Gençlerbirliği, teknik direktörlük için Taşkın Aksoy ile anlaşmaya vardı.
Beştepe’deki İlhan Cavcav Tesisleri’nde 1+1 yıllık sözleşme imzalandı.
Biz de gittik, imza törenine katıldık.
Sen Ankaragücü yazarısın, ne işin vardı oralarda diye sormayın.
Ankaragücü medya ile iletişimini WhatsApp paylaşımı düzeyine indirgediğinden artık boş vaktimiz çoğaldı.
Ben de o boş vakti değerlendireyim diye, Beştepe’deki komşunun imza törenindeydim.
Aslında zamanım olsa da komşuya pek gitmezdim, sebebi biraz da kıskançlıktı.
Ankaragücü, büyük sıkıntılar çekerken onların bir eli yağda, diğer eli baldaydı.
Maddi sorunları olmazdı, paraya para demezlerdi.
Ama Allahları var, Ankaragücü’ne dar zamanlarda çok yardımları oldu, çok yakın zamana kadar olmaya da devam ediyordu.
Hanginiz bilir, daha iki sezon önce Ankaragücü transfer yasaklarını kaldırmak için çalışırken, bizzat Gençlerbirliği Başkanı Niyazi Akdaş’ın 5 milyon TL yardımda bulunduğunu.
Bugün Gençlerbirliği transfer yasakları ile boğuşuyor, sorarım size Ankaragüçlüler’den 5 kuruş yardım gidiyor mudur?
Sanmam.
Olur olmaz Gençlerbirliği’ne sallayan Ankaragüçlü dostlara duyurulur.
Neyse, imza töreni ve sonrasında Başkan Niyazi Akdaş ve yöneticilerle sohbet ediyoruz.
Offf of, İlhan Cavcav’dan sonra neler yaşanmış kulüpte neler…
Her olay ayrı bir skandal, ayrı bir ibretlik vaka.
En az 10 bölümlük Dallas vari dizi çekilir.
Mesela İrfan Can Kahveci’nin Başakşehir’e satışı.
Biliyorsunuz İlhan Cavcav döneminde gerçekleşti satış.
Niyazi Akdaş da o dönem İlhan başkanın yardımcısı.
“Hatırlıyorum, yüzde 20 ya da 25 ikinci satıştan pay vardı sözleşmede” diyor Niyazi Başkan.
İrfan Can Kahveci, rekor ücretle Başakşehir’den Fenerbahçe’ye transfer olduğunda en çok sevinen Gençlerbirliği yönetimi olmuş.
1,5-2 milyon Euro para bekliyorlar bu satıştan pay olarak.
Ama tüm kulüp aranıyor, sözleşme ortada yok.
Milyonlarca Euro’luk sözleşme kayıp.
Başakşehir’de durumdan haberdar olduğundan “bizde de böyle sözleşme yok” deyip işin içinden çıkıyorlar.
Kulübün 1,5-2 milyon Euro’sunu birileri Başakşehir’e peşkeş çekmiş anladığınız.
Tabi parasını da almıştır.
Yazık, o para o gün kasada olsa Gençlerbirliği, hiçbir zaman transfer yasağı bile yaşamayacaktı.
Belki şu an Ankaragücü ile birlikte Süper Lig’de olacaktı.
Alışmışlar, Gençlerbirliği’ni dolandırmayı birileri.
Erzurumspor ile Galatasaray arasındaki Taylan Antalyalı satışı mesela.
Abdurrahim Albayrak, kendi kongrelerinde Gençler’i nasıl oyuna getirdiklerini ballandıra ballandıra anlatmadı mı?
Niyazi başkan, bu konuda da çok kızgın, devam eden dava bitsin, Erzurumspor ve Galatasaray aleyhine kallavi bir dava daha açmaya hazırlanıyor.,
Gençlerbirliği’nin bugün sözleşme imzaladığı Taşkın Aksoy, biliyorsunuz iki yıl önce kulüpte altyapı sorumlusuydu.
İyi de sözleşmesi vardı.
Murat Cavcav, takımın başına Mert Nobre’yi getirdiğinde prolisans sorununu Taşkın Aksoy’un diplomasını kullanarak çözmek istedi.
Taşkın Hoca’ya yardımcı antrenörlük teklif edildi, kabul etti.
Hatta bol sıfırlı sözleşmesinin feshedilmesine razı oldu.
Sözleşmeyi feshetti, yeni sözleşme yapılmayınca “Beni dolandırdılar” diye isyan ederek kulüpten ayrıldı, hatta Gençlerbirliği aleyhine dava açtı.
O Taşkın Aksoy, bugün davasını geri çekmek şartıyla Gençlerbirliği’ne teknik direktör oldu.
Kendisini dolandırdığını iddia ettiği kulüpte teknik direktörlük yapmak…
Gençlerbirliği’nden başka kulüpte göremezsiniz böyle olayları.
Daha neler neler…
Bunları hazmedin, sonrasını yine konuşuruz.
Meslektaşlarım soruyor: “Başkanım, şirketleşme konusunda tüzük kongresinde 4’te 3 çoğunluk katılım şartı var, bu sorunu nasıl aşacaksınız?”
Ya Niyazi Başkan, yönetim içinde görev dağılımı yaparken, “Üye kabul” diye komisyon kurmuş, işi kökten çözecek belli.
Yoksa bu üye yapısıyla adama iş yaptırırlar mı?
Dediğim gibi Gençlerbirliği renkli bir kulüp.
Şeffaflığı biraz aşırı yaşıyorlar.
Bu arada yazıma konu olayların tamamı Murat Cavcav dönemine ait.
Hiçbirinde Niyazi Akdaş başkanın en ufak suçu, günahı yok.
O ve ekibi, kucaklarında buldukları sorunları çözmek için harıl harıl çalışıyor.
İlhan Cavcav yaşarken bu kulübe çok büyük hizmetlerde bulundu.
Ama ölürken öyle bir vasiyette bulundu ki 40 yıla yakın başkanlığında Gençlerbirliği’nin elde ettiği tüm kazanımlar 2 yılda yok oldu gitti.
Maalesef her zaman boynuz kulağı geçmiyor.
Bazen yanına bile yaklaşamıyor.
METİNER ERDEM