Son yılların en sıkıntılı sezonunu yaşayan Gençlerbirliği, Sivasspor’u 4-0 yenerek bir nebze de olsa rahat bir nefes aldı.
Kırmızı siyahlı ekibin oyuncu kalitesi nedeniyle gücü belli.
Belki de son dönemde kurulan en yetersiz kadrolardan biri.
Bu benim görüşüm…
Böyle olunca da geçen sezon öne çıkan oyuncularda da gözle görülür bir düşüş hakim ve başta Ahmet, Uğur, Khalili olmak üzere o oyuncular da normal performanslarından çok uzakta bir görüntü sergiliyorlar…
Gençlerbirliği, Sivasspor karşısında, son haftalardaki etkisiz, isteksiz ve hatta hep rakibine mahkum olan oyunundan farklı olarak daha agresif bir görüntü verdi.
Bu da henüz 12. dakikada Skuletic’in uzun süre hafızalardan silinmeyecek golünü getirdi.
Golden sonra Başkent temsilcisinde bir panik başladı…
Savunmada basit hatalar yaşandı…
Ancak her şeye rağmen ilk yarı ev sahibi ekip lehine 1-0 tamamlandı.
Sivasspor ikinci yarıya fırtına gibi başladı…
Ancak kırmızı beyazlı takım, Gençlerbirliği’nin özellikle geçen sezon büyük başarılara imza atan kalecisi Hopf’u geçemedi…
İkinci yarının başlarında Hopf müthiş bir performans göstererek iki ayrı mutlak gollük pozisyonda kalesini gole kapattı.
Hopf’tan sonra Manu sahne aldı.
Ümit Özat’ın zamanlaması yerinde değişiklikleri de farkı getirdi…
İkinci yarıda oyuna alınan Jailton’un böyle kullanılması bana göre de en doğru karar…
Jailton’un bu haliyle 90 dakika oynaması zor gibi…
Bu oyuncunun şu an maçın tamamına yayamadığı patlayıcı enerjisini oyuna sonradan alarak değerlendirmek en doğrusu…
Tabii, bu farklı galibiyet henüz hiçbir şeyin sonu değil.
Bu muhteşem galibiyetin devamının gelmesi gerekiyor.
Çünkü, her takımın savunması Sivasspor gibi olmaz.
Özellikle ikinci yarıda kırmızı beyazlı ekibin savunması inanılmaz hatalar yaptı…
Savunmasını önde kuran Sivasspor çok kolay gedikler verdi.
Kırmızı siyahlı oyuncular Manu, Zeki Yavru, Guidileye ve ikinci yarı oyuna dahil olan Jailton ayağına aldığı her topta kendilerini kaleci Alvarez’in karşısında buldular.
Gençlerbirliği, en az attığı kadarını da kaçırdı.
Haftalar sonra kazanılan bu 3 puan Gençlerbirliği’nin soluklanmasını sağladı
KİM BU PROTESTOCULAR?
1986 yılından bu yana Ankara’da profesyonel ve aralıksız olarak gazetecilik yapıyorum.
Ankara takımlarını hem Başkent’te hem de deplasmanlarda takip ediyorum…
Bugüne dek Gençlerbirliği taraftarında görmediğim, daha maçın başında teknik direktörünü istifaya çağırmak, hakaret etmek gibi davranışlar biraz tuhaf geldi…
Hem de şu zor zamanlarda…
Bu pek de alışık olunmayan tutum nedeniyle de bu protestocu grubu merak ettim.
Bilen varsa ve benimle de paylaşırsa memnun olurum.