İçinde aktif yeşil güç parçacıkları bulunan deterjan, çamaşırlarınızı şimdiye kadar bütün deterjanlardan daha beyaz yıkar.
Siz bu reklamları devamlı gördükçe “Bunlar bizi iyice aptal yerine koyuyorlar diye düşünebilirsiniz.
Ama süpermarkette yirmi ayrı cins çamaşır deterjanını görüp ve seçim yapmaya çalıştığınız anda bilinç altı yönlendirme mekanizması devreye girecek ve sizi tanıdığınız markayı almaya yönlendirecektir.
Gözleriniz raftaki benzer paketlerin üzerinde dolaşırken birden aklınıza “aktif yeşil güç” gelecek ve bu görüntü sizde tanıdık ve güvenilir bir hissin uyanmasını sağlayacak, sonuçta eliniz aktif yeşil güç paketine uzanacaktır. İşte bıkmadan tekrarlamanın amacı hedefe ulaşmayı sağlamaktır. Bu bir çeşit manipülasyon kuralıdır.
Profesyonel futbol, “Hey ben buradayım ve senin aradığın bütün özellikler bende var. Beni dikkate al.” Mesajını sıkılmadan ve usanmadan yıllardır telkin ederken kendisini görünür hale getirmektedir.
Gölgedeki atletizm ise bunların hiçbirini yapmamaktadır.
Atletizm beklemek ve birtakım rastlantılara işi bırakmak yerine bilinçli bir program dahilinde müttefikler edinerek dikkati kendi üzerine çekmeye çalışabilir.
Burada kesin karar çok önemlidir.
Çünkü herhangi bir işe yarım gönüllülükle atılmak, elde edilecek sonucun da yarım kalmasını sağlayacaktır. Yani ne verirsek onu alırız.
Atletizm dünya genelinde profesyonel futbolun zirvede nasıl yıllardır kalabildiğini incelemek zorundadır. Bunu maddeler halinde listeye dökmelidir.
Ayrıca atletizmin tüm insanlara sesini duyurabilmek için “hoparlör” olarak yararlanacağı insanlara gereksinimi vardır.
Örnek vermek gerekirse; Önemli bir iş yerinde emekli olacak bir kişinin yerine yedi kişinin bu işe talip olması durumunda birisi işe alınacak diğer altısı elenecektir.
İşi kapmak isteyenlerden birisi kafasını çalıştırıp “hoparlör” olarak babasını kullanabilir.
Baba o iş yerinin genel müdürüyle bir akşam yemeği ayarlayabilir.
Yemeğin en uygun anında genel müdürden çocuğunun işe alınmasını isteyebilir.
Atletizm müttefikler edinirken hoparlör olarak yararlanacağı kişileri göz ardı etmemelidir.
Survivor nedir?
İAAF’ın çocuk atletizm projesinin büyüklere uyarlanmış halidir. Bu tip oyunları hazırlayan şirketlerin çocuk atletizmini tramplen olarak kullanarak survivora atladıkları ortadadır. Bu survivor alanında müttefik edinilecek birçok insanın olduğunu göstermektedir.
İnsanlar arabalarında ve evlerinde iş yaparken radyo dinlemeyi tercih etmektedirler.
En beğenilen parçaların çalındığı “Atletizm Radyo”da hoparlör olarak devreye sokulabilir.
Her parçanın ardından “Atletizm Radyo” anonsu bile insanların bilinç altına atletizmi yerleştirecektir.
Atletizm TV ile kamuoyunun ilgisini çekebilecek on yedi program başka bir hoparlör olabilecektir.
Reklamlarda atletizmin görünür hale gelmesi, çocuk ve gençlerin ilgilerini çekecek atletizm oyunlarının üretilmesi etkili müttefik olarak sahada yer almayı sağlayacaktır.
Futbol, basketbol, voleybol kulüplerinin atletizmden hoşlanmayan yöneticileri olduğu gibi atletizme değer veren yöneticileri de vardır. Değer verenlere ulaşmak son derece önemlidir.
Maliyeti fazla olur gerekçesiyle bu kulüpler atletizm şubelerini açmayabilirler.
O zaman onlara hayır diyemeyecekleri önerilerde bulunmak gerekir.
Kulüpleri adına düzenleyecekleri “Atletizm Bayramları” “ Atletizm Şenlikleri” “Atletizm Seminerleri”ni yılda bir kez olma koşuluyla önermek onları da atletizme çekebilecektir.
Haliyle bu önerileri Atletizm Federasyonunun üst düzey yetkilileri bir akşam yemeğinde kulüp başkanlarına yapabilirler.
Hatta bu yemeğin teke tek olması işe daha da ciddiyet kazandıracaktır.
Gerek sinema gerekse dizilerde göze çarpan iki spor etkinliği vardır; halı saha maçları ve kafes dövüşü.
Bazı film ve dizilerde ise sanatçıların, parklarda ormanda veya deniz kenarında koştuklarını görüyoruz. Bu bize atletizme değer veren sanatçıların, senaristlerin ve rejisörlerin olduğunu gösterir.
Onlardan bugüne kadar müttefik olarak neden yararlanılmadığını anlamak çok zor.
Köşe yazarlarından, tv programı yapımcılarından ve moderatörlerinden atletizme değer verenlerin kimler olduğunu yeterince bilmiyoruz.
Bunları araştırıp bulmak gerekir ki, bunlardan daha etkili hoparlör bulunabilir mi?
Atletizm toplum içinde güvenilir ve tanıdık bir his uyandırması için sık tekrara ve görünür olmaya gereksinimi vardır. Bu gibi durumda sabır ve zamanlama en önemli unsurlardır.
Kaldı ki çok beğenilen “müttefik” filminde bile düşman ülkelerin ajanlarının aşkları, evlilikleri bile takdir toplarken, atletizmin müttefik edinmesi mi takdir toplamayacak ve sonuçsuz kalacaktır?
Alışılmışın dışına tramplenle sıçrayarak çıkmak akıl özgürlüğüdür.
ARTUN TALAY