Süper Lig Cemil Usta Sezonu’nda ilk yarının bitimine bir hafta kala zirvenin ilk üç sırasında İstanbul’un üç büyüklerini göremiyoruz. Bu da ilginç bir ligi yaşadığımızı gösteriyor.
Geride bıraktığımız haftaya bir göz atacak olursak; sürpriz sonuçlar alındı. Evinde kaybeden Trabzonspor deplasmanda çok kötü oynamasına karşın kazandı.. Kaybettiği Denizlispor sahasında Alanyaspor’dan 5 yedi. Alttan kurtulmaya çalışan Ankaragücü, Antalya deplasmanından son dakikalarda attığı golle bir puanı kopardı. Başkent’in diğer ekibi Gençlerbirliği uzatma dakikalarında lideri elinden kaçırdı. Önceki hafta İstanbul’da Beşiktaş’ı yenen Malatyaspor evinde Rizespor’a boyun eğdi.
Bu kısa değerlendirmeden sonra dönelim haftanın sonucu merakla beklenen Konyaspor-Trabzonspor maçına. Ev sahibi ekip 9 maçtır kazanamıyor. Bir hafta önce Başakşehir’den bir puanla dönerek ilerisi için umut vermişti. Sonuçta iyi de hazırlandılar.
Maçın ilk yarısı Trabzonspor’un, ikinci yarısı da Konyaspor’un üstünlüğü ile geçti.
Bordo-mavililer ilk 45 dakikada da eski şaşalı futbolundan çok uzaktı. Ancak topu rakibe vermedi. Biraz Barcelona gibi oynamaya çalıştı, ancak İspanyol ekibi bunu genellikle rakip sahada ve çabuk yapıyor. Bu da hem göze hoş geliyor, hem de gol atıyor.
Oysa bizimkiler daha çok kendi sahalarında ve ikinci bölgede, biraz da ileride. Böyle olunca da futbol vasatı geçemedi. İkinci yarıda büyük baskı yedi. Konyaspor, Trabzonspor’un ilk yarıda yaptığının daha fazlasını yaptı, hem topun hakimiydi hem de ileriye oynadı. Son saniylerde çok önemli bir pozisyonu kullanamayınca 9’uncu maçında da hüsran yaşadı.
Takımda genel olarak bir düşüş var. Özellikle Nwakaeme adeta yürüyerek oynuyor, önceki hızı kesinlikle yok. Belli ki yorgun. Hiç dinlenmedi. Sturridge tartışmasız bir oyuncu ama hazır değil. Ekuban sakatlıktan yeni çıkmış. Abdulkadir eski gücünde değil. Diğer Abdulkadir yok. Takımın tüm yükü yorgun savaşçı Sosa’nın omuzlarında. O da bir yere kadar taşıyabiliyor. Defans hala istenilen düzeyde değil. Gerçi bu maçta da öyle bariz hata yapmadı ama Hüseyin bu takımda ancak bir tamamlayıcı oyuncu olur, ilk 11 oyuncusu değil.
Ve bunların yarattığı olumsuzluklarla sürekli dert yanan teknik direktör.
Neymiş efendim “Bu çocuklar 28. maçını oynadı”. Eğer bu mazaretse o zaman ne işiniz vardı Avrupa kupalarında diye sormazlar mı?. Ayrıca Avrupa’da da genelde hep gençlere yer verdi.
Diğer ve en önemli konu da ekonomik problemler. Bu sorun sadece Trabzonspor için değil ki; 2-3 kulübün dışında hepsinde. Kimse senin dalgalarla nasıl boğuştuğuna bakmaz, gemiyi limana getirip getirmediğine bakar. Onun için sürekli sakatları, sıkıntıları gündeme getirmeniz yersiz.
Futbolda önemli olan saha sonuçlarıdır. Bunu tatmin edici futbol oynayarak yaparsanız, siz o zaman alkışın en büyüğünü hak edersiniz.. Bu şimdilik olmayan birşey. Artık takım kaliteli oyuncuların bireysel becerileri ile maç kazanıyor. Ama ne bir sistem ne de güzel bir futbol oynamıyor. Söylediğiniz gibi taraftar gözünü, yüreğini kapamış değiller. Futbolu iyi bilen, güzel futbolu alkışlayan bir taraftarı var. Ve geçen senelere oranla takıma desteğini artırmış. Akyazı’da ortalama 20-25 bin bordo-maviliyi görmek mümkün.Ve bunlar çekidek çıtlatmıyor, maç sonuna kadar takımlarına destek veriyor Onun için kimsenin yüreğini gözünü takıma kapadığı doğru değil.
Son 16 maçın 13’ünde ilk golü rakip ağlarla buluşturan ancak sonunu getiremeyen bordo-mavililer bunların 8’inde puan kaybı yaşadı. Ancak bu kez korkulan olmadı ve “Çanakkale geçilmez” ile üç puanı hanesine yazdırdı. Hem de son 15 dakikasını 10 kişi oynayan rakibi karşısında zor anlar yaşamasına karşın zoru başardı.
CEMAL ÖNER