Merhabalar,
Bugüne kadar hep rakiplerin analizini yaptım, eksi ve artı yönlerini ortaya koydum, Ankaragücü’nün rakibe karşı nasıl önlem alması gerektiği üzerine görüşlerimi belirttim.
Amacım, VİRALSPOR okuyucularına rehberlik yapmaktı.
Bugün ise Ankaragücü’nün analizini yapacağım, özellikle de farklı kaybedilen BTC Türk Yeni Malatyaspor maçındaki hatalara değineceğim.
Teknik direktör Metin Diyadin’e de bu takımın nasıl oynaması gerektiği konusunda bazı önerilerde bulunacağım.
Sakın haddimi aştığımı düşünmeyin, benim mesleğim bu; sadece ve sadece mesleğimi icra edeceğim.
Bu yazıyı yazmaya gerek duydum çünkü, Ankaragücü’nü ve futbolcularını çok iyi tanıyorum, neler yapacaklarını ya da yapamayacaklarını mütevazı olmayacağım Metin Diyadin’in ekibindekilerden bile daha iyi biliyorum.
Onlar sadece bir hazırlık bir de resmi maçta bu futbolcuları gördüler, ben ise geçen sezondan beri onlarca maçlarını çıplak gözle izledim, her maçlarını ayrı ayrı analiz ettim, antrenmanlarını seyrettim.
Şu bir gerçek ki, Ankaragücü, Malatyaspor karşısında belki de son 2 sezonun en kötü futbolunu oynadı.
Geçen sezon ilk yarının sonlarında futbolcuların para alamadıkları haftalardaki maçlar hariç tabii.
Ankaragücü, Malatyaspor maçına sanki rakibi hiç izlememiş, hiç taktik çalışılmamış, rakip hiç analiz edilmemiş şekilde başladı.
Yeni Malatyaspor, maçın her anında istediği oyunu rahat şekilde oynadı, topun tamamen hâkimi oldu.
Ankaragücü teknik direktörü Metin Diyadin, maç sonunda mazeret olarak kadro derinliğini öne sürdü.
Anlaşılan Ankaragücü’nün elinde sistem, program veya rapor yok?
Nerede baskı yapılacağını, kimin kiminle nerede markajlanması gerektiğini ve rakibin hücumlarının nasıl kısıtlanabileceğini kimse görmüyor, görüyorsa bile önlem alınmıyor.
Malatya’nın oyun sistemi belli, Acquah takımın en çok topla buluşanı, Bifouma boş alanları kullanan, Jahovic de pozisyon bulan oyuncusu.
Bir de Guilherme’nin hücumdaki aksiyonlarına dikkat edilmesi gerekiyordu.
Acquah ile topun ilişkisi kesilmeliydi, özel baskı yapılmalıydı ama maçın istatistiklerine bakıyorsun, Sakıb Aytaç’ın ardından Acquah en çok pas yapan oyuncu.
Şimdi size soruyorum, az buçuk bu işten anlayan biri bile ilk 11’e baktığında bu oyuncuların tehlikeli olabileceğini, önlem alınması gerektiğini anlayamaz mıydı?
Mesela, Acquah’ın markajlanarak veya baskı uygulanarak arkadan oyun kurması engellenemez miydi?
Bu takımın yarısı Bifouma ile oynadı, bu oyuncuyu çok iyi tanıyorlar, buna rağmen Bifouma maçın her anında boş alan buldu, belki de futbol hayatının en rahat oyununu ortaya koydu.
Neden buna izin verildi, kadro derinliği ile ne alakası var bunların?
Alanyaspor ile Fenerbahçe’nin kadro derinlikleri aynı mı, değil.
Ama Alanyaspor, kısıtlı kadrosuyla Fenerbahçe’ye nerede baskı yapılacağını biliyordu.
Fenerbahçe’nin 2. bölgedeki oyun kurma zayıflıkları üzerine taktiğini yaptı, rakibini zor duruma düşürdü.
