Ankaragücü, Süper Lig’in 17. hafta maçında Galatasaray’a deplasmanda 2-1 yenildi.
Geçen hafta lig sonuncusuna evinde kaybeden Ankaragücü, bu hafta deplasmanda lider Galatasaray’ın konuğuydu.
Geçen haftaki yenilgiye rağmen Ankaragücü’nün özellikle ilk yarıdaki futbolu beni çok etkilemişti.
Haftalardır maçlarını zar zor, skandal hakem kararları ile kazanan Galatasaray karşısında kesin favorim Ankaragücü’ydü.
Bu yüzden hafta içi olmasına rağmen, imkanlarımı zorlayarak İstanbul’a maçı canlı izlemeye gittim.
Maç öncesi kadrolar elime geçtiğinde Galatasaray’a, özellikle de Okan Buruk’a ders olması için Ankaragücü’nün bu maçı kazanmasını çok ama çok istedim.
Sadece futbolda değil, her alanda rakibe saygı esas olmalı.
Hafta sonu Fenerbahçe-Galatasaray derbisi var.
Fenerbahçe, Antalyaspor ile oynuyor, Jorge Jesus rakibe saygı duyuyor, as kadrosu ile maça çıkıyor.
Galatasaray’da ise Sacha Boey ve Sergio Oliveria Fenerbahçe maçında oynayabilmek için Sivasspor maçında kasıtlı kart görüyor.
İcardi hazır olmasına rağmen kadroya alınmıyor, Lucas Torreira gibi önemli oyuncuları maç öncesi ailevi sebepten ülkesi Uruguay’a gitmiş.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen Okan Buruk beyefendi, Ankaragücü’nü küçümsüyor, takımının en önemli kozu Kerem Aktürkoğlu’nu ilk 11’e almaya bile gerek duymuyor.
Ah Ankaragücü ah, ah Ömer Erdoğan ah bunlara bir ders verecektiniz ki kafalarını taşlara vursa fayda etmeyecekti.
Maalesef olmadı.
Sosyal medyada bakıyorum, yenilginin faturası direkt Emre Kılınç’a kesilmiş.
Kaçırdığı gol inanılmazdı, kabul ediyorum.
Ama kasıtlı olarak o golü atmadığı iddiasına katılmıyorum, bu iddiada bulunanları da şiddetle kınıyorum.
Yapmayın etmeyin, Emre Kılınç, kağıt üzerinde Ankaragücü’nün en iyi transferi.
Bir iki maç dışında henüz Ankaragücü’ne istenilen katkıyı veremediği doğrudur.
Ama gerçek performansına ulaşabilirse, Ankaragücü’ne sınıf atlatabilecek özelliklere sahip nadir oyunculardan biridir Emre Kılınç.
Bu yüzden de Ömer Erdoğan, onu kazanmak için elinden geleni yapıyor.
Nitekim, Galatasaray maçında Lamine Diack’ın defansif anlamdaki olağanüstü performansının adından sahadaki en iyi ikinci oyuncu kimdi derseniz, maçı canlı izlemiş biri olarak hiç düşünmeden Emre Kılınç derim.
Hem ofansif hem defansif görevini eksiksiz yerine getirdi, sahada basmadık yer bırakmadı.
2 kilit pas verdi, golün asistini yaptı, en fazla şut atan oyuncuydu, yüzde 85 pas isabet yüzdesiyle takımın en iyisiydi, en fazla çalımla adam eksilten oyuncu oldu, Diack’tan sonra en fazla sahipsiz topu o kazandı, ikili mücadelelerden kaçmadı, 19 ikili mücadelenin 11’ini kazandı.
Nitekim, bu istatistiklerle maç sonu birçok platformda Ankaragücü’nün en iyi oyuncusu seçildi.
Böyle performans gösteren futbolcuyu, bir gol kaçırdı diye ihanetle suçlamak, Ankaragücü taraftarına yakışmadı.
Maça gelince.
Ömer Erdoğan, rakibin ön alan baskısından kurtulmak için geriden uzun toplarla çıkmayı, sonrasında kaptığı toplarla hızla gol aramayı hedefledi.
Gol, orta sahada kapılan topun kısa sürede hücum aksiyonuna dönüştürülmesi sonucu kazanılan kornerin ardından geldi.
Galatasaray, hafta sonu oynayacağı derbiyi düşünerek maçı ilk yarım saatte koparmak istiyordu.
Ankaragücü’nün Taylan Antalyalı’nın rövaşatası ile gelen golü Okan Buruk’un tüm planlarını alt üst etti.
Ankaragücü’nün en güçlü yanı defansı, bu Galatasaray’dan kolay kolay gol yemez diyorduk ki güvendiğimiz dağlara kar yağdı.
Yenilen ilk gol evlere şenlikti.
