Ankaragücü, Ukrayna Premier Ligi ekiplerinden Desna ile oynadığı hazırlık maçını 3-0 gibi net skorla kaybetti.
Çiçeği burnunda teknik direktör Metin Diyadin’in medya ile buluşması için gittiğimiz Beştepe Tesisleri’nde maçı canlı izledik.
Rakip 6’ncı hafta maçları oynanan Ukrayna Ligi’nde Dinamo Kiev, Zorya Luhansk, Dnipro gibi pahalı kadrolu takımları geride bırakarak Shaktar’ın ardından ikinci sıraya yerleşen güçlü bir takım.
Ankaragücü’nün maç kadrosunda 25 futbolcu vardı, tamamı forma giydi.
Kimi 10 dakika, kimi yarım saat, kimi 50 dakika oyunda kaldı.
Oyuna sonradan girenler bile, bir süre sonra yerlerini başkasına bıraktı.
Hal böyle olunca ne oyundan, ne de oyunculardan bir şey anlamak mümkün olmadı.
Metin Diyadin bu maçtan nasıl bir ders çıkaracak onu da bilemiyorum.
Ankaragücü’nün kadrosunun son derece dar olduğunu sağır sultan bile duydu.
Bu dar kadrodan kaleci Korcan, Pazdan, Kuluşiç, Aydın ve Orgill’i de çıkarırsan, elinde kalanlarla bir şey yapmak mümkün değildi.
Nitekim de öyle oldu.
Bu yüzden maçı konuşmaya değmez diyorum, geçiyorum Metin Diyadin’in anlattıklarına.
Metin Diyadin hoca, belli ki Aykan Atik konusunda rahatsız.
Neden mi?
Camiada ortak bir görüş hakim:
İlk 3 haftada alınan 5 puan bir başarıysa, bu başarının sahibi Aykan Atik ve Adnan Erkan’dır.
Onlara bir şans tanınmalıydı, yönetim bu şansı vermedi.
Bu görüşe ben de katılıyorum.
Yalnız Metin Diyadin, gereksiz bir alınganlık içinde.
Kimse Aykan Atik görevdeyken neden teklifi kabul ettin demiyor.
Mehmet Yiğiner, birçok teknik direktörün kapısını çaldı, çaldığı kapıların çoğu da yüzüne kapandı.
Geçen sezon Mustafa Kaplan’ı da aynı şekilde göreve getirmiş, sonrasında sezonu onunla tamamlamıştı.
Bu yıl ısrarla Aykan Atik ile çalışmak istemedi, nedenini kimse bilmiyor, kendi de açıklamıyor.
Kendi kararıdır, sonuçlarına katlanır.
Aykan Atik-Adnan Erkan ikilisine bir şans tanınmalıydı görüşüne katılsam da Metin Diyadin’de bir suç, kusur görmüyorum.
Herkes Ankaragücü’nden kaçarken, o kariyerini riske atarak yapılan teklifi kabul etti.
Tabii onun da kendine göre hesabı vardır.
Bu dar kadroyla başarısız olana kimse bir şey diyemez ama olur ya başarıyı yakalarsa, teknik direktörlük kariyerinde yepyeni bir başlangıç yapar.
O da bunu düşünerek Ankaragücü’nün teklifini kabul etti sanırım.
Ankara medyası ile yaklaşık 1 saat sohbet etti.
Altını çizdiği iki konu oldu, sık sık da tekrarladı bunları.
Birincisi Aykan Atik konusuydu anlattım.
“Teklifi kabul ettiğimde Ankaragücü’nün sözleşmeli teknik direktörü yoktu” dedi birkaç kez ısrarla.
En az 5-6 kez Aykan Atik’e ve Adnan Erkan’a 3 haftada kazanılan 5 puan için teşekkür etti.
Gelelim diğer konuya.
O Ankaragücü’nün daha güncel bir sorunu: Taraftar ile yönetim arasındaki soğukluk.
Ankaragücü’ne çok kez rakip olduğunu, taraftarının gücünü rakip olarak da iyi bildiğini söyledi.
Ankaragücü’nün teklifini kabul etmesindeki en büyük etkenin taraftar olduğunu anlatan Metin Hoca, “Taraftarsız başarı olmaz” diyor.
Tecrübeli Hoca, Ankaragücü taraftarı ile yönetim arasındaki buzların eritilmesi konusunda üzerine ne gibi görev düşerse yapmaya hazır olduğunun da mesajını verdi.
Aslında taraftarın beklentileri ortada.
Yönetime kırgın ve kızgınlar.
Transfer yasağının kaldırılacağı sözü verilmişti, sözler tutulmadı.
Ama taraftar, takım ile yönetimi ayrı tutuyor.
Yönetime kızgın olsa da takımı sonuna kadar desteklemekte kararlı.
Bunun için kombine ve bilet fiyatlarının 20 bin kişiyi stada çekecek düzeye çekilmesini istiyorlar.
Metin Diyadin hoca kendince ne tür adımlar atabilir, ne sonuç alır bilinmez.
Burada hata yapan, hatasını düzeltecek olan Mehmet Yiğiner ve arkadaşlarıdır.
Ne yapacaklarsa da Malatya maçından önce yapmalılar.
Bekleme gibi bir lüksleri yok.
Bu takımda bir kez kırılma başlarsa, arkası gelir.
Ondan sonra biletleri bedava yapıp, stadı 20 bin kişiyle doldursan da nafile…
Metin Diyadin, söz verdi medyaya.
“Dar kadroyu hiçbir zaman bahane olarak kullanmayacağım” dedi.
Bakalım tutacak mı sözünü göreceğiz.
İlk yarı için hedefini sorduk.
Bir hedef koymamakta kararlı.
Maç maç değerlendireceğiz diyor ısrarla.
İkinci yarı transfer tahtasının açılacağından emin.
Aksini düşünmek bile istemiyor.
Anlaşılan bu konuda net bir söz almış.
O net sözleri biz o kadar çok duyduk ki diye söyleyemedik tabi.