Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, ”Transfer yapmasak da Fenerbahçe şampiyon olur, ama yolda başka ne engellerle karşılaşırız bilemiyorum. 3 Temmuz’da yapılan şey aldığımız şampiyonluğu engellemekti, şimdi de muhtemel şampiyonluğumuzu engellemeye çalışıyorlar.” dedi.
Ali Koç ve sarı lacivertli kulübün mali işler direktörü Serdar Yıldız, TRT Spor’da yayınlanan Stadyum programına konuk oldu.
Ali Koç’un açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
“Yeniden yapılandırma sistemi çökecek”
Buradaki esas amacımız Türk futbolunun finansal sıkıntıları, yeniden yapılandırma süreci, bizim neden buna karşı olduğumuz ve Fenerbahçe Kulübü’nün genel bakış açısını anlatmak. Uzun vadeli bakıldığı zaman yeniden yapılandırma sistemi çökecek. Yapılan model, üç büyük kulüp için çare değil. Hepimiz biliyoruz ki beşinci yıl geldiği zaman, bunun ödenmesi mevcut yükümlülüklerle mümkün değil. Beş sene sonra tekrar takla attırılacak, yani tekrar uzatılacak. Bu sadece günü kurtarmak. Oyun oynanırken kural değişmez diyorlar ama, 1-2 sene içinde zaten mecburen değişecek. Bugün bunu söyleyenler o zaman ne diyecek?
“Türk futbolu her anlamda çökmüş vaziyette”
FFP ne yazık ki ülkemizde netice vermedi. Hatta Türkiye’de kulüpler ters istikamette gitti. UEFA kesinlikle cezalandırmak için orada değil, yardımcı olmak için orada. Bizim sistemimizde ise öyle değil. Bu iş biraz sert. Kulüpleri sadece bankacı gözüyle yönetemezsiniz. Burada futbol aklı da olmalı. Talimatname 31 Mart 2019’a yetişmiş olsaydı, bugünkü harcama limitlerini 1 Haziran 2019’da bilecektik. Türk futbolu her anlamda çökmüş vaziyette. Federasyonun yönetim şeklinden, kulüplerin yönetim şeklinden, altyapı sorunları açısından, yaş ortalaması açısından… Tüm değer zincilerinin yeniden yapılandırılması lazım.
“Bize imkan verilmiyor”
Bizim belli bölgelerde fazlalığımız var. Sol bekte büyük eksiğimiz var. Ben belki 3 oyuncu yollayıp 4-5 milyon euro tasarruf edeceğim, 1.5-2 milyon euro’ya ihtiyacımızı karşılayacağım ama yapamıyorum. Balkanlardan 18-19 yaşında bir genç bulduk diyelim, Fenerbahçe’ye aldıktan sonra başka bir kulübe kiralayacağım. Onu da yapamıyorum. Talimatname kesinlikle olmak zorunda, bizim derdimiz bu değil. Ama futbolun ruhunu anlamak lazım. Biz bütçemizi azaltacağız, buna rağmen takviye yapacağız ama UEFA bana bu imkanı verirken şu an bu imkan bize verilmiyor.
“Başkalarının dağ gibi yaptığı borçlardan sorumlu olmamız bekleniyor”
Yeniden yapılandırma modeli üç büyük kulübün ihtiyacını karşılamıyor. Bunu imzaladığın an temerrüte düşüyorsunuz. Temerrüt şartları o kadar ağır ki, bir spor kulübünün yönetim kurulunun kendi başına karar verebileceği bir karar değil bu. Rakamsal ve vade olarak bizim ihtiyacımız karşılansa dahi yönetim kurulu olarak buna sadece biz karar veremeyiz. Çünkü bu kulübün sahibi biz değiliz. Bu sistemde anaparayı bırakın, faiz ödemeleri geldiğinde bile sıkışma yaşanacak. Sözleşmeye imzayı attığın an olmayacak duaya amin diyorsun. Şartları yerine getiremediğinde ise burada ifade edemeyeceğim çok ağır yaptırımlar var. Bizim ihtiyacımız, bankalarla yaptığımız görüşmeler sonucunda üç yıl anapara faiz ödemesiz 880 milyon TL üzerinden 10 yıllık bir yapılandırma olarak karşımıza çıktı. Bizden beklenen, başkalarının dağ gibi yaptığı borçlardan bizim sorumlu olmamız. Her şeyden biz sorumlu olacağız, geçmiştekiler sorumlu olmayacak. Olacak iş değil.
Kulüplerin denk bütçeye gelmesi lazım. 3 senelik planda önceliğimiz bu. Daha sonra kalan 7 senede kar eden bir kuruluş amacıyla yavaş yavaş borçları ödeyecek duruma gelmemiz lazım. Balonu patlatmak değil, yavaş yavaş havasını indirmek gerekiyor. Biz yeniden yapılandırma yapamadığımız için, bize yüklü bir anapara hesaba katıldı. Harcama limitimiz bu nedenle düşük çıktı. Yapılandırmayı kabul eden kulüpler için iki senelik anapara hesaba katılmadı. Ama iki sene sonra eksi bütçeler ortaya çıkacak. Onun için sistem çökecek diyoruz. Biz kral çıplak diyoruz, onlar değil diyorlar. Gelelim masaya konuşalım. Dört büyük kulüp başkanı olarak oturup konuşalım. Biz büyük kulüplerin başkanlarıyla her ortama çıkmaya hazırız, arzu ediyoruz, rica ediyoruz.
