Sporda 20 gün sonrasını yazmak zorken, 20 yıl sonrasını nasıl yazabiliriz? Haliyle büyük şirketlerin ayak izlerini takip ederek.
Bugün kullandığınız cep telefonu ve bilgisayar 10 yıl önce tasarlanmaya başladı. 10 yıl sonra kullanılacak olanlar ise şimdiden tasarlanıyorlar.
Bir eşikte bulunuyoruz, kimilerine göre uçurumun, kimilerine göre de geleceğin spor projelerinin doğumuna yol açacak eşikteyiz.
Spor sektöründe Real Madrid olmanın koşulu bellidir. Kural koyucu ve meydan okumaya eğilimli olmak.
Anderlect gibi kural izlemeye eğilimli olanlar ise statükoyu korurlar. İşin püf noktası umut ve kaygının dengesini sağlayabilmektir. Ajax buna güzel bir örnektir.
Sporda Bayern Münih olmak geleceği planlamaktır. Geleceği planlamak ona yetişmeye çalışmaktan çok daha zordur. Bayern’in yol haritasını kendisinin oluşturduğunu görüyoruz.
Barcelona gibi yeni yollar açmak mevcut yolları izlemekten çok daha ödüllendiricidir. Yolu aydınlatmayı başkalarına bırakan hiçbir zaman geleceğe ilk ulaşan olmaz.
Şirketlerden örnek vererek konuyu daha anlaşılır hale getirmek istiyorum. Xerox’un önde olduğu yıllardan sonra liderliği Canon ve Sharp’a kaptırdığını görüyoruz. Xerox tam unutulup gitmenin eşiğine geldiğini fark ettiğinde birden yeniden düzenleme yoluna gitti.
Xerox Pazar payının kaybını durdurdu ama Canon ve Sharp’a kaptırdığı payı geri alamadı. Bugün hepimizin bildiği gibi büro malzemeleri kültürünü Xerox oluşturdu. Çok iyi mühendisleri vardı ama çok az şey kazandı.
Canon hala dünyadaki bütün rakiplerinden daha fazla fotokopi makinesi üretebiliyor. Ayrıca lazerli yazıcılar, şebeke kurma, dizüstü bilgisayarlar gibi öncü rol oynamasına karşın, Xerox fotokopi dışındaki yeni işlerde aynı başarıyı gösteremedi.
Spor sektöründe kimlerin Xerox, kimlerin Canon ve Sharp gibi davrandıklarını görüyor ve biliyoruz.
Manchester United örneğinde olduğu gibi geçmişte lider olmak gelecekte lider olmanın yerine geçmez. Bugünün başarılısı, geleceği doğru planlayamazsa, gelecek 10 yılda yerini başkalarına bırakmak zorunda kalacaktır.
Bizim kulüpler gibi yerinde sayanlar kendilerine en yakın yolu izlediği bu durumdadırlar. Borussia Dortmund gibi yeniliği gelecekle birleştirenler, en büyük fırsatların olduğu yolu izlerler.
Milan, Juventus gibi kendi başarılarının sarhoşluğuna kapılanlar, unutmamalıdırlar ki bir zamanlar yerlerine geçtikleri kulüpler aynı şekilde yenilikçi olarak diğerlerine meydan okuyamadıklarından yerlerini Milan ve Juventus’a bırakmışlardı. Şimdi onlar da yerlerini yenilikçi olarak meydan okuyanlara bıraktılar.
Bizim kulüpler gibi stratejiye önem vermeyenler, sporda kural koyucu olmaktan çok, kural izleyici olurlar. Spor sektöründe hiçbir zaman belirleyici bir güç haline gelmeleri mümkün olmaz.
Aile toplumun, spor küpleri de spor sektörünün çekirdeğidir. Gerilerde sürüklenen hantal spor kulüpleri vardır. Üst yönetimi değersizleşmiş, entelektüel sermayesinin yeterince amortize edememiş yani yatırım yapmamıştır. Hatta eski milli sporcularının resimlerini kaldırıp, çöpe atacak kadar kendini kaybetmiştir.
Bu hantal spor kulübünün idarecisi çok şey bildiğini sanan ama bildiklerinin zamanı geçmiş şeyler olduğunu bilemeyenlerdir.
Çünkü bu karakterler başarıyı devam ettirmenin yolunun, aynı şeyden daha çok şey yapmaya ama aynı şeyleri yapmayan rakiplerinin ciddiye alınmamasına inanmış tiplerdir. Bu yüzden ciddiye almadıkları geleceği planlayan rakiplerine geçilirler.
Er ya da geç şu ya da bu ölçüde yeni yapılar ortaya çıkacaktır.
Bir maratonda, burun farkıyla kazanmakla kilometre farkıyla kazanmak arasında bir fark yoktur.
Rakip kulüplerle rekabet maraton yarışının ancak son 100 metresini temsil eder.
Başarılı sporcu yetiştirme ve ürün geliştirme 100 m koşusu gibidir.
Oysa spor sektörünü, spor teşkilatlarını ve spor kulübünü dönüştürüp geliştirmek, önce 100 km bisiklete binmek, sonra 5 km yüzmek ve sonra da 10 km koşmak gibi ultra triatlon yarışına benzer. Bu yarışı önde bitirmek herkesin harcı olmadığı gibi aşamaların her biri ayrı meydan okumaktır.
İşte Real Madrid, Barcelona, Bayern Münih bunu başarabildikleri için bu noktadadırlar.
Maraton yarışında rakibine çok fark atmaya çalışmak, fazla enerji harcamaya kaynakları erken tüketmeye götürebilir.
Yarışın başında yer almayanlar, sonunda bitiş çizgisinin herhangi bir yerinde bulunma olanağına sahip olamazlar.
Bir kulübün nereye yöneldiği, nereden geldiğinden çok önemlidir. Kulüplerarası sınırlar silikleşirken, kulüplerin doğum kağıtları pek fazla işe yaramayacaktır.
Artun TALAY (Emekli Atletizm Antrenörü)