Galatasaray karşısında alınan yenilgi ile başlayan hızlı düşüş bu sezon da şampiyonluk yarışının dışında bıraktı Fenerbahçe’yi.
Oysa ikinci yarının ikinci haftasında Başakşehir karşılamasında son yılların görkemli, göze hoş gelen oyun taraftarı oldukça sevindirmiş ve umutlandırmıştı.
Ne var ki, dış sahada Trabzonspor yenilgisi, iç sahada hakem katliamının yaşandığı Alanyaspor beraberliği, yine dış sahada Ankaragücü yenilgisi tehlike çanlarını çaldırmaya başlattı. Son viraj olarak değerlendirilen Şükrü Saracoğlu’ndaki Galatasaray mağlubiyeti iyiden iyiye umutları tüketti. Son bir atakla Antalyaspor ve Denizlispor maçına çıkıldı. Sonuç yine düş kırıklığı, yine kahredici futbolla dört puan yitirildi. Ve “pes” denildi
Sezon başında kadro planlamasında doğru tercihlerin yapılamaması, UEFA ile TFF’nin mali disiplininden ötürü yönetimin eli ve kolunun bağlanması nitelikli bir takımın oluşmasını engelledi. Geçen sezonun devre arasında taraftar baskısı ile takımın başına getirilen Ersun Yanal’ın niteliksiz kadroda yanlış takım kurgusu ve oyuncu tercihlerinin yanı sıra aleyhte olan net hakem hataları bu sezonun da erken kapanmasına yol açtı.
Büyük umutlarla Başkanlığa seçilen Ali Koç’un koltuğa oturmasından bu yana geçen 1.5 yıllık süreçte yaşanan büyük fiyasko kendisi kadar taraftarı da şoke etti. Kuşkusuz fiyaskonun ve yaşanan düş kırıklıklarının temelinde Ali Koç’un çok güvenerek transferleri yapmakla görevlendirdiği Fransız sportif direktör Daniel Comolli’nin yanlış tutumu var. Yüksek rakamlarla transfer ettiği oyunculardan ne beklenen verim alındı ne de satarken para kazanıldı. Başkan Koç, Comolli’nin yanlış tercih olduğunu geç fark etti. Ama olan oldu, milyonların sevgilisi Fenerbahçe bu sezon da şampiyonluğa erken havlu attı.
Dediğim gibi, 4-5 oyuncunun dışında çok nitelikli ve yetenekli ayaklardan oluşmuyor Fenerbahçe. İlk yarıda özellikle iç sahada taraftarın baskısı ile kötü oynasa da kazanabilen takım, ikinci yarıda bu özelliğini kaybedince önlenemeyen düşüş başladı ve bugünkü aşamaya gelindi. Ersun Yanal, her ne kadar kadronun yetersiz olduğunu dile getirse bile bir çok oyuncuyu kendisi aldırdı. Üstelik uyarılara karşın oynadığı bölgede açıkça sırıtan, hata üstüne hata yapan oyuncuları sahaya sürmekte ısrarcı davrandı. Sonuçta Fenerbahçe yarış dışında kaldı, kendisi istifa etti.
Bu sezon hakem hatalarından en çok canı yanan takım kuşkusuz Fenerbahçe. Hiçbir açıklama, gerekçe bunun üstünü örtemez. Ali Koç, hakem hatalarını dile getirdiği vakit,”federasyonu etkilemeye, hakemleri baskı altına almaya çalışıyor” diye saldırıda bulunanlar ne hazindir ki bugün hakem hatalarından yakınıyor, avaz avaz bağırıyorlar. Dün ağır sözlerle Fenerbahçe ve Ali Koç’a saldıranların acaba şimdi hakemlerden yakınmaya yüzü var mı?
Şampiyonluğa erken havlu atmanın ardından elde kalan tek umut Türkiye Kupası. İlk maçta Trabzon’dan 2-1 yenilgi ile ayrılan Fenerbahçe’nin hala tur şansı var. Ancak ruhen tükenmiş oyuncularla tur atlanır, kupa kazanılır mı? Eğer oyuncularda birazcık taraftara karşı sorumluluk ve vicdan varsa kendilerini adeta parçalayıp o kupayı kazanmaları gerekiyor.
Ali Koç ve arkadaşlarına düşen, önümüzdeki sezon taraftarı sevindirecek doğru kadro, yaratıcı oyuncu ve çok ama çok önemli hoca transferi. Yoksa, tehlike çanları bu kez kendileri için çalacak.
ŞÜKRÜ KARAMAN