Atletizme ve olimpik spor dallarına burun büken kişi bu yazı sana.
Erdoğan Dulda, 91 yaşında soğukta yarış içinde yere dizlerinin üstüne çökerken sen profesyonel spor baronlarının saltanatlarını sürdürmeleri için seyirci oldun, müşteri oldun.
Erdoğan Dulda herkesi atletizme davet ederken, sen profesyonel spor görünümlü üçkağıtçıların yollarını gözlüyordun.
Yeni bir proje ile gelsinler de beni bir kez daha kandırsınlar diye.
Erdoğan Dulda çocuklar, gençler internet ve telefona zaman ayırdığınız gibi, spora ve atletizme de zaman ayırın derken, sen kameraların karşısına geçmiş aldığın para maç biletine yetmiyor diye ağlıyordun.
Sonra her defasında yine yapacağını yaptın gittin daha pahalı bilet aldın.
Profesyonel spor senin bu saflığına kurban olsun.
Yine kazıklandım diye üzülme.
Çünkü önümüzdeki sezon daha çok kazıklanacaksın.
Ben olsam, Erdoğan Dulda’yı yarışa sokturmazdım diyorsun.
Ama bir hatırla.
Maça girişte yağmur yağmış, hava soğuktu.
Ve yere su birikmişti.
Hemen paçaları sıvadın içeri girdin.
Sahada senin takımın 9 yabancı 2 yerliyle oynuyordu.
Umursamadın bile.
Olsun yine de ümidini kesme.
Üç vakte kadar takımın şampiyon olur. Sen de ellerini ovuşturursun.
Erdoğan Dulda, spor kulüpleri kimlik değiştirdi derken sen kombine, forma, atkı, şapka aldın.
Ama bak takımın hala borçlu.
Ve bu kafayla önümüzdeki otuz yılda da borç batağından kurtulamaz. Bu duruma aldırmayıp maç çıkışında arkadaşlarınla selfie çekmeye devam edersin.
Erdoğan Dulda kulüpler atletizme, olimpik dallara sırtlarını dönüyorlar derken sen gönlünden, zihninden, kalbinden atletizmi söküp attın ve hiç sesini çıkarmadın.
Yetmiş yaşında bir Fransız kapsül içinde Atlas Okyanusu’nu, akıntıdan yararlanarak geçmeye çalışırken, çeşitli yerlerde işaretler koyacak. Onun amacı sence para ve şöhret mi? Bu yaştan sonra bunları ne yapsın ki? Asıl amacının insanlığa bilime hizmet, gençlere ve çocuklara olumlu örnek olmak olduğunu anlamadın.
Erdoğan Dulda da aynı işaretleri yaşamı boyunca atletizm üstünden koymaya çalıştı ama sen yine anlamadın.
Kara tren gibi adamsın.
Ya geç gelir ya da hiç gelmezdi, senin de aklın başına hiç gelmez.
Kedi gibi kuyruğunu kovalayıp kendini tüketiyorsun.
Sonunda da cama çarpmış sinek gibi pat diye düşüyorsun.
Kısaca ne kendi haline ne de Erdoğan Dulda’ya ağlama, inan dayanamam.
ARTUN TALAY