Ankara 19 Mayıs Spor Kompleksi bir kaç ay içinde artık tarih olacak.
Yıkım büyük bir hızla ilerliyor.
Ancak, yıllarını burada geçirmiş insanların da tarifsiz duygular yaşamasına neden oluyor…
Aynı, bir dönemin dillerden düşmeyen şarkısının sözlerinde olduğu gibi;
Gözümde canlanır koskoca mazi
Sevdiğim nerede ben neredeyim
Suçumuz neydi ki ayrıldık böyle
Kaybolmuş benliğim, ben ne haldeyim…
Gözümüzün önünde parça parça yıkılan stat anılara götürdü.
Evet…
Aynen şarkının sözlerinde olduğu gibi, gözümde canlanıyor koskoca mazi…
Önce seyirci olarak, sonra da henüz üniversitede öğrenci iken 1986 yılının Eylül’ünde başladığım meslekte adım attığım, ilk gençliğimden itibaren neredeyse hemen her hafta görev yaptığım kutsal mekan…
Ankara 19 Mayıs Stadyumu…
Kimlerle mesai yapmadık ki…
Bir dönemin, yazdıkları her satırı bir ders niteliğinde olan Başkent spor gazeteciliğinin temel direkleri, 1986 yılında Tercüman Gazetesi’nde yanında mesleğe başladığım rahmetli Arman Talay…
Milliyet Gazetesi’nin efsane şefi merhum Devrim Sağıroğlu…
Hürriyet Gazetesi’nin yazdığı her haberi olay olan şefi merhum Erol Yaşar…
Yine Rahmetli Raşit Giray…
Rahmetli Muzaffer Özençel…
Yusuf Yalkın.
Güneş Gazetesi’nin Ankara ekibini kuran, daha sonra Tercüman’da birlikte görev yaptığımız Güray Soysal…
Saygın insan Zeki Çol…
Benim için her zaman özel bir insan olan Gürhan Gürer…
Son dönemin yetiştirdiği en yetenekli spor gazetecilerinden Cemal Ersen…
Uğur Tenekecioğlu…
Serdar Uluer,
Ali Erdoğan..
Can kardeşim Ayşe Yeşin…
Necmi Kepçetutan.
Tayfun Özsoy
Hangi birini sayayım ki…
Tarihi statta, tarihi maçlara tanıklık ettik, şampiyonluk maçlarını, başarısızlıkla biten müsabakaları yazdık…
Unutulmaz milli maçları izledik…
Mesela San Marino’nun tarihinde ilk kornerini ve golünü attığı maçta görev yaptık.
San Marino’yu 4-1 yendiğimiz maçta, Rıdvan Dilmen bir serbest vuruş sonrası hemen oyunu başlatması ile ilk golü bulmuştuk, daha sonra goller peş peşe gelmişti.
Kanal 6 Tv ve Kanal D’de canlı yayınlar yaptık…
Uzmanların, 1936 yılında açılan, ancak Cumhuriyet’in başkentine yapılacak olması nedeniyle dönemin ötesi bir inşaat tekniği ile yapıldığını ve hala sapasağlam olduğunu iddia ettikleri stat artık yıkılıyor.
Stadın çatısında kapalı olarak sadece orijinalinde olduğu gibi, protokol tribününün üzerindeki bölüm kalmış…
Sonradan yapılan çatı tamamen yıkılmış…
Ancak gelin görün ki; çim zemin hala maç oynanacakmış gibi korunuyor…
Bu zemin şu anda bile Türkiye’nin bir çok stadındakinden belki de 10 gömlek daha iyi…
Zeminin Ankara’nın Kızılcahamam İlçesi’ndeki stada taşınacağını da hemen buradan müjdeleyelim.
Evet yukarda da belirttiğim gibi…
Yaşamımın 32 yılında önemli bir yer tutan mekan artık bir kaç ay içinde yerle bir olacak…
Bize de sadece ve sadece anıları yaşamak kalacak.