Süper Lig’de bir an önce tehlikeli bölgeden uzaklaşmak isteyen Ankaragücü, yine kendisi gibi ateş hattında yer alan İstanbulspor ile oynadığı karşılaşmayı 3-2 kazanmayı bildi.
Alt sıralardan kurtulma mücadelesi veren iki ekibin karşı karşıya geldiği, kaybeden ekibin önümüzdeki haftalarda daha da sıkıntılı günler yaşayacağı kritik karşılaşmaya her iki ekip de savunma öncelikle sahaya çıktı.
Maç öncesi hiç kimse karşılaşmanın iki ekip için de kolay geçmesini beklemiyordu.
Ancak İstanbulspor’da, ligdeki tüm maçlarında 90 dakika forma giyen kalecisi David Jensen’in, belindeki sakatlıktan dolayı maç kadrosunda yer almaması bir anlamda Ankaragücü’nün şansı oldu.
David Jensen’in yerine eldivenleri Alp Arda giydi.
Bu sezon sadece bir kez kupa maçında forma giyen kaleci Alp Arda, kendisine gönderilen topu uzaklaştırmak isterken geç kalınca, ayağını uzatan Ali Sowe meşin yuvarlağa müdahale etti ve Ankaragücü’nü 10. dakikada 1-0 öne geçirdi.
Bu erken golün ardından 24. dakikada kalesinde bir gol daha gören İstanbulspor’da moral de motivasyon da bozuldu.
Ancak oyunun ikinci bölümünde tamamen farklı bir İstanbulspor vardı…
Bu 45 dakika Ankaragücü için hiç de kolay geçmedi.
Nefesleri kesen dakikalar yaşanadı.
2-0’ın rahatlığıyla ikinci yarı sahaya çıkan Başkent ekibi, oyunun hemen başında savunmanın bir anlık dalgınlığından kalesinde golü gördü.
Golün etkisiyle İstanbulspor, Ankaragücü kalesine daha istekli gitmeye başladı.
Ankaragücü 3-1 öne geçtikten sonra ise İstanbulspor tüm hatlarıyla rakibinin üzerine yüklenmeye başladı.
60.dakikadan sonra Ankaragücü kelimenin tam anlamıyla soğuk terler döktü. Kalesinde çok sayıda pozisyon yaşadı.
Hani, teknik direktör Tolunay Kafkas’ın takımın başında çıktığı iki karşılaşmada ikinci yarılarda rakiplerini esir aldığını görmeye alışmıştık ya, bu mücadelede de Ankaragücü ilk yarıda vardı, ikinci yarıda adeta rakibine teslim oldu.
Bu bölümde Ankaragücü neredeyse kadrosundaki tüm savunma oyuncularını sahaya aldı.
Bu tür tansiyonu yüksek maçlarda oyundan ziyade sonuca bakılır.
Kazanan da daima haklıdır.
ORHAN KARADAĞ
