Ankaragücü, boş geçirdiği haftanın ardından çıktığı ikinci lig maçında deplasmanda Sivasspor ile golsüz berabere kaldı.
Başkent ekibi, 4-2-3-1 dizilişi ile başladığı oyunda defans dörtüsünün önünde Lukasik ve Assane’yi kullandı.
Paintsill sağ kanat, Adziç sol kanat oynarken, Alper forvet arkası, Bolingi ise en uç oyuncuydu.
Beklenen bir dizilişti, kimse yerinde sırıtmadı.
Ama hazır olanlarla, olmayanlar çok kolay ayırt edildi.
Hafta içindeki değerlendirme yazımda, “Ankaragücü bu maçı kolay kolay kaybetmez” demiştim.
Dediğim de çıktı.
Şu an için ne Ankaragücü ne de Sivasspor lige hazır.
İki takım da birbirine kolay kolay üstünlük kuramazdı, nitekim de öyle oldu.
Teknik direktör Fuat Çapa, her demecinde rakibi bozan değil, oynayan bir takım olacaklarının altını çizmişti.
Bugün ilk yarıdaki oyunu görünce, Fuat Çapa dediğini yapıyor dedik.
Ancak, ikinci yarıda bu kez oynayan değil, tek amacı rakibi oynatmamak olan bir Ankaragücü izledik.
İlk yarı oyunu ileride kuran, rakibe sahanın her yerinde basan, sürekli hücumu düşünen bir Ankaragücü vardı sahada.
Assane, ilk 45 demeyelim de 35-40 dakikanın en dikkati çeken oyuncusuydu.
Bolingi, sürekli rakiple boğuşan, hava toplarında etkili bir oyuncu görüntüsü çizdi.
Henüz ilk dakikalarda Pinto’nun mükemmel ortasına çok iyi yükseldi, topu kafayla filelerle buluşturabilse şu an onu konuşuyor olacaktık.
Kolunun çıkması, bir süre sahalardan uzak kalacak olması hem kendisi hem de Ankaragücü için şansızlıktı.
Kitsiou, Pazdan, Erdi güven verdiler.
Erdi ilk maçı olmasına karşın hiç sırıtmadı, riske girmeden görevini yaptı.
Pinto’yu aylardır eski Pinto olacak diye bekleyip duruyoruz.
Olmayacaksa kestirip atmak gerek.
Lukasik vasatın üzerindeydi, Paintsill ise vasat.
Vasatın altında kalan iki oyuncu vardı, Alper ve Adziç.
İki yıldır ayağı topa çok az değmiş Alper’in böyle olacağı zaten belliydi de Erzurum maçının en iyisi Adziç’in performansındaki bu denli büyük gerilemeyi anlamak mümkün değildi.
İlk yarı oynamak için sahaya çıkan, 40 dakika bunu başarılı bir şekilde sahaya yansıtan Başkent ekibi, izleyenlerden çok iyi not aldı.
Alper ve Adziç, gerçek performanslarını sergileyebilselerdi, Ankaragücü ilk yarıda istediği sonucu çok rahat alabilirdi.
30’uncu dakikaların sonlarında Assane’nin orta sahada kaptırdığı bir topta rakibin tehlikeli atak geliştirmesi Ankaragücü’nde bütün kodların değişmesine neden oldu.
Başkent ekibi, bir anda oynayan olmaktan çıktı, bozan bir takım görüntüsüne kavuştu.
İlk yarının son 5 dakikasını zor tamamladı, ikinci yarının tamamında rakibi bozmak için sahadaydı.
Oyunu kendi sahasında kabul etti ama istediği kontratakları yapamadı.
Assane, Paintsill, Adziç, Alper Potuk gibi isimlerin eski takımlarında çok süre almamaları, maç kondisyonlarının olmaması bu görüntüde etkili oldu.
İkili mücadeleleri hep Sivas kazandı.
Ankaragücü rakibi bozan futbol oynarken oldukça zorlandı, hatalar yaptı.
Neyse ki rakip de lige hazır değildi de bu hatalardan yararlanamadı.
Dikkat çekici…
Erzurum maçında da oldu, bu maçta da.
Rakipte oyuna giren her oyuncu, oyuna olumlu katkı yaparken, Ankaragücü iki maçta da her oyuncu değişikliğinde güç yitiriyor.
Sebebi de yedek kulübesinin yetersizliği.
Şu an Ankaragücü, 4-5’i maç kondisyonunu henüz kazanmamış, 12-13 Süper Lig düzeyinde oyuncuya sahip.
Geçen sezon bu sayı 7-8’di.
11’deki bazı oyuncular bile Süper Lig kalitesinden uzaktı.
Yedekten girenler kesinlikle taraftarı heyecanlandırmıyordu.
Bu maçta sadece Saba, biraz oyuna renk kattı o kadar.
İdriz hazır değilmiş, onu da görmüş olduk.
Ankaragücü hafta içinde tahminen 2-3 oyuncu transferi daha yapacak.
Öncelik 9 numara pozisyonunda santrafor, ardından 8 numara pozisyonunda ofansif orta saha.
Her an 11 oynayacak kapasiteye sahip oyuncu sayısını mutlaka 15-16’ya çıkarması gerek.
Yoksa dakika bir gol bir misali.
Şarlija gelecek hafta da yok, Bolingi de bir süre takımdan uzak kalacak.
40 hafalık lig, en az 3-4 kupa maçı oynanacağını düşünürsek, 12-13 oyuncuyla bu iş olmaz.
Günün sonunda Sivaspor gibi önemli bir deplasmandan 1 puanla dönmek çok önemli.
Bir zamanlar sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın en yaşlı takımı olan Ankaragücü artık ligin en genç takımlarından biri.
Yanlış hatırlamıyorsam en genci Trabzon, sonra Ankaragücü.
Genç takımlar kolay moral kazanır, çok kolay da güven yitirirler.
Sivas deplasmanında beraberlik iyi ama bu takımın acilen galibiyete ihtiyacı var.
Artık Ankaragücü’nün gelecek hafta mutlaka galip gelmesi gerekiyor.
Kayseri maçını kazanırlarsa, gençler gereken özgüveni kazanır ve ligi sallayan bir ekip olur.
Aksini düşünmek bile istemiyorum.
Kayseri maçı cuma günü.
Transferde zaten gecikildi.
Santrafor ve Alper’in pozisyonu için yapılacak transferlerin en geç salı günü tamamlanması gerek.
Aksi taktirde gelecek oyuncuların Kayseri maçında oynaması, oynasa bile verimli olması çok zor.
İlk 5 haftalık fikstür çok avantajlıydı.
Bu avantaj bir nebze yitirildi, daha da fazla yitirilirse, ardından zor maçlara, haftada 2, 3 maç olan döneme geçilecek.
12-13 kişilik kadrolarla o cendereden çıkmak zor olur.
Demem o ki, Ankaragücü, Kayserispor’u yenemezse sıkıntı olur, bizden hatırlatması…