Gençlerbirliği, TFF 1. Lig’in 2. haftasında Adanaspor ile deplasmanda golsüz berabere kaldı.
Bu sezon ligler teknik direktörler açısından oldukça ilginç başladı.
Daha ilk haftadan Süper Lig ve TFF 1. Lig’den 4-5 teknik direktör istifa etti ya da ettirildi.
Geçen hafta sahasında Eyüpspor’a 4-2 kaybeden Gençlerbirliği’nin tecrübeli hocası Metin Diyadin hakkında da eleştiriler yapıldı.
Herkes eleştiri yapabilir herkes eleştirilir.
Ama eleştiri yaparken vicdanın sesini de dinlemek gerekir.
Bu yüzden eleştirileri yapanlara öncelikli önerim hafta içinde kulübün Sportif Direktörü Baki Mercimek’in hafta içinde yaptığı açıklamaları çok iyi okumaları.
Kulübün bir çalışanının eski yönetimi direkt eleştirmesini yadırgasam da Baki Mercimek gerçekleri tüm çıplaklığıyla ortaya koydu.
Gençlerbirlikliler şunu iyi bilsinler.
Eski Gençlerbirliği artık yok.
İlhan Cavcav döneminde de Gençlerbirliği küme düşerdi ama küme düşmenin nedeni kulübün güçsüz olması değil, İlhan Başkan’ın tercihleri olurdu.
Bir iki transfer yapsa, hocasına birkaç maç daha dayanabilse rahatlıkla ligde kalacak takım Cavcav’ın inadı yüzünden düşer, ertesi yıl rahatlıkla çıkardı.
Çünkü mali açıdan çok güçlü bir kulüp vardı ortada.
Murat Cavcav’ın ilk yılında da bu güçlü mali yapı sayesinde ilk yılda takım Süper Lig’e döndü
Ya şimdi?
Altyapı dahil tüm zenginlikleri yok edilmiş, borç batağındaki bir kulüp, çok açık ifadeyle gerçek bir enkaz bırakılmış.
Bu kulübü hem mali yönden toparlamak hem de büyük özveriler ile bulunan üç beş kuruşla transferler yaparak sportif başarıya ulaştırmak her babayiğidin altından kalkabileceği bir olay değil.
Niyazi Akdaş ve arkadaşları, sıfırı tüketmiş bir takımı yeniden diriltmek için sadece ellerini değil tüm vücutlarını taşın altına soktular.
Maça değinmeden bir anımı anlatayım da Baki Mercimek’in açıklamalarını neden önemsediğim bilinsin.
Metin Diyadin işbaşı yapınca, gazeteci arkadaşım Murat Ali Sakal ile ziyaretine gittik.
Hoca yoğun toplantı trafiği içinde bize 5-10 dakikasını ayırdı.
Gazeteci refleksi odasındaki yazı tahtası üzerindeki transfer listesi gözüme çaptı.
Biliyorsunuz bugüne kadar Gençlerbirliği yazmazdım, Ankaragücü yazarı olarak rakibin transfer listesini incelemek ilgimi çekti.
İnanın içim acıdı.
Yazmayacağıma söz vermiştim transfer döneminde yazmadım.
Şu an transferler bitmek üzere olduğuna göre, biten bir transferden örnek vereyim de gerisini siz düşünün…
Orta sahaya ilişkin listenin üst sıralarında Bandırmaspor’dan İshak Çakmak vardı.
İshak Çakmak Ankaragücü’nün hamle oyuncusu olarak transfer ettiği bir isim.
Ankaragücü’nün yedek olarak düşündüğü isim, Gençlerbirliği’nde liste başıydı.
Sonunda Ankaragücü, Gençlerbirliği’nin teklif ettiğinin 2 ya da 3 katını ödeyerek İshak’ı kadrosuna kattı.
Gençlerbirliği şu an 3-4’ü haricinde transferini tamamladı.
Alınan isimlere bakıyorum, çoğunluğu o tahtadaki üçüncü, dördüncü alternatifler.
Baki Mercimek de zaten ne diyor: “İstediği rakamlar yüzünden anlaşamadığımız 20 oyuncu oldu. O isimleri bizim gibi bütçe sınırı olmayan takımlar aldı. Biz de benzer potansiyeli olan oyuncuları o isimlerin üçte biri fiyatına bu takıma kazandırdık.”
Nereden nereye?
İlhan Cavcav bir oyuncuyu isteyecek de alamayacak, görülmüş, duyulmuş şey miydi?
Gençlerbirliği’ni, Başkan Niyazi Akdaş’ı, Metin Diyadin’i, Baki Mercimek’i eleştireceklerin öncelikli kriterleri saha sonuçları değil, kulübün içinde bulunduğu bu tablo olmalı.
Eleştirilecekse öncelikle Türkiye’nin en zengin kulüplerinden Gençlerbirliği’ni o transfer tahtasına mecbur edenler eleştirilmeli.
Gelelim Adanaspor maçına…
Eyüpspor maçında, Gençlerbirliği’nin 2-0’dan sonraki oyunu için “tünelin ucundaki ışık göründü, umarım o ışığa ulaşabilirler” demiş, Gençlerbirliği’nin en az 1 aya ihtiyacı olduğunun altını çizmiştim.
Adanaspor, lige Bursa deplasmanında aldığı beraberlikle moralli başlayan bir ekip.
Onlar da yeni bir takım kuruyorlar ama geçen sezondan iskelet kadroları var.
Eyüpspor’dan 4 gol yiyen Gençlerbirliği’nin, daha oturmuş bir takım olan Adanaspor’a maç boyu sadece 1 pozisyon vermesi, son derece olumlu.
Maçın en iyisi alternatifsiz sanılan Ömürcan’ın sakatlığı sonrası sağ bekte mecburen oynatılan Metehan Mert’ti.
10 ikili mücadelenin 7’sini kazandı, 7 hava topu mücadelesinin 5’inden üstün ayrılan taraf yine oydu.
4 top çaldı, 6 pas arası yaptı, pas isabeti yüzde 80’lerdeydi.
Bu istatistiklerle sadece Gençlerbirliği’nin değil, sahadaki 22 oyuncunun da en iyisiydi.
Metin Diyandin, geçen haftaki yenilgide Aaron Tshbiola’nın eksikliğinin önemli rolü olduğunu söylemişti.
Tshibola gerçekten özel bir oyuncu, takımı orkestra şefi gibi yönetiyor.
Lualua top ayağına geldiği zamanlar iyi işler yapıyor ama topsuz oyunda çok eksiği var.
Kerim Avcı, Mert Kula, Dimitro vasatın biraz üstüne oynadılar.
Gençlerbirliği hazırlık maçlarında hiç gol atamamıştı.
Lima ile sonuca ulaşmaları, gol sorununu çözmeleri çok zor.
Baki Mercimek’in sözünü ettiği “çok önemli” forvet oyuncusunu umarım gecikmeden alırlar.
Metin Diyadin, geçiş oyunu oynamak istiyor ama elindeki kadro ile sistemi oturtmak zaman alacak.
Bu zamanı kısaltmak da onun işi.
Henüz lisansı çıkarılamayan Oleksandr Belyaev’in de özel bir oyuncu olduğu söyleniyor, beklendiği gibi çıkarsa Manisa FK maçında haftanın sürprizini Gençlerbirliği yaparsa şaşırmayın.
Şans verilirse, bir iki iyi transfer de yapılırsa, Gençlerbirliği, şampiyonluk çok zor ama play off’u zorlayacak bir takım olabilir.
METİNER ERDEM