Yücel seçkiner, başta Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Enka ve Gençlerbirliği olmak üzere birçok kulübe tesis katkıları yapmıştır.
Yücel Seçkiner, dönemiyle ilgili şunları anlatıyor:
”Kulüplerin maç yapacakları alanın dışında antrenman yapacağı tesislere ihtiyaçları vardı.
Yıllardır bunlar çözülmemiştir. Tapu Kadastro Genel Müdürü ve eski Futbol Federasyonu Başkanı Halim Çorbalı’dan spor teşkilatına ait arsaları kesinleştirmesini rica ettim. Türkiye çapında 500’e yakın hazine arsasının spor teşkilatına ait olduğunu buldu.
Dönemin Fenerbahçe Kulübü başkanı Ali Şen ile Fenerbahçe Kulübü için Dereağzı Tesisleri’nin 49 yıllığına tahsisi için protokol imzalandı. Metin Aşık müteahhit olarak buradaki tesisi inşaa etti. Ömer Çavuşoğlu’nun inşaatın kısa sürede bitirilmesinde çok önemli katkıları oldu. Bir gün, Galatasaray Kulübü Başkanı Ali Uras Bey ziyarete geldi. Florya’da 20 dönüm arazinin olduğunu ve yanındaki 20 dönümlük, bir aileye ait görünen arsanın eklenmesiyle iyi bir antreman tesisine ulaşabileceklerini söyledi. Tesisler daire başkanı Kemal Kamiloğlu İstanbul’a gitti… Konunun çözümü için hukuki düzenleme gerektiğini söyledi. Önce yeşil alana sonra da kamulaştırma ile hukuki süreç tamamlanıp, 49 yıllığına Galatasaray Kulübü’ne Florya Metin Oktay Tesisleri verildi. Süleyman Seba bu gelişmeler üzerine benden Beşiktaş Ada kamp tesisleri için bir şeyler yapmamı istedi. Fulya’da amatör maçların oynandığı spor teşkilatına ait bir saha vardı. Bu sahayı müteahhit Şan Öktem yaptı. Fulya’daki tesis, Beşiktaş’ın antrenman yapması için 49 yıllığına bu şekilde Süleyman Seba döneminde tahsis edilmiş oldu.
Tüm bu tesislerin, genç, ümit, A Milli takımların kamp yeri olarak kullanılabileceğini de ekledik. Ayrıca spor tesisi yapımını teşvik için tesis yapanlara ömür boyu serbest giriş kartı verilmesini kanunlaştırdık.
Halim Çorbalı, bir gün İlhan Cavcav’ı getirip tanıştırdı. Söğütözü’nde atlı sporun yanındaki yer Gençlerbirliği’ne 49 yıllığına tahsis edildi.
Enka Spor Kulübü içinde şunları söyleyebilirim. Bu arazinin spor tesisi olması için İstanbul’daki birçok zengin holding sahibini tek tek ziyaret ettim. Eczacıbaşı başta olmak üzere hepsi de konuya sıcak bakmadılar. Çünkü bu arazide 40 kadar gecekondu vardı. Kimse bunlarla uğraşmak istemiyordu. Son olarak Şarık Tara ‘ya gittim. Sadi Gülçelik için bir tesis yaptırmak istemez misin diye sordum. Isterim dedi. Sadi Gülçelik’ i İzmir Akdeniz Oyunları’ndan tanıyorduk. Şarık Tara’nın da onu ne kadar sevdiğini biliyordum. Şarık Bey’e futbola bulaşmamasını, atletizm-yüzme-tenis ve eğitim işleri için araziyi kullanmasını önerdim. Protokol imzalandı 49 yıllığına tesis Enka’ya geçti. Şarık Bey 40 gecekonduya 10’ar bin lira verdi. Spor teşkilatı olarak bizde Halim Çorbalı’dan spor teşkilatına ait arsa yerini sağlamasını istedik. Bu 40 aile o alana gidip yerleştiler.
Süleyman Seba Ankara’da hastaneye tedaviye Gülhane Hastanesi’ne gemişti. O sırada, ABD’de yaşayan Beşiktaşlıların hediye ettiği kartalı ve Türkiye’de yine taraftarların hediye ettikleri kartalı ve tesbihini bana hediye etti. Ben de daha sonra bunları Beşiktaş Müzesi ne hediye ettim.
Bir gün ziyareti sırasında bana şunları söyledi:
Spor vefasızdır. Bana Ahmet Dursun, Seba gitsin dediler’ ve kırdılar. Yarın da senin kulüplere yaptığını unuturlarsa sakın bozulma ve üzülme.”