Ankaragücü, deplasmanda Beşiktaş Jimnastik Kulübü ile 2-2 berabere kaldı.
Dile kolay, 2002’deki 2-1’lik galibiyetin ardından 19 yıl sonra ilk kez Dolmabahçe’den puanla dönüyor Sarı Lacivertliler.
Kadrolar açıklandığında her zamanki gibi şaşkınlık yaşadık.
Hikmet Karaman, maç başı 2,2 gol ortalamasına sahip, ligin en çok gol atan takımına karşı, defans dörtlüsü dışında tamamen ofansif oyunculardan kurulu bir kadro sahaya sürdü.
Geldiği günden bu yana ön libero kullanmayan tecrübeli hoca, son iki haftadır da 4-4-2 oynatıyor.
Belli ki Hikmet Hoca’nın kitabında 6 numara yok.
Buna karşın, iki sezondur transferde yapılan yanlışlardan dolayı Ankaragücü’nde elini sallasan en az 5-6 tane 6 numaraya çarpacak.
Hoca’nın sistemi ile eldeki oyuncular uyuşmadığından zorunlu olarak kısıtlı bir kadroyla oynuyor Ankaragücü.
Bu yüzden bakıyorsunuz ne kadar ofansif oyuncu varsa sahada.
Kenarda sadece Orkan vardı, ofansif özellikli.
Zaten ikinci değişiklikte de onu oyuna aldı.
Bu kadar ofansif oyuncuya karşın ilk yarı Ankaragücü için oldukça kısır geçti.
Aslında Beşiktaş Jimnastik Kulübü için de aynı yorumda bulunmak mümkün.
İstanbul ekibi baskılı oynuyor gözükse de kaleci Korcan’a penaltı dışında neredeyse hiç iş düşmedi.
İki takımın da ofansif kadrolarına karşın pozisyonsuz şekilde adeta 0-0’a bağlanmış gibi geçen maç, Kulusiç’in ilk yarının uzatma dakikalarında kendi kalesine attığı golle bir anda şekil değiştirdi.
Hikmet Hoca soyunma odasında “70. dakikaya kadar 1-0’da tutun, gerisini bana bırakın” dedi ama şanssızlık bir kere Kulusiç’in yakasına yapışmıştı.
2-0‘dan sonra, Ankaragücü müthiş bir geri dönüş yaptı.
Alper, takımı orkestra şefi gibi yönetmeye başladı.
Paintsil, ilk yarıda aldığı her topta kendi etrafında 2 tur atmadan hareketlenmezken, ikinci yarıda sürekli dikine oynayarak takımı canlandırdı.
Kazandırdığı 2 penaltıyı da ustaca kullanarak maçın sonucuna direkt etki etti.
Kaleci Korcan, kalesine çok top gelmese de bir iki kritik kurtarışıyla takım halinde hücuma çıkan arkadaşlarına “rahat olun kaleyi düşünmeyin” mesajı verdi.
Kitsiou, sağ kanattan yaptığı ataklarla maçın etkili isimleri arasında yer aldı.
İbrahim Akdağ’ın ikinci penaltı öncesi Paintsil’e attığı ara pası muhteşemdi.
Sonuçta Ankaragücü, geçen hafta olduğu gibi sahadaki hakemi de VAR’daki hakemi de yenerek İstanbul’dan puanla dönmeyi başardı.
Maç sonu Beşiktaş Jimnastik Kulübü teknik direktörü Sergen Yalçın’ın hala hakemden bahsetmesine, sadece ve sadece “ayıp” diyorum.
Neymiş, Ankaragücü’nün iki futbolcusuna kırmızı kart gerekirmiş.
Yok ya.
İlk gol öncesi Vida’nın Sarlija’ya faulünü niye bahsetmiyorsun.
Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün penaltısında Badji’nin Oğuzhan’a müdahalesi var, kabul.
Ama bu müdahalenin sertliği, penaltı gibi ağır bir kararı gerektirecek kadar mı tartışılır.
Bu yüzden VAR da kararsız kaldı, hakem Halis Özkahya da.
Hareket çok açık olmasına karşın uzun süre karar vermekte zorlandılar.
Ama o kararsızlıkta tercih haklarını Beşiktaş Jimnastik Kulübü lehine kullandılar.
Biliyorlar ki tercih haklarını Ankaragücü lehine kullansalar başlarına iş açarlar.
Nasıl olsa kimse Ankaragücü’nün hakkını aramaz.
Geraldo ikinci sarıdan atılabilirdi doğru.
Ama ilk sarı kartını olmayan bir faulden sonra aldığını da unutmamak gerek.
Maç boyu kaç tane ayağa basma, yüze temas es geçildi.
Her yüze temasa kart çıksa, Paintsil’e yapılan hareketten dolayı Ankaragücü lehine bir penaltı daha verilmeliydi.
Badji’ye Vida’nın yaptığı penaltıyı da unutmuyoruz tabi.
Anlayacağınız mağdur olan Ankaragücü, ağlayan Beşiktaş Jimnastik Kulübü.
Alıştık artık.
Hikmet Karaman hoca, maç sonu konuşmalarında pek hakem konularına girmiyor.
Bir nebze olsun onu anlıyoruz.
Ama bir tane yöneticinin bile maçtan sonra bu konulara değinmemesini gerçekten anlamakta zorlanıyoruz.
Görev her zaman olduğu gibi taraftara düşüyor.
Hikmet Hoca’nın maç sonrası otelde A Spor’a verdiği röportajı da izledim.
Yine yönetimin çabalarından bahsediyor, maddi sorun yaşayan takımların ne tür zorluklarla karşılaştığından bahsediyor.
Çok zeki bir hoca, satır aralarından mesaj veriyor.
Cumhurbaşkanlığı’nın son kararlarının ardından dernek genel kurulları bayram sonrasına kadar ertelendi.
Artık yönetimimiz sezon sonuna kadar işbaşında.
Bu rahatlıkta, Hikmet Hoca’nın ince mesajını alabilirler mi?
Bekleyelim görelim…
Son olarak yayıncı kuruluşun vurdumduymazlığına ne zaman ses çıkarılacak merakla bekliyorum.
Maç öncesi dizilişe Hikmet Hoca tepki gösterdi.
Oğuzhan sakatlanıyor, spiker dakika başı gelişmelerden haber veriliyor.
Badji sakatlanıyor, neyi var bir kere bahseden yok.
Pinto sarı kart görüyor, ceza sınırındaki Sarlija gördü diyorlar.
Taraftar, bizler Sarlija cezalı sanıyoruz.
Daha neler neler.
METİNER ERDEM
1 Yorum
Ne kadar vizyonsuz yöneticilerin olduğu görülüyor. Başarısızlar, ama sayın başkan hala “üst üste yaşadığımız talihsizliklerden dolayı işimiz bu zamana kadar uzadı” diyor. Facia teknik direktörler, facia transferler bunlar mı talihsizlik.5 yıldır top oynamamış oyuncu bunların önüne kaptan yapıldı bu mu talihsizlik, (daha neler neler) transfer yaptık dedikleri onlarca oyuncu kalitesinde her takımda futbolcu var. Her başarılı sonuçtan sonra ortaya çıkıp kendisine pay çıkaran başkana anlam veremiyorum, ancak maddi konularda Ankaragücünü rahatlatıp önünün açılmasını sağlayanları da takdir etmeden geçersek ayıp olur.Birde her platformda Ankaragücü ne ne yanlış yapılmışsa hakkımız aranmalı.