Gençlerbirliği’nin efsane isimlerinden, İlhan Cavcav döneminde uzun süre kulüpte başkan vekili olarak görev yapan işadamı Ayhan Sümer, vefat etti.
Yazar Adalet Ağaoğlu’nun kardeşi olan Ayhan Sümer, bir süredir Bayındır Hastanesi’nde yaşlılığın getirdiği rahatsızlıklardan dolayı tedavi görüyordu.
Ankara Meclisi adlı internet sitesinde, yakın zamanda Ayhan Sümer ile ilgili şöyle bir yazı kaleme alınmıştı:
Türkiye’nin yokluk dönemlerinin hikayesini yazmak için ilk başvurulacak isim sayın Ayhan Sümer’dir. Hatta Ankara’yı herkes anlatır ama Ayhan Sümer bir başka veciz sözlerle, gönülleri okşayan cümleler kurarak anlatır. Ta uzun yıllara dayanan yani aşağı yukarı 65 yıllık çalışma hayatındaki verimlilik, çaba ve unutulmaz gayretleri ile başarıdan başarıya koştuğu yılları anlatırken şöyle diyor: “ Eskiden yokluk vardı ama sadelik vardı, üstün kalite vardı. O dönemlerde ticaret, komşuluk ilişkileri bir başka güzeldi. Ticaret sözle yapılırdı.”
Ayhan Sümer bu günlerde yaşanan olayları nasıl yorumlar bilinmez ama, “ Herkesin vatan ve milletine karşı sorumluluğu vardır, bu sorumluluğu gidermek için herkes üzerine düşeni yapması lazım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve milletimiz kutsal değerlerle teçhiz edilmiş, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere atalarımızın istiklal mücadelesini başlattıkları günden itibaren milletimizin istikbali düşünülerek planlama yapılmıştır. O halde bizler de aynı duygu ve düşüncelerle üzerimize düşeni yapmak durumundayız “ ifadeleri Ayhan Sümer’e aittir.
Ben aldığı ödüllerle ilgili bir haber-yorum yapmak istedim. Ankara Üniversitesi’nin Beypazarı ve Nallıhanlı Hayırseverlere “ Üstün Hayır Severlik ve Dostluk Payeleri “ adı ile ödül töreni düzenlenmişti. Ben de katıldım o törene. Ödül töreninde Ayhan Sümer’e gösterilen ilgi bir hayli dikkatimi çekti. Orada hemen bir düşünce girdabına kapıldım. Ve kendi kendime “ Kim bilir bu kaçıncı ödül “ dedim. Sordum, soruşturdum ve araştırdım ki yüzlerce ödülün sahibi Ayhan Sümer.
Düşünebiliyormusunuz, henüz lise sıralarında eğitimini sürdürürken aynı zamanda çalışma hayatına başlıyor. Bu düşünce yapısı o’nun geleceğin önemli bir iş adamı olacağının işareti olarak görülüyor.
Ayhan Sümer Nallıhanlı bir babanın evladı. O baba ki ( Mustafa Sümer ) Nallıhan’da lise olmadığı için Ankara’ya gelip kızını okutmak isteyen ileri görüşlü bir din adamı. O kız, gerçekten de babasının düşünce yapısı ve özverisinin hakkını verir ve ünlü bir romancı olur. O ünlü romancı Adalet Ağaoğlu Ayhan Sümer’in kardeşidir.
Zaman içinde, Ayhan Sümer baba mesleği olan tuhafiye-konfeksiyon satışını ileri noktalara taşıyarak Yenişehir’de bugünkü Ayhan Mağazasını hayata geçirir.
Nitekim zaman içinde özverili çalışması sonucu hedeflediği noktaya gelme yolundaki gayreti sonuç vermiş, gerçekten de genç yaşta Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Başkenti Ankara’da en başarılı iş adamlarının arasındaki yerini almıştır.
Ancak onun bir farklılığı vardır. Bir taraftan iş alemindeki başarısını sürdürürken diğer yandan eğitim, kültür, sanat, spor ve vakıf alanındaki çalışmaları ile dikkat çekmektedir. Hayata geçirdiği Nallıhanlılar Vakfı bünyesinde yaptığı yatırım ve yardımlar tek kelime ile dikkate şayandır.
Yalnız Nallıhan’da değil, aynı zamanda Ankara’da yapılan eğitim çalışmalarında büyük payı oldu. Bu anlamda okullar yaptırdı. Eğitimin yanında kültür, sanat, sağlık, sportif faaliyetlere büyük katkısı oldu. Mesela Ankara’nın güzide takımlarından Gençlerbirliği küme düştüğü yıllarda verdiği maddi desteğin yanında idareci olarak da takımın şampiyon olmasını sağladı. Gençlerbirliği dergisini çıkararak bir ilke imza attı.
Ayhan Sümer’in Ankaralılar için bir baba konumunda olduğunu vurgulamak istiyorum. Zira kamuoyunda öyle bir imaj yaratmıştır ki adeta başı sıkışan hemen çare olarak Ayhan Sümer’i hatırlar. Çünkü Ayhan Sümer demek bir nevi çare demektir, eğitim demektir, kültür demektir, hayra ve iyiliğe katkı demektir, yardım demektir.