Geleceği keşfedememek Spor Teşkilatı açısından felakettir.
Balık üzerinden örnek verirsem; kara, bir balık için esrarengiz bir şeydir. Balık karayı keşfettiğinde artık çok geçtir, zavallı yaratık oltanın ucunda sallanmaktadır.
Bakanlık üst düzey yöneticileri olarak Spor Teşkilatının üst düzey yöneticileriyle toplantı yapıp şu soruları sorabilirsiniz.
Kaçınız spor sektöründe meslek hayatınızı geçirdiniz?
Hemen hemen tüm eller havaya kalkar.
Kaçınız meslek hayatınızı Spor Teşkilatında geçirdiniz?
Bir iki el dışında tüm eller kalkar.
Kaçınız bulunduğu mevkiye Spor Dairesinden veya Eğitim Dairesinden geldiniz?
Bu kez ellerin yarısı havaya kalkar.
İçinizde beş yıldan fazla Türkiye dışında çalışmış kimse var mı?
Bu kez hiç el kalkmaz.
Etkili bir örnek olduğu için izninizle şu örneği vermek istiyorum.
Spor Teşkilatında gelecek için rekabet hamileliğe benzer.
Dokuz ay önce belli bir etkinlik yapılmışsa, o mucizeye tanık olmak pek mümkün olmaz.
Bugünü yönetmeye gereğinden çok zaman ayırmak geleceği planlamayı tehlikeye atar.
Başarılı ve marka olmuş spor kulüpleri bocalarken, birden önlerinde can simidini buldular, ona sarılıp günümüzdeki düzeylerine ulaştılar.
Bu örneği onlara 1990 yılında ortaya çıkan havayolları krizi verdi. O dönemde havayollarının kabin servisi asgari düzeydeydi. Tek bağlandıkları temel uçulan kilometre miktarıydı. Servis standartlarının ölçüsü düşüktü. Reklamı yapılan şey uçuş şebekesinin genişliği ve gecikmeli seferlerin olmadığıydı. Bu tıpkı bir otomobilin sizi A noktasından B noktasına götüreceğinin reklamını yapma gibi bir şeydi.
Otomobil şirketleri müşteriyi elde tutabilmek için böyle durumlarda indirime giderler ve rüşvet sunarlar.
Hava yollarının yolcuları elde tutmak için verdiği rüşvet ise ücretsiz uçma olanağı sağlamasıdır.
Bunun tam tersini yapan hava yolları, spor kulüplerine esin kaynağı oldu. British Airways ve Singapur Airlines devamlı müşterilerine sundukları servis düzeyine, yeni şeyler ekleyecek arayışlara girdiler. Onlar da sık sık ücretsiz uçma programları sundular ama bu rüşvetten çok prim niteliği taşımaktaydı.
Hamilelikte döllenme, kuluçkalanma ve doğum süreçleri mucize bebek için önemlidir.
British Airways bu nedenle pazarlama yaklaşımını değiştirmeye karar verdiğinde, dünyanın en önde gelen şekerleme firması Mars’tan bir yönetici transfer etti.
Gece Londra’ya havaalanına inen yolculara duş, elbise ütülenmesi, kahvaltı hizmeti sunuldu. Böylece yolcular toplantılarına zinde, bakımlı ve düzgün kıyafetlerle gidebildiler.
Tembellikten geri kalmış spor sektörünün kuruluşlarının çoğu uluslararası olandır. Kadrolarında ilk bakışta muazzam bir kültürel çeşitlilik vardır. Çoğu bu tür çeşitliliği güç ve yenilik kaynağı olarak över.
Ama bu görünüm yanıltıcıdır. Çalışanların tümü aynı katı eğitim sürecinden geçmiş ve birbirinin benzeridirler. Hepsi aynı şekilde düşünen tiplerdir. Yani farklılık yoktur.
Spor sektöründe bir kere meydan okuyabilmek, ötekilerin tutuculuklarına bağlıdır. Ama ikinci kez meydan okumak isteyen kendi tutuculuğuna meydan okumalıdır.
Geleceğe önde ulaşmak isteyen Spor Teşkilatının, geçmişin en azından bir bölümünü feda etmesi gerekir. Yani geçmişin bir bölümü unutulmalıdır.
Sorulması gereken soru şudur:
Geçmişin hangi bölümünün gelecek için sıçrama noktası olarak kullanılabilir ve hangi bölüm bugün için yük fazlasını oluşturmaktadır.
Spor Teşkilatının nereye yöneldiği nereden geldiğinden çok daha önemlidir. Geleceği planlamaktan alıkoyan tek şey yerleşik düşünce üsleridir.
Sorgulanmayan alışkanlıklar fırsatlara dar görüşlülükle yaklaşma mevcut yönetimin önünü tıkayan tartışılmaz varsayımlardır.
Yöneticiler başarıyı sürdürmenin en güvenilir yolunun benzer şeyden daha çok yapmak olduğuna ve aynı şeyi yapmayan rakiplerin ciddiye alınmaması gerektiğine inanırlar. Ciddiye almadıklarına bir zaman sonra geçilirler.
Tüfeğin icadının arifesinde bir orduyu ok ya da mızrak kullanmadan eğitmenin ne kadar yararı olabilir?
Artun TALAY (Emekli Atletizm Antrenörü)