Alanyaspor’un maça çıkan kadrosunun değeri 12.4 milyon Euro, Fenerbahçe’nin toplam değerinin dörtte biri değerinde.
Ankaragücü ise Malatyaspor’un yarısı değerindeydi.
Alanyaspor, kendisinden 4 kat değerli takımı rahatça yeniyor, Ankaragücü ise sadece 2 kat değerli takım karşısında yokları oynuyor.
Tabii kadro kalitesi aynı değil diyebilirsiniz, oyuncu kalitesi kötü olsa dahi, oyuncuyu adam edecek hocadır.
Sakatlıktan yeni çıkan Aydın’ı hazır olmadığını bile bile oynatması hata değil de nedir?
Aydın’ın yerine daha istekli ve çabalayan bir oyuncuyu koysa birçok eksik kapanmaz mıydı?.
Yani kaliteyi hoca yükseltir veya indirir, her şey hocaya bağlıdır.
Wilfred Moke, buna örnek olabilir, geçen sene sol bek sıkıntısı çeken Ankaragücü, Mustafa Kaplan’ın dokunuşu ile Moke’yi sol beke çekerek bu kanadın kalitesini yükseltmişti.
Metin Diyadin takıma dokunmak yerine, adeta gözünü kapatarak iyi giden kadro iyi gider şeklinde kâğıda yazmış.
Kendi dediğinden uzak bir şekilde de oyuna başladı.
Basınla tanışma toplantısında ‘farklı bölgelerde farklı oyuncular deneyebilirim’ sözünden uzak olarak dönen çarka ayak uydurdu.
Ankaragücü, sadece orta alanda ‘Kompakt’ yani Türkçe karşılığı ‘Yoğun’ şekilde yer aldı.
Bifouma’nın olduğu kanat boş kaldı ve Kulusic oraya kaydı.
Bunlar küçük ama önemli detaylar.
Mesela; Kulusic’in oraya kayması ile ortada açılan boşlukta Jahovic’in alan bulması gibi…
Bu maçta Aykan Atik Hoca’nın daha doğru dağılım yaptığını, daha az açık alan bıraktığını görebiliriz.
Dönem mazeret üretme değil, sorunları bilerek bunun üzerinde çalışma dönemidir.
Rakibin neler yapabileceğini bilip bunu defalarca uyarma ve oyun içinde sürekli bundan şaşmama dönemidir.
Çözüm üretmek gerekirse neler yapabileceğimize dair küçük bir örnek;
Ankaragücü, Kitsou ve Pinto’yu hücum kanat bek olarak kullanarak çok büyük verim alabilir.
Faty, daha çok defansif orta saha şeklinde konumlanarak atağa katkısını neredeyse sıfıra indirecek kadar savunmaya yakın oynamalı ve arkada eksik yakalanmalara karşı önlem alınmalı.
Moke, atak dönüşlerini hızlı yaparak olabildiğince defansif alanını kullanmalı.
Canteros, yine aynı şekilde oyunun orkestra şefi olarak kontrolü ele alabilir.
Orgill, hızı ve atletik yapısı ile kanatlara inerek hücum beklerine olabildiğince yardım edebilir ve ataklarda da yardım alabilir. Diğer forvet oyuncularını ise iç forvet şekilde kullanarak ön alanı da doldurulabilir ve çoğaltılabilir.
Bu dağılımla alan daraltma, savunma, markaj ve alan açmada oldukça başarılı olunabilir.
Bu dağılımın avantajları ne olur?
Sıralamak gerekirse, kanat oyuncu ihtiyacı belli bir derecede karşılanır.
Alanlarda baskılarda mesafelerde istediklerini yapabilir.
Hücum yönü zengin olabilir ve Orgill de istediği oyunu oynayabilir.
Canteros daha çok öne çıkabilir ve dikkat çekebilir.
Alanlar yakın olduğu için rakipler alan bulmada zorluk çekebilir ve açıklar verebilir.
Ön alan baskıları daha rahat olabilir ve geçişler bir nebze kolaylaşır.