Faruk Koca’nın cezaevinden tahliye edileceğine dair önceki gün birisi çok önemli olmak üzere birkaç kaynaktan haber geldi.
Dün sabah erken saatlerde aynı kaynaklar, gün içinde tahliyenin gerçekleşeceğini söylediler.
Sosyal medyanın bu kadar yaygın olduğu bir dönemde bu haberi ilk paylaşan olmak bir gazeteci için çok önemli.
Ancak bazen, değer verdiğiniz kişilere, kurumlara zarar vermemek için gazeteci kimliğinizi arka plana atabiliyorsunuz.
Tahliye gerçekleşene kadar bekledik.
Ve sonunda benimle bu bilgiyi paylaşanların dediği oldu, Faruk Koca öğleden sonra cezaevinden tahliye edildi.
Akşam saat 19.10’da da Tandoğan Tesislerinde taraftarlarla buluştu.
Faruk Koca’nın 12 Aralık’ta tutuklandığı günden beri Tandoğan, tarihi bir direnişe ev sahipliği yaptı.
Ankaragücü taraftarı, soğuğa, yağışlara, fırtınalara aldırış etmeden gece gündüz 15 gün nöbet tuttu.
Faruk Koca’nın bu taraftarı teşekkür etmek, helallik almak amacıyla ziyaret etmemesi düşünülemezdi, o da gereğini yerine getirdi.
Tandoğan’da sarı lacivertli tarihi bir kalabalık, ellerinde meşalelerle, havai fişekler, maytaplar eşliğinde eski başkanlarını karşıladı.
Tandoğan’da geceyi gündüze çeviren görüntüler vardı.
Tek sorun sağlık sorunları yaşayan Faruk Koca’nın, ortaya çıkan sis ve dumandan olumsuz etkilenmesiydi.
Uzun süre yapılan anonsların ardından meşale yakılmasına son verildi, sis ve duman ortadan kalkınca da Faruk Koca binlerce kişinin arasından güçlükle yürüyerek Tandoğan Tesisleri’ne girebildi.
Güçlükle yürünebilen o kısa yol bile tansiyon sorununu nüksettirdi, kendisi için hazırlanan platforma gelip konuşma yapması yarım saate yakın gecikti.
Kendisini tam olarak toparlayamadan, kalabalığı daha fazla bekletmemek amacıyla kısa bir konuşma yaptı.
Konuşmasına, kendisini “kahraman” ilan eden taraftara, bu unvanı hak etmediğini, yaptığı bu eylemi hiçbir zaman savunmadığını söyleyerek başladı.
Bu eylemi en son yapacak kişi olduğunun altını çizen Faruk Koca, “Buradan bir kahraman figürü olarak çıkmak istemiyorum. Kahramanlar din, dil, ırk ayırmadan dünyanın mazlum insanlarıdır. Kahramanlar bugünlerde Gazzeli müslümanlar, çocuklar, kadınlardır. Onların hakkını yiyerek bir kahraman figürü olarak ortaya çıkmak istemem. Sadece ve sadece bugünden itibaren bu olaylardan dolayı lütfen bütün paydaşlar adaletli olsun” ifadelerini kullandı.
Koca, gündemlerini aldığı için Gazzeli kadın ve çocuklardan, şehit askerlerden defalarca özür diledi.
Hakemlere, TFF’ye ve futbolun diğer paydaşlarına da empati yapmalarını önerdi.
Konuşma tamamen, dostluk, kardeşlik üzerineydi.
İçimi acıtan yanı da biraz veda mesajları içermesiydi.
Konuşma bittikten sonra Tandoğan Tesisleri’nde bir odaya çekildi.
Tansiyonu hala düzelmemişti, odaya girdiğimde tansiyon aletindeki sonuca baktım, nasıl ayakta durabildiğine şaşırdım.
Beni görünce elimden tutarak “Hadi benden kurtuldun” diye takıldı.
O kalabalıkta, gürültüde ne kadarını duydu, bilemiyorum ama “Sizin gibi değerli bir başkana muhalif olmak bile şerefti. Umarım dönersiniz, yeniden çalışma fırsatı buluruz” diye cevap verdim.
Sonrasında tansiyonun düzelmeyeceği anlaşılınca, Tandoğan Tesisleri’nin arka kapısından çıkarak gitti.
Faruk Koca’nın Rizespor maçının ardından hakeme yumruk atması doğru değildi.
Kendisi de bunu biliyordu ve defalarca bu hareketinden dolayı özür diledi.
Faruk Başkan, özür dilemese, yaptığı hareketin arkasında dursa, sert mesajlar verse ne olurdu?
Belki bir hafta, 10 gün daha fazla cezaevinde kalırdı.
Sonrasında başta Ankaragücü taraftarı olmak üzere hakem hatalarından şikâyet eden Türkiye’de milyonlarca, dünyada milyarlarca taraftarın kahramanı olarak adını 7’den 70’e herkese duyururdu.
Nitekim de öyle olmadı mı?
Son 2 haftadır her statta Faruk Koca tezahüratları duyulmadı mı?
Avrupa Kulüplerinin maçlarında yaşanan hakem hatalarından sonra bile sosyal medyada Faruk Koca paylaşımları yapılmadı mı?
Faruk Koca, popülist yaklaşımla attığı yumruğu savunsa, bir de ne olurdu biliyor musunuz?
Bugün bir yumrukla başlayan tepki, yarın Allah korusun silahlı tepkilere, toplu linç girişimlerine dönüşürdü.
Faruk Başkan da bunu görebildiği için fanatizmin, holiganizmin idolü, kahramanı olmayı elinin tersiyle itti.
Bunların yerine barış adamı, gönül adamı olmayı tercih etti.
Benim üzüntüm, henüz insanların Faruk Koca’nın ilk günden beri verdiği mesajları doğru algılayamamaları, sıradan suçlu gibi görmeleri.
Özellikle muhalif medya, siyasi kimliğinden dolayı eleştirilerini sürdürüyor.
Bizim işimiz siyaset değil ama Faruk Koca’yı ilk günden itibaren bel altından vuranların, Beyaz TV ile ATV, ASpor gibi Turkuvaz Medya Grubu yayın organları olmasının nedenlerini umarım araştırıyorlardır.
Faruk Koca, Ankaragücü için bedel ödedi, ödemeye de devam ediyor.
Şimdi herkesin merak ettiği konu, köşesine mi çekilecek yoksa home ofis olarak perde arkasından Ankaragücü’nü yönetmeye devam mı edecek?
Tabi ki bu konuda alacağı kararda, Tahkim Kurulu’na yapılan itirazın sonucu da etkili olacaktır.
Kulüp avukatları aracılığıyla savunmasını yaptı.
Tahkim Kurulu, 2024’ün ilk günlerinde kararını verecektir.
Ankaragücü kulübü avukatlarının savunmasındaki örnekte ceza, ömür boyu menden 20 maça düşüyordu.
Savunma işe yarar, ceza bu kadar düşerse mevcut yönetim devam eder, ceza bitince Faruk Koca başkanlığa döner.
Aksi takdirde ne olur bekleyip göreceğiz.
METİNER ERDEM