Fatih Mert ve arkadaşları göreve geldiklerinde, arkalarında Ankaragücü tarihinin en büyük taraftar desteği vardı.
Aslında hiçbir şey yapmadan, kucaklarında buldular bu desteği.
Bu kulübe 2 kupa kazandıran, takımı 2. Lig’den Süper Lig’e çıkartan Mehmet Yiğiner, son döneminde o kadar büyük hatalar yaptı, kendini yedi bitirdi ki…
Bu yönetim aslında Mehmet Yiğiner ile hiç alıp veremediği olmasa da ona tepkinin meyvelerini toplayarak işbaşı yaptı.
Arkasından transfer yasağını kaldırdıklarında destek tavan yaptı.
Peki ya şimdi?
Nereden nereye…
Ankaragücü yönetimine güven, neredeyse sıfıra yaklaştı.
Önceden sadece Mehmet Yiğiner fanatikleri ile feyk hesaplar tarafından eleştiriler yapılırdı.
Artık en sadık, fanatik Fatih Mert savunucuları bile karşı cepheye geçmiş durumda.
En basit, en doğal icraatlar bile acımasızca eleştiriliyor, ti’ye alınıyor.
Bu eleştirilerde sportif başarısızlık tabi ki birinci etken ama söz verilen şeffaflığın bir türlü hayata geçirilememesi de önemli rol oynuyor.
En basit konuları bile saklamaya çalışırken ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar.
Örneğin Fuat Çapa olayı.
22 Kasım Pazar günü, Göztepe maçının hemen ardından Fuat Hoca’nın sözleşmesinin karşılıklı anlaşılarak feshedildiği açıklandı.
Sonradan öğrendik ki anlaşma falan yok, sözleşme feshi de…
Fuat Hoca’nın sözleşmesinin feshi ancak dün yani 25 Kasım’da yapılabildi.
Bu arada dün, Fuat Çapa’nın 1 ya da 2 milyon lira peşinat aldığı, şimdi de yıllık 4,5 milyon liralık sözleşmesindeki kalan parayı almadan sözleşmesini feshetmek istemediğini iddia edilen bir yazı kaleme alındı.
Fuat Çapa cephesi bu iddiayı kesin dille yalanlıyor.
Hatta iddiayı gündeme getiren arkadaşa da bu konuda mesajla bilgi verilmiş ama baktım arkadaş, Fuat Hoca’nın mesajını kullanmamış.
Gazetecilik etiği gereği, bir tarafın suçlandığı iddia varsa, suçlanan taraftan da görüş almak gerekir.
Fuat Hoca, Ankaragücü’nde göreve başladığında istisnasız tüm Ankara medyasının desteğini arkasında buldu.
Ama kan uyuşmadı, olmadı.
Yolları ayırmak doğru olandı, yönetim geç kalsa da doğru olanı yaptı.
Fuat Çapa cephesinden de yönetim cephesinden de en ufak kötü söz çıkmadan yollar medenice ayrıldı.
Şu an yine medenice pazarlıklar yapılıyor.
Fuat Çapa’nın avukatı değilim ama yargısız infaz edilmesini de doğru bulmuyorum.
Bu yüzden aslında yazıyı kaleme alan arkadaşın yapması gerekeni yapıyorum.
O cepheden gelen bilgilere göre, 1 milyon TL’nin de çok altında bir peşinatla işbaşı yapılmış, şu ana kadar da teknik heyete kulüp tarafından doğru dürüst ödeme yapılmamış.
Fuat Çapa cephesi, sözleşmedeki 4,5 milyonun tamamını değil, şu ana kadar çalıştıkları döneme ait, hak ettiklerine inandıkları kısmını istemiş.
Ama talep edilenin çok altında bir teklif yapılınca anlaşma sağlanamamış.
Bu da Fuat Çapa cephesinin karşı iddiası, doğru olup olmadığını ben bilmem, bilecek tek kurum Ankaragücü yönetimi.
Yönetim şeffaf olsa, bu bilgiler ikinci, üçüncü kişiler tarafından yarım yamalak servis edilmese, rakamlar verilmese bile gelişmeler aynen aktarılsa kimse zor durumda kalmayacak.
Aynı konu Mustafa Dalcı konusunda da yaşanıyor.
Mustafa Dalcı, belgesi 2. Lig’de bile takım çalıştırmaya yetmeyen bir antrenör.
Bir dönem Yalçın Koşukavak’ın, Ankaragücü’nde de Mustafa Reşit Akçay’ın yardımcılığını yaptı.
Bir ara Osmanlıspor’da ve 2 gün önceye kadar Zonguldak Kömürspor’da Turan İnce’nin belgesiyle teknik direktörlük yaptı.
Ankaragücü’nde de Trabzonspor maçına Necati Erkmen’in pro lisansı ile çıkacak büyük ihtimal.
Antrenör olarak oldukça tecrübeli, teknik direktör olarak ise şu ana kadar bir başarısı yok.
Trabzonspor maçında müthiş futbol oynatır takım kazanırsa, herkes gibi ben de en az bir maç daha şans verilmesini isterim.
Ama şu bilinmeli ki Fuat Çapa’nın sözleşmesi düne kadar feshedilmediği için bir teknik direktörle anlaşılamıyordu.
Mustafa Dalcı, bu yüzden yeni teknik direktör gelene kadar Ankaragücü’nü çalıştırması için getirildi.
Bu bile doğru dürüst anlatılamadığı için Mustafa Dalcı sosyal medyada linç ediliyor.
Ne diyeyim.
Genellikle bu yönetimi ben eleştirirdim.
Bugün de bu yönetimin, Fuat Hoca’nın avukatlığını yapmak düştü kısmetimize.
Affola…
Son söz taraftar yazarlara…
Eleştirmekten, size verilen bilgileri okuyucunuza aktarmaktan çekinmeyin.
Okuyucunuzun da Ankaragücü taraftarının da gerçekleri bilmeye hakkı var.
Eleştirdiğiniz kişilere de savunma hakkı verin.
Bir yazınız, haberiniz yalanlandı diye de “yalancı, reklamcı” olmazsınız, korkmayın.
Fatih Başkan’ın deyişiyle…
Rahat olun!