Tasos, sözde defansa yardıma gelmiş, orta yapacak Rashica’dan 3 metre uzakta oyuncuyu karşılamaya çalışıyor.
Rachica orta yapıyor, Kevin Malcuit seyrediyor, 2 metre arkasındaki Barış Alper Yılmaz geliyor, bomboş kafayı vurup gol atıyor.
Bafetimbi Gomis’in attığı ikinci gol, Nihad Mujakic klasındaki bir stopere yakışmadı.
Sonrasında Ankaragücü maçı tek kaleye çeviriyor ama nafile.
Maçın genelinde topa sahip olma yüzde 56/44 Ankaragücü lehine.
Hele ikinci yarıda bu oran yüzde 68/32 olmuş ki Galatasaray uzun yıllardır kendi sahasında hiç bu kadar ezik oynamamıştı.
Galatasaray’ın gol beklentisi 0,88, Ankaragücü’nün ki 1,52.
Neredeyse iki kat fazla gollük şutu var Başkent ekibinin.
Ankaragücü’nde maçın en iyisi Lamine Diack’tı.
Diack’ın bu performansının ardından, haftalardır eleştirilen Tolga Ciğerci bir süre dinlenir diye düşünüyorum.
Diack ve Emre Kılınç’a Ali Sowe eşlik etti.
Hem orta sahada hem ileri uçta maç boyunca rakiple boğuştu, kolay kolay top kaptırmadı.
Taylan Antalyalı’nın kaleciye karşı karşıya kaldığı pozisyonda kilit pası o attı, Emre Kılınç’ın kaçırdığı golden önce de bomboş durumdaki Kevin Malcuit ile topu buluşturan yine Ali Sowe’du.
Bu kadar çok çalışan iyi işler yapan Ali Sowe’un kaçırdığı gol de Emre Kılınç’ın ki gibi inanılmazdı.
Zaten son vuruşları da iyi olsa, böyle bir futbolcuyu kimse Türkiye’ye getiremez.
Malcuit, yenilen ilk goldeki hatası dışında yine takımın en çalışkan isimlerinden biriydi.
Taylan Antalyalı, Ghayas Zahid ve Uros Radakovic iyi mücadele ettiler.
Nihad Mujakic gününde değildi, Marlon Xaiver ve Tasos Ankaragücü adına sahada olumlu tek bir iş bile yapmadılar.
Özellikle Marlon’un takım hücuma çıkarken bu kadar kolay top kaptırmasına söyleyecek söz bulamıyorum.
Ömer Erdoğan doğru bir kadro ile çıktı ama maalesef hamleleri yeterli olmuyor.
Sezon boyunca yedek kulübesinden gelip skora etki eden Jese dışında bir oyuncu olmadı.
Eleştirilecek bir yanı da geçen haftaki basın toplantısında Macheda ve Pepe’nin gözden çıkarıldığını çok açık şekilde ifade etmişti.
Sonra da “İkisinin de devam eden sözleşmesi var, öncelikle takımdan ayrılmayı kendilerinin de kabul etmesi gerekir” diye eklemişti.
Gözden çıkardığını açıkça ifade ettiği iki oyuncu, bu hafta kurtarıcı olarak alındı.
Doğal olarak bu oyunculardan verim alınamadı.
Bunun bir diğer anlamı: İki oyuncu da aldıkları maaştan memnun, takımdan ayrılmayı düşünmüyorlar.
Transferi söz konusu olan Jese, İstanbul’a götürülmedi.
Sakat olduğu söylendi ama tam onun maçıydı.
Son yarım saat sahada olsaydı, maç Ankaragücü lehine çok farklı olabilirdi.
21 transfer yapmış bir takım var ortada.
Ömer Hoca ısrarla bitirici santrafor ve kanat oyuncusu istiyor.
Kevin Malcuit, sık sakatlanan bir oyuncu son iki maçı da tamamlayamadı.
Oğuz Ceylan, ben bu takımın oyuncusu değilim diye bas bas bağırıyor.
Sol bektekiler zaten evlere şenlik.
Ömer Hoca, ya takım içinden çözüm üretecek ya da iki kanada da bek takviyesi yapılacak.
Yoksa bu sezon zor geçer.
Ankaragücü, Antalyaspor maçında çok da iyi oynamadı ama yakaladığı iki pozisyonu da gole çevirdi kazandı.
Ümraniyespor maçının ilk yarısı, Galatasaray maçının ikinci yarısı mükemmeldi ama pozisyonları cömertçe harcayınca iki maçı da kaybetti.
İyi oynayan değil, gol atan kazanıyor.
Hafta sonu rakip 3 maçta 9 gol yiyen Kayserispor.
Ankaragüçlü futbolcular maalesef maç seçiyor.
Umarım Ömer Hoca önlemini alır Kayserispor maçı da Ümraniye maçı gibi olmaz.
Yoksa, yandı gülüm keten helva…
METİNER ERDEM