Yazılarımda değindiğim konular farklı görünebilir…
Ancak hepsinin tek amacı var.
Sporcuların, sporla ilgilenenlerin sorunlara geniş bir çerçeveden bakmalarına yardımcı olmak.
Bu kapsamda bu kez konumuz, sporcu sakatlıkları… Daha doğrusu sık sakatlanmanın nedenleri.
Konuyu, Doç. Dr. Fehmi Katırcıoğlu ile konuştuk.
Doç. Dr. Fehmi Katırcıoğlu sık sakatlanmanın nedenlerini şöyle açıklıyor:
Bazı ülkelerde sakatlanmak çaresizlik ve şanssızlık olarak yorumlanır. Bazı ülkelerde ise bilim ve sistematik sporda öndedir. Bu nedenle sakatlık önceden belirlenir ve engellenir. Sakatlananlarsa kısa sürede spora dönerler. Sakatlıklar genelde diz üstü ve karın bölgesi arasında görülür. Sakatlıklarda tek istisna aşildedir. Travma ve aşırı derecede kas faaliyeti sonrası yarışma veya maç sırasında ortaya çıkar.
Antrenmanların bir bölümünde halter çalışması yer alır. Halter ana kas gruplarını geliştirir, ama yardımcı kas gruplarını geliştirmez. Yardımcı kas grupları özel antrenman yöntemiyle geliştirilir. Karın ve göbek arasında kalan kaslar zor çalışır ve gelişir. Antrenman programlarında güç cimnastiği bölümü bu nedenle yer alır.
Yarışma ve maç ortamının sık olması, yeterince toparlanmadan yarışa veya maça çıkılması da sakatlanmayı tetikler. Bazı sporcularda az görülmesine rağmen bağlar zayıftır. Zayıf bağlar nedeniyle sakatlananlar maalesef acele ederler, tedavi süreci tamamlanmadan erken dönerler ve sakatlık tekrar eder. Çünkü önceden onlara bağlarının zayıf olduğu söylenmemiştir. (Bağlarının zayıf olduğunu bilmiyorlardır.) Spora geç başlamış olanlarda da sakatlanmalar sık görülür. Messi’nin 8 yaşında spora başlaması, sonraki yıllarda ona sakatlanmama veya sakatlandıktan sonra kısa sürede spora dönme avantajı sağlamıştır.
Sporda bilim ve sistematiğin olduğu ülkelerde sakatlanmaları şu iki yolla denetim altına alınmıştır. Sporcu sakatlık takip merkezleri ve bilim kurulları aracılığıyla sporcuların sakatlanmaları önceden öngörülür. Risk taşıyan sporcuların durumları bilim kurullarına raporla bildirilir. Bilim kurullarında bulunan üç çok iyi eğitim almış üye, rapor doğrultusunda sporcunun antrenörüyle görüşür ve sporcusunun sakatlanma riski taşıdığını ve ne şekilde antrenman yaparsa bu riskten kurtulabileceğini söylerler. Sporcu sakatlık takip merkezlerinde röntgen ve diğer görüntüleme cihazlarıyla sporcuların yardımcı kas gruplarının anatomik kasılma noktasına bakılır. Böylece sakatlanma riski önceden kontrol altına alınabilir. Sporcu sakatlık takip merkezi ve bilim kurulu bakanlık bünyesinde görev yapar ve tüm yurtta şubeleri vardır. Böylece spor üniversite mezunlarının hiçbiri işsiz kalmamış olur. Ek uzmanlık eğitiminden geçirilirler ve bu kurullarda görev alarak büyük bir boşluğu doldururlar.
Bir zincir en zayıf halkası kadar kuvvetlidir. Sporda zayıf kalmış kas grupları en zayıf halkayı oluştururlar. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim. Bazı ülkelerde sakatlık şanssızlık veya talihsizlik olarak tanımlanır. Çünkü bu ülkelerde sporcu sakatlık takip merkezleri ve çok iyi eğitim almış uzmanlardan oluşan bilim kurulları yoktur.