Ankaragücü, ligde direkt rakibi konumundaki Erzurumspor’a teknik sorumlu Mustafa Dalcı’nın hataları sonucu 1-0 yenildi.
Mustafa Dalcı, maça tamamen yenilmemek üzere kurgulanmış bir 11 ile başladı.
İlk yarım saat sahanın da oldukça kötü olmasından dolayı iki taraf da pozisyon bulamadı, maç orta saha mücadelesi şeklinde geçti.
Mesut Bakkal, Saba ve Paintsil’i kilitleyerek rakibin kontratak yapmasını engelledikten sonra, yavaş yavaş oyunu Ankaragücü yarı sahasına yığmayı başardı.
Gol geliyorum diyordu ama o dakikalarda Korcan ön plana çıktı, kritik kurtarışları ile ilk yarının golsüz sona ermesini sağladı.
İlk yarıda Gomez ve Schwechlen ile çok önemli pozisyonlar bulan Erzurumspor ise müthiş öz güven ile soyunma odasına gitti.
İlk yarıda Mustafa Dalcı’nın oyun planının tutmadığı çok açıktı.
Ali Kaan, Alanya maçında olduğu gibi yine sağ bekte zorlanıyor, Assane kritik top kayıpları yapıyor, Badji de oyuna katkı sağlamak bir yana Ankaragücü ataklarını kesen rakip defans oyuncusu rolüyle sahada geziniyordu.
Serbest vuruşlar çok etkisiz kullanılırken, gözler Endri Çekici’yi arıyordu.
Mustafa Dalcı’dan bu eksikleri görüp ikinci yarıya en azından Endri Çekici, Borven değişikliği ile başlaması beklenirken, aynı kadroyla devam etmeyi tercih etti.
Resmen intihar anlamına gelen bu karar, Ankaragücü’nün de sonunu getirdi.
Mesut Bakkal yerinde hamlelerle önce Osman’ı ardından da Novikovas ve El Kabir’i alırken Mustafa Dalcı, sahada tel tel dökülen takımını seyretmekle yetindi.
Tek hamlesi, geçen hafta 5 değişiklik yaparken oyuna alma gereği duymadığı Alper Potuk’u sahaya sürmek oldu.
Erzurumspor, önce Osman ile bir pozisyon buldu ardından da El Kabir-Novikovas iş birliği ile hazırlanan pozisyonda galibiyet golünü.
Mesut Hoca, her hamlesinin karşılığını alırken, Mustafa Hoca, 73. dakikada 10 kişi kalan rakibi karşısında Borven’i 85, Endri Çekici’yi de 89. dakikada oyuna almayı akıl edebildi.
Bugün maçın en formsuz kişisi Mustafa Dalcı’ydı.
Hoca formsuz olunca takımdan da bir şey beklemek hayal oluyor, nitekim hayal gerçekleşmedi.
Ankaragücü, uzatmalarıyla 100 dakika oynanan maçı sadece 1 pozisyonla tamamladı.
Evet, hakemin Erzurum golü öncesi El Kabir’in pozisyonunu es geçmesi de önemliydi ama bu yenilgiyi hakeme bağlamak, Ankaragücü’ne fayda sağlamaz aksine zarar verir.
Ankaragücü bu maçı, Mustafa Dalcı’nın bu performansıyla mümkün değil kazanamazdı.
Teknik direktörün performansı kötü de yönetimin çok mu iyi?
Konuştukça batıyorlar, hata üstüne hata yapıyorlar.
En taze örnek Kitsiou.
Adamda 2. derece kasık yırtığı ve ödem var, tam iyileşmeden dönmek istemiyor, yönetim de bir an önce oynaması için ısrar ediyor.
Bırak oyuncun tam olarak hazır olduğunda dönsün, oynasa yeniden sakatlansa belki sezonu kapatacak.
Ama yapmıyorlar ısrar ediyorlar oyna diye, bir de sorun psikolojik diyerek oyuncuyu taraftarın önüne atıyorlar.
Birileri Trabzon istiyor diye balon ortaya atıyor, sosyal medya yıkılıyor, Kitsiou kırmızı çizgimizdir sattırmayız diye.
Doktor ne söylese, başkan ne söylese, menajer ne söylese boşuna; alan yok satan yok ama bu saatten sonra ne söylesen ne yazsan inanan da olmaz.
Bir başka örnek, mesela Geraldo.
10 gündür Beştepe’de takımla çalışıyor, sözleşme imzalamak için cuma günü bekleniyor.
Kamp kadrosuna alıp Erzurum’a götürdüğün oyuncunun lisansını çıkaramıyorsun.
Bir örnek daha, 10 numara transferi.
31 Ekim 2019’dan 31 Ocak 2021’e 15 ay yani 450 gün geçmiş.
İlk günden bu takımın bir on numara eksiği olduğu söyleniyor yazılıyor çiziliyor.
40’a yakın transfer yapıldı, hep 10 Numara unutuldu.
Yine aynı senaryo, son dakikaya bıraktıkları Ukraynalı oyuncu da eş engeline takılınca yine bomba ellerinde patladı.
Belki yine 10 Numara alınmayacak, belki de bir ön libero daha alıp, 10 numara da oynarmış diye geçiştirecekler.
Ankaragücü bu mağlubiyetle moral ve öz güven olarak Fuat Çapa’nın görevi bıraktığı 9’uncu haftaya dönmüş oldu.
Camia karmakarışık, taraftar isyanda, yönetim ne yapacağını bilemez vaziyette.
Böyle ortamlarda birileri ellerini ovuşturuyordur.
Kim mi onlar?
Ankaragücü’nün içindeki İrlandalılar.
Teknik direktöre kızdıkları, yönetime öfke duydukları, eski yönetim sevdalısı oldukları ya da başka muhalefet hareket içinde yer aldıkları için el ovuşturanlar da var elbette ama benim kastım onlar değil.
Benim kastım transfer ekibi adı altında bu kulübe çöreklenen İrlandalılar.
Egemenler, Erdemler, Emreler, Trabzonlu Serhatlar, Vs, Vs….
Takım kaybetti, yönetim mutlaka panik transferleri yapacak ya.
Beyefendiler yine ellerini ovuşturuyorlardır.
Ankaragücü kaybetse de kazanan hep onlar oluyor ne de olsa.
40 transfer yaptırdılar, doymadı bu İrlandalılar.
Sayın Fatih Mert, Sayın Faruk Koca…
Mutlaka siz de üzülüyorsunuzdur yaşananlara ama bu İrlandalıların kulübe çöreklenmelerine engel olmadıktan sonra neye yarar üzülmek.
Lütfen önce teknik direktörlüğü, ardından da sportif direktörlüğü ve transfer komitesini işin ehillerine teslim edin.
Mart’ta da aday olur ya da olmazsınız, delege hür iradesiyle yeni yönetimini seçsin.
Siz de üzülmeyin, bu taraftarı da üzmeyin.