“Bu lig artık para kazanma yeri değil”
Türkiye’de artık yıllık 3 milyon euro, 4 milyon euro gibi ücret ödemeleri imkansız. İsim vermeyeceğim ama yurt dışında 700-800 bin euro’ya oynayan oyuncu buraya 3-3.5 milyon euro’ya geliyordu. Menajerler de, yurt dışından Türkiye’ye futbolcu satan takımlar da bilmeli ki artık bu lig para kazanma yeri değil. Son durak kontratları artık bitti, o günler geçti. Genç, kendini kanıtlamak isteyen ve basamak atlamak isteyen oyuncuları ikna etmemiz gerekiyor.
“Transfer yapabilmek için Tahkim Kurulu kararını bekliyoruz”
Biz niye Tahkim Kurulu’na gidiyoruz? Ben, mevcut bütçemi artırmadan, hatta bir nebze eksilterek oyuncu alabiliyorsam bu imkan bana verilmeli. Biz yapılandırmayı kabul etmedik, bize diğer kulüplere göre düşük bir limit çıktı. Herkesten çok borç taşıyoruz ama herkesten de yüksek gelirlerimiz var. Bankalarla yapılandırmayı yapamadığımız için bizim limitimiz düşük çıktı. Geldiğimiz noktada biz anladık ki gözümüzün üzerinde kaşımız var! Transfer yapabilmek için Tahkim Kurulu kararını bekliyoruz. Tahkim Kurulu’nun yarın toplanmasını bekliyorduk, Perşembe gününe bırakıldı. Ayın 23’ünde bir karar çıkar mı çıkmaz mı, ne çıkar bilmiyoruz. Oradan tekrar lisans kuruluna gidebiliriz… Benim hiç manevra alanım kalmadı. Başvurumuzda biz münferit olarak bankalarla yapılandırma yaptığımızı söyledik, hesaplarımızı sunduk. Cuma günü bize 257 milyon TL rakamını tebliğ ettiler. Bu rakamda bir hesaplama hatası var. Beklentimiz 333 milyon TL yönündeydi.
Bize gerekçeler verilmiyor. Oradan aldığımız hissiyat, bir şekilde Fenerbahçe’nin bu transfer penceresinde şu halde bile transfer yapmasının istenmemesi. Bütçemizi azaltacak olmamıza rağmen bu engelleniyor. Ben transferi har vurup harman savurmak için yapmıyorum, şampiyon olmamız halinde gelirlerimiz artacak, borçları ödeme imkanımız artacak. Arzu edilseydi, Fenerbahçe’nin transfer yapmasını sağlayacak argümanlar, doneler mevcuttu. Bu süreçte bize manevra alanı tanınacağını ümit ediyorduk ama korktuğumuz başımıza geldi. Bu sürecin Fenerbahçe ile ilgili ele alınış şekli çok yanlış. Kimse beni ikna edemez, sistem bana maliyetlerimi düşürme imkanı vermiyor. Mağdur ediliyoruz.
“Vedat’ın niyeti farklı olsa başka bir şey yapardı”
Vedat Muriqi konusunu ele alalım. Söz konusu Fenerbahçe olunca herkes konu üstüne düşüyor. Kaldı ki bana kalsa Vedat’ın yaptığı hareket sarı kart gerektirmiyordu. Niyeti olsa formasını çıkarırdı, başka bir şey yapardı.
“Yeniden yapılandırmayı yapmamız halinde Avrupa’ya gidebileceğiz”
Şampiyon olursak, yeniden yapılandırmayı yapmamız halinde Avrupa’ya gidebileceğiz. UEFA yeniden yapılandırmaya olumlu bakıyor zaten. Bizim eksiğimiz yapılandırmanın yapılamamış olması. Fenerbahçe Kulübü Başkanı olarak bu yapılandırmadaki şartların altına imza atamam. Yönetim kurulu olarak bizde bu yetkiler yok. Öyle büyük bir risk var ortada. Rekabet hırsı gözlerimizi bürümüş. Kimse yarını konuşmuyor, herkes günü kurtarma peşinde. Bizim gelirlerimizin %80’inden fazlası kulübe girmiyor. Biz bu şartlara rağmen gemiyi buraya kadar getirebildik.
“Fenerbahçe’nin transfer yapma imkanı var, izni yok”
Fenerbahçe şu anda bonservis karşılığında oyuncu satsa dahi bu durumda transfer yapmamıza imkan tanınmıyor. Bize bu imkanı verin diyoruz, yaptığımız hamlelerle bütçemiz de düşecek ama şu an hiçbir şekilde transfer yapma şansımız yok. Şu anda limitte 40 milyon TL açığımız var. Artıya geçmeden biz transfer yapamıyoruz. Esneklik sağlanmadığı sürece B planımız da yok doğal olarak. Simon Falette’in şu anda oynama şansı yok. Beklentimiz bunun böyle olmayacağı yönündeydi. Fenerbahçe’nin transfer yapma imkanı var, izni yok. Ricardo Rodriguez ilgilendiğimiz, hocamızın da arzu ettiği bir oyuncu. Ama durumumuz ortada, anlattığım gibi. Bizi bütçe düşüşü için teşvik edecekleri yerde elimizi kolumuzu bağlıyorlar.