Gençlerbirliği TFF 1.Lig’de kötü gidişini bir türlü durduramıyor, durduramayacak gibi de. Bu nedenle takım derhal fabrika ayarlarına dönmeli. 100 yıllık bir çınarın gün geçtikçe eriyerek çürümesine ve yok olmasına izin verilmemeli, bu konuda kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır. Böylece küllerinden yeniden doğacak gücü bulacağına inanıyorum.
Takımın kötü gidişinden kurtulacağına olan umudumu son Bandırmaspor ile yapılan karşılaşmadan sonra yitirdiğimi söylemek isterim. Önceleri yönetime destek olunmalı, oyuncular istekli ve kararlı bu karanlık yoldan çıkacaklar diyordum. Ama izlediğim Gençlerbirliği 3-5 ay önceki takım değil. Bana göre bayağı kötü durumda.
Önceki antrenörü Metin Diyadin’in ayrılmasından sonra daha da ivme kaybeden takım, (Diyadin kalsaydı da sonuç değişmezdi) yeni gelen Mustafa Dalcı hocanın da çabalarına yanıt vermiyor. Hoca, yanlış yapıyor olabilir, tekniği, taktiği eleştirilebilir ama oyuncuların isteksizliği ve boş vermişliğini hiç beğenmedim. Ki bu oyuncular, takımın transfer yasağından dolayı gelen giden de olmadığından sürekli birlikte oynadılar. Yani birinin işaretini diğeri anlayıp gereğini yapmalı diye düşünüyorum. Ama nerdee…Aksel, sağ tarafa koşuyor top istiyor, diğeri sol tarafa pas veriyor. Barış ileri kaçıyor, araya pas istiyor, diğeri arkasına pas atıyor. Hoca kenarda sürekli, çizgi halinde orta alanı koruyun diyor, orta saha yol geçen hanına dönüyor.
Bandırmasporlu oyuncular neredeyse her atağında kale önünde tehlike yarattı ve golle döndüler.
Gençlerbirliği’nin kalecisi Übeyt ise maçta çok kötü oynadı. Yediği 5 gol de büyük hata kendisinindir. Ne cepheden ne de yanlardan gelen topları karşılayamadı. Kapattığı köşeden, bacak arasından da yediği gol de yeni kalecilere ders olarak gösterilmeli.
Dalcı hoca ikinci yarı başında 3 değişiklikle oyuna müdahale etmek istedi, takım hücum gücünü artırdı ama geride boşlukları kapatamadı ve kaleci de korkunç hatalar yaparak bu sonucu hazırladı.
Oyuncuların inanç, istek ve azimleri kalmamış. Ben dün maçta bunu gördüm. Düşünebiliyor musunuz, saha ve seyirci avantajına sahipsiniz ama daha ilk dakikalarda sahanıza hapsoluyorsunuz. Gençlerbirliği ilk şutu Barış Alıcı’dan 32. Dakikada, 2. Şutu da 43. Dakikada Balyaev’in ayağından çekebildi. Bu nedenle takım bir an önce Fabrika ayarlarına dönmeli.
Transfer yasağı kalktı, yeni oyuncular gelecekmiş. Nereden gelecek? Fenerbahçe ve Ankaragücü oyuncu desteği verecekmiş. O gelecekler iyi olsa gönderilir mi? Yönetim öncelikle eldeki, altyapıdaki cevherlerine sahip çıkmalı. Altyapıdan 4 oyuncu Fenerbahçe’ye verildi. Bu oyuncular dün, Ankaragücü altyapı oyuncularıyla yaptıkları maçta 4 gol atmış. Hepsi de geleceğin yıldızları olmaya aday. Fenerbahçe boşuna istemiyor. Ya Gençlerbirliği neden elindeki cevherleri neden kaybediyor?
Bir sözüm de Gençlerbirliği taraftarlarına. Maçta ilk golden sonra her maçta gördüğüm birkaç kişinin önderliğinde, “ Yönetim istifa”, “100 yıllık kulübü rezil ettiniz” diye bağırmaya başladılar. Ancak bu sefer sahaya da girdiler, hatta bir taraftar Dalcı hocaya doğru koşarken orta sahada güvenlik görevlilerince durduruldu. Ya tersi olsaydı durdurulamasa, hocaya ya da oyunculara bir zarar verseydi bunun hesabı kimden sorulur?
Bu arada Bandırmaspor’u ve taraftarlarını kutlamak gerek. Takım, Gençlerbirliği’nin eski hocası Mesut Bakkal yönetiminde iyi bir oyun sergiledi, galibiyeti hak etti. Gençlerbirliği taraftarı ve yönetimi birbirini yerken Bandırmaspor taraftarları da maç boyunca takımlarını destekledi, güç verdi.
Şimdi Lig’de ara zamanı. Oyuncular dinlenecek, gelen giden kesinleşecek, hoca ve yönetim takkeyi önüne koyacak, neşteri vuracak. İkinci yarıya takviyelerle çok iyi hazırlanacaklar. Başka yolu yok.
AHMET TEMÜRTÜRKAN