Ankaragücü, Bandırmaspor’u 4-0 yenerek 5 hafta sonra bir maçtan 3 puanla ayrıldı.
Rakip Bandırmaspor sezona çok iyi başlamış, bir ara liderliği yakalamıştı.
Liderlik doğal olarak hedef takım haline getirir sizi.
Bandırmaspor bu yükü kaldıramadı.
Son 10 maçta sadece 2 galibiyet alabildi.
Malatyaspor’u saymazsak, dün Eryaman Stadı’nda son 10 haftanın en kötü performanslı iki takımı mücadele etti.
Ankaragücü, böyle bir rakip karşısında mucize sayılabilecek bir galibiyet aldı.
Başkent ekibi, son 2 haftadır tarihte kimseye nasip olmayacak istatistikleri elde ediyor.
Sakaryaspor maçında 3 isabetli şuttan 2 gol çıkaran Sarı Lacivertliler, Bandırmaspor maçında kendini geliştirerek 4 isabetli şuttan 4 gol buldu.
Bandırmaspor ise neredeyse 80 dakika tek kale oynadığı maçta 10 isabetli şuttan bir gol dahi çıkaramadı.
4-0 kazanılan maçta dahi, maçın adamı 10 net kurtarış yapan kaleci Ertaç Özbir olabiliyorsa, Ankaragücü’nün galibiyetinin nasıl bir mucize olduğunu varın siz düşünün.
Bu istatistikleri paylaşarak sakın son 2 haftadaki 4 puanı küçümsediğim düşünülmesin.
Kulübün içinde bulunduğu kaotik ortamda, alınan her puan, atılan her gol son derece değerlidir.
Benim hayıflandığım konu, “Papaz her gün pilav yemez” deyiminde saklı.
Mustafa Dalcı sorunlara çare bulmazsa, Ankaragücü’nün bu futbolla bir daha maç kazanması çok zor.
Kimse sakatları, cezalıları bahane etmesin.
Sakatlar, cezalılar yokken Karagümrük ve Sakarya maçlarında oynanan futbol da vasat altıydı.
Mustafa Dalcı bu camianın en tartışılan üç isminden biri.
Ancak yiğidi öldürelim hakkını verelim.
Mustafa Dalcı’nın şu ana kadar şans dışında Ankaragücü’ne kattığı en önemli değerler, takımdaşlık ruhunu getirmesi, ikili mücadelelerdeki performansı artırmasıdır.
Çok eleştirilen Michal Racotzy’nin gol atması kadar, yedek kulübesi dahil tüm takımın bu gole verdiği tepki, oyuncuyu sahiplenmesi çok önemli.
Ayrıca Sakaryaspor ve Bandırmaspor maçlarındaki istatistikler, takımın mücadele gücünü artırdığını net bir şekilde ortaya koyuyor.
Ancak ikili mücadelelerde bariz üstünlük sağlayan bir takımın, hala rakibe çok fazla pozisyon vermesi, rakiplerden çok daha az pozisyona girmesi büyük çelişki.
Umarım Mustafa Dalcı, bu çelişkiyi, sıkıntıyı ortadan kaldıracak tedbirleri de alır.
Maç sonu basın toplantısında kendisinin de arayışlar içinde olduğunu açıkça ifade etti.
İki haftadır dörtlü defans kurgusuyla maçlara çıkarken, Bandırmaspor maçına 3-4-1-2 sistemi ile başladıklarını, ikinci yarı ise 5-4-1’e döndüklerini söyledi.
İkisinin de tutmadığı ortada.
“Arayan derviş muradına ermiş” derler ya, bakalım Mustafa Dalcı hoca da takıma en uygun sistemi bulup muradına erebilecek mi?
Bir çift sözüm de Riad Bajic’e.
Tamam gönderildi gönderilmedi, kadro dışı bırakıldı bırakılmadı haberi seni üzmüş olabilir.
Ancak sen bu takımın ikinci kaptanısın.
Mahmut Tekdemir oyundan çıkıyor, kaptanlık pazubandını sana uzatıyor.
Pazubandı takmayı reddetmeni yakıştıramadım.
Dün Eryaman Stadı’na gelenler tarihi anlara tanıklık ettiler.
115 yıllık dev çınarın son derece önemli maçını sadece bine yakın taraftar izledi.
8 yıldır aktif yazarı olmak üzere 10 yıldan beri Ankaragücü’nü, içeride dışarıda takip ederim.
Seyircisiz maçlar ve pandemi dışında bu kadar az taraftarın geldiği bir maç hatırlamıyorum.
40 yıldır bu takımı takip edenlere de sordum, onlar da hatırlamıyor.
İki nedeni olabilir, hangisi daha baskındı bilemiyorum.
Birincisi Sakaryaspor maçı öncesi Bolu’da iki grup arasında yaşanan kavgadan dolayı maça gelmekten çekinenler olabilir.
İkincisi yönetimin bedava bilet uygulamasına son verdiği söyleniyor.
Bedava bilet, özellikle VİP’te etkili olmuş.
Her maç iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalık olan VİP’teki “arma sevdalıları(!)” bu maçta koltuklarını boş bıraktılar.
Tribünlerde kadın ve çocuk taraftar sayısı, ailesi ile maça gelen sayısı da çok düşüktü.
Bunda da kavganın etkisi olmuştur.
Son günlerde itidal çağrıları ile dikkati çeken Sağ Kapalı’dan Murat Koç, sosyal medya hesabından hem Ali İmdat’ın hem de İlker Türker’in arkadaşlarına kavgadan kaçınmaları çağrısında bulundukları bilgisini paylaştı.
Umarım iki grup arasındaki gerginlik son bulur, biz de Eryaman’da bir daha dünkü görüntülere tanıklık etmeyiz.
Dün tribünler kadar protokol de bomboştu.
20 yöneticiden sadece 5’i Eryaman Stadı’ndaydı.
Başkan İsmail Mert Fırat, maçın tamamını locanın kapalı kısmında izledi, dışarı çıkmadı.
Hafta içinde alınan olağanüstü genel kurul kararına rağmen, taraftar yine ilk dakikadan itibaren yönetime istifa çağrısında bulundu.
Emre Yıldız’a yönelik tepkiler de yoğunluktaydı.
Bu arada son yönetim kurulu toplantısına Emre Yıldız da katıldı.
Transferler ve saha sonuçlarından dolayı hesap vermesi isteniyordu ama aldığım bilgiler, hesap vermek bir yana toplantıda üst perdeden konuştuğu, kimsenin de sesini çıkaramadığı yönünde.
O da haklı.
Emre Yıldız, yöneticilere “sezon başından beri yapmadığınız hata, yemediğiniz halt kalmadı, siz önce kendinize bakın” dese haksızsın mı diyeceğiz.
Belki bu maçta yöneticilerin yüzde 75’inin olmaması, o toplantının küskünlüğü.
Bu iş küskünlükle, hele de maça gelmemekle olmaz.
Ya sorumluluğunuzun gereğini adam gibi yapın ya da istifa edip bavullarınızı toplayıp gidin.
Bir an evvel de olağanüstü genel kurulun tarihini belirleyin.
METİNER ERDEM




