Kalp krizi nedeniyle veda eden Neşet Özmen yıllar önce yaptığı konuşmalarında hep gelecekte daha iyi olmayı önerirdi.
1978 yılında Prof. Kurthan Fişek hem Atletizm Federasyonu Başkanı hem de Spor Akademisi Başkanıydı. Seminer de konuşmacı olarak Neşet Özmen’i davet etmişti.
Sunumu taktir toplayan Neşet Özmen’i daha sonra Ankara Belediye Başkanı Ali Dinçer ve Belediye Spor Kulübü Başkanı Dr. Muzaffer Eryılmaz, Gençlik Parkı Nikah salonunda konuşmacı olarak spor camiasıyla buluşturmuştur.
Neşet Özmen son yapılan anket üzerine tedbirli davranmıştı. Sunum metnini teksir ettirerek, isteyenlere dağıtmıştı. Konuşmasında şunları söyledi:
Spor gazetecisi aynı zamanda eğitmendir. Bu görev onun idealist davranmasını gerektirir. Yapılan son ankette spor yazarlarının %83’ü gazete sayfalarının gittikçe magazinleştiği görüşündeler.
Başka mesleki seçeneğiniz olsaydı sorusuna; spor yazarları %67 oranında tekrar spor yazarı olurdum yanıtını vermişlerdir.
Spor yazarlarının büyük çoğunluğu, spor yazarlarının birinci görevinin objektif habercilik olduğu görüşündeler. Diğer görevleri ise sırasıyla bilgilendirmek, eleştirmek, eğlendirmek ve spor kurumlarını kontrol etmek olarak sıralamışlardır.
Yüksek öğrenimde kazanılan bilgilerin, spor gazeteciliği yapmak için yeterli olmadığı, bunu stajyerlik dönemiyle kapattıklarını söylemişlerdir.
Ankete katılanların %59’u spor gazeteciliğini kendi isteğiyle seçtiğini beyan etmişlerdir.
Mesleği seçmedeki etkili diğer etmenler ise; rastlantılar ve mesleğin prestijli bir meslek oluşudur.
Spor yazarının sporcularla diyaloğu az düzeyde demişlerdir.
Okuyucu spor sayfalarında ilgiyi şunlara göstermektedir.
a) Profesyonel spor haberleri
b) Olimpiyat dünya ve Avrupa Şampiyonaları
c) Final karşılaşmaları
d) Sporcuların özel yaşamıyla ilgili haberler
Anketteki sporun insan üzerine etkisini spor yazarları şöyle tanımlamışlar:
%35’i sporun kişisel gelişim sağladığı, insanın kendini aşmasına yardım ettiği, ulusal gururu pekiştirdiği, kaynaşmayı sağladığı, fair play anlayışını geliştirdiği ve iyi bir kazanma aracı olduğu görüşündeler.
Sporun kitlelere yaygınlaştırılamayışının nedeni olarak spor yazarları tesis ve alt yapı eksikliğini gösteriyorlar. Bunu sırasıyla devlet spor politikasının yetersizliği, eğitim noksanlığı, ekonomik zorluklar izlemektedir.
Sponsorun sporu teşvik ettiğini söyleyenlerin oranı %63, sponsorluğun sporu ticarileştirdiğini söyleyenlerin oranı ise %30. Her iki görüşü paylaşanların oranı ise %7.
Sporcularla olan ilişkilerde %67’si tarafsız, %28’i oldukça samimi, %5 ise eleştirel davrandıklarını belirtmekteler.
Spor yazarlarının %59’u sporcular hakkındaki olumsuz eleştirilerin sporcuların kendisini düzeltmeye yardım etmediğini, %41’i ise yardım ettiğini savunmuşlardır.
Spor basınının birinci sorununun kaliteli eleman eksikliği, bunu sırasıyla tiraj kaygısı, profesyonel futbolun özellikle öne çıkarılması ve son olarak sosyal güvence izlemektedir.
Yıllarca onunla beraber çalışan arkadaşları şunları söylediler:
Meriç Enercan; Benim meslekte ustamdır. Kaliteli gazeteciliğini çok dürüst ve namuslu bir şekilde sürdürdü. Hem mesleğine hem de insanlara karşı çok saygılıydı. Basketbolu ve atletizmi uzman derecede bilirdi. Diğer olimpik dalları ise entelektüel düzeyde bilirdi. Geniş bir arşivi vardı. Gazeteci olarak futbolun peşine takılmayı reddederdi. Çok iyi bir aile babasıydı.
Umut çevik; Hürriyet’te yıllarca beraber çalıştık. Çok özel bir insandı. Kimsenin arkasından konuşmazdı. Her türlü haksızlığı, olumsuzluğu içine atardı.
Serdar Uluer; Gazetecilik hayatımda birçok yönetici ile çalıştım. Ama Neşet Özmen en iyisiydi. En iyi gazeteci, en iyi fotoğrafçı, en iyi haber yazarı oydu. Haberi çok iyi takip ederdi. Beraber çalıştığı gazetecileri yönlendiren, yetiştirendi. Hapse düşen meslektaşlarını unutmayan, elinden tutan, aileleriyle ilgilenen gazeteciydi. Onun üstüne yönetici tanımam!
Karşıyaka mezarlığında, eski şampiyonlar Celal Atik, Mahmut Atalay, Tevfik Kış, Bakan Yücel Seçkiner’le komşu oldular. Allah hepsinin ahiretini güzel eylesin.
ARTUN TALAY