor maçına atanmış.
Konyaspor’un pozisyon üstüne pozisyon kaçırdığı maçın 76. dakikasında Trabzonspor lehine evlere şenlik bir penaltı vermiş.
VAR bile uyarmış böyle penaltı olmaz diye ama o gitmiş bakmış, penaltıda ısrar etmiş.
Trabzonspor o maçı 3-0 kazanmış.
Ünal Karaman’ın sözde Ankaragücü maçında kaybettiği puanları Mete Kalkavan bu maçta telafi etmiş yani.…………………..
Ankaragücü’nün tüm maçlarını izledim, hemen her maçta başkent ekibi aleyhinde büyük küçük hakem hataları oldu.
Aslında büyük- küçük hata demek ne kadar doğru ki? Yeri geliyor yanlış verilen bir taç kararı bile maçın kaderini değiştirmiyor mu?
Koskoca Fatih Terim “tacı bize vermediler, o yüzden 2 puan kaybettik” diye isyan etmedi mi Fenerbahçe derbisinde?
Yine de ben küçükleri bırakayım da herkesin konuştuğu dilde, yani “maçın kaderini direkt etkileyen” hataları sayayım.
Ankaragücü-Antalya maçında ilk kez Süper Lig maçı yöneten Tugay Kaan Numanoğlu, çok net bir penaltı ve bir kırmızı kartı es geçti.
Erdem’in sırtına çarpan topa serbest vuruş verip, Ankaragücü’nün 3 puanını Antalya’ya verdi.
Konyaspor-Ankaragücü maçında Suat Arslanboğa maç 0-0 iken El Kabir’e yapılan penaltıyı vermedi.
Mete Kalkavan ise Ankaragücü-Beşiktaş maçında 0-0 iken Pinto’nun pozisyonunda penaltı düdüğü çalamadı.
Fırat Aydınus, Çaykur Rizespor maçında skor 1-1’ken Ankaragücü aleyhine saçma sapan penaltı verdi, neyse ki Altay penaltıyı kurtardı.
Mustafa Öğretmenoğlu, Trabzonspor-Ankaragücü maçı 1-0 ev sahibi lehineyken, Orgill’in attığı buz gibi golü iptal etti.
Ne Ünal Karaman bu pozisyon hakkında konuştu, ne de Trabzon medyası bir kelime yazdı.
Halis Özkahya, golsüz biten Akhisarspor-Ankaragücü maçında, Djedje’yi haksız sarı kartlarla oyundan attı, İlhan’ın golünü elle oynama var diye iptal etti, sonrasında elle oynama olmadığı ortaya çıktı.
Halil Umut Meler, Ankaragücü-Erzurumspor maçında Orgill’in nizami golünü elle oynama var diye iptal etti.
Neyse ki Orgill 90+5’te bir gol daha attı da Ankaragücü hakkı olan 3 puanı aldı.
Son olarak da Özgür Yankaya, Evkur Yeni Malatyaspor maçında Ankaragücü’nün en az bir puanını çaldı.
Özgür Yankaya’nın hangi hatasını yazayım bilemedim, başlama düdükleri dışında çaldığı her düdük hatalıydı çünkü.
8 hakem, Ankaragücü aleyhinde “maçın kaderini etkileyecek” 20’ye yakın hata yaptı, hiçbiri bu pozisyonlar için VAR’a bile gitmedi.
Ama Alanyaspor maçında atılan gol için VAR’a gidilip iptal edildi.
Bakary Kone VAR uyarısı ile ihraç edildi.
Bir tek VAR, zaten mağlup olunan Bursaspor maçında işe yaradı, yenilen 2 gol iptal edildi.
Unuttuklarım varsa da affola…
…………………….
Ankaragücü bu maçlarda 9 puan kaybetti.
Bunlar hanesine yazılsa şu anda 40 puanla beşinci sırada, küme düşme derdi olmayan, ligin en rahat takımı olacaktı.
Trabzonspor’un, Beşiktaş’ın Ankaragücü’nden aldıkları ekstra 2 puanı düşsen Sarı Lacivertliler, üçüncülük mücadelesi veriyor olurdu.
Bir de bu işin maddi boyutu var tabi ki.
Biliyorsunuz Süper Lig’de galibiyete 2,6 milyon, beraberliğe ise 1,3 milyon prim ödeniyor.
Ekstra 9,1 milyon TL daha Ankaragücü’nün kasasına girecekti, hakem hataları yüzünden kaybedildi.
Mehmet Yiğiner diyor ya, “Ah bir 10 milyonumuz olsa, neler yaparız neler“ diye.
Resmen Ankaragücü’nün 9,1 milyon TL’si çalındı.
Bunlar Anadolu takımları için büyük paralar, varsa bir haksızlık puanını çalıyorsunuz, bari parasını çalmayın.
………………………..
Ünlü yorumcular hep büyütülmüş takımların taraftarı olduğu, hatalar da bu takımların lehine yapıldığı için genellikle şu yorumu yaparlar:
“Aleyhte, lehte yapılan hatalar lig sonunda dengelenir.”
Yani Ankaragücü 9 puan aleyhteki hatalardan kaybettiyse, 9 puan da lehteki hatalardan kazanır anlamında.
Yok kardeşim, 26’ncı hafta bitmiş, Ankaragücü’nün bir tane lehine verilmiş hatalı penaltı, gol yok.
Hata hep aleyhte yapılmış.
Puanlar hep Ankaragücü’nden gitmiş.
Kim ne derse dersin, ne kadar inkar edilirse edilsin TFF’de bir Ankaragücü düşmanlığı var.
TFF Başkanı değişse de, MHK tümden yenilense de zihniyet değişmiyor.
Stajyer hakemler hep Ankaragücü’ne atanıyor, sabıkalı hakemler hep Ankaragücü maçlarında.
……………..
Ankaragücü, bu kadar mağdur olurken yönetim ne yapıyor?
Hiçbir şey.
Hatta, “Hakemler de insan hata yapabilirler” bildirisine imza atıyor.
Kulüp maç günü açıklama yapmayı bile beceremiyor.
Arkadaş, Malatya-Ankaragücü maçı pazar günü oynandıysa, televizyonlarda, internette pazar günü tartışılır.
Maçtan 30-40 saat sonra yapılan açıklamayı kim ne kadar ciddiye alır.
Bakın Bursaspor da hakem kurbanı oldu.
Ankaragücü maçını saat 13.30’da, Bursa 19.00’da oynadı.
Bursa mağduriyetini maç biter bitmez sosyal medyadan paylaştı, o gece hep Bursaspor konuşuldu, sonunda MHK açıklama yapmak zorunda kaldı.
Hak böyle aranır.
Hiç unutmuyorum; Ankaragücü, Trabzonspor maçındaki mağduriyeti için de 70 saat sonra açıklama yapmıştı.
Ne diyelim, 30 saate şükredelim bari.
Aman medya sorumlusunu eleştirmeyelim.
Sinirlenir de, sosyal medyada engeller sonra…
METİNER ERDEM