Ankaragücü Ligin 3. haftasında kendi sahasında Elazığspor’a 4-1 yenildi.
Maçla ilgili ne yazabilirim ki diye düşündüm, bir şey bulmakta zorlandım.
Gole kadar mücadele eden, bir iki kez de pozisyon bulan bir Ankaragücü vardı.
Golden sonra ise sahadan silinen bir Ankaragücü.
Elazığspor, Beykan Şimşek gibi gününde olduğunda Süper Lig seviyesinde bir forvete sahip.
Fuat Bavuk, sezonun yıldızı olabilecek kalitede bir santrafor.
Bu oyuncuları destekleyecek orta saha ve forvet oyuncuları da bu lig için üst kalite isimler.
Elazığ gibi güçlü bir takım karşısında Ankaragücü’nün topun arkasında olması, geçiş oyunuyla gol araması gerekirdi.
Elazığspor’un ilk hafta Adana 01 FK maçındaki hatalarından ders çıkardığı daha ilk dakikadan belli oldu.
Ankaragücü’nü ciddiye alarak “önce defans” mottosuyla maça başladı.
Gakkoşlar, ilk yarım saat geçiş oyunuyla pozisyon arasa da Ankaragücü buna fırsat tanımadı.
Sonrasında Ankaragücü öyle bir hata yaptı ki amatör küme takımları yapmaz.
Elazığ gibi üst düzey forvetlere sahip bir ekibe karşı korner kullanırken, 10 oyuncuyla rakip ceza sahası önünde olursan cezayı keserler.
Sevgili Hocam, Elazığ’a karşı 5’e 1 yakalanmak senin kalitene yakışmadı.
Bu takımın gençleri gol yiyince dağılıyor.
Nitekim sonra kaleci Fatih’in de gününde olmamasından kaynaklı 2 ve 3. goller takımın da taraftarın da morallerini sıfırladı.
Hocam, bu maç sen de takımın da formsuzdunuz.
Ankaragücü için tehlike çanları çalıyor.
Transfer sezonu 12 Eylül’de sona eriyor.
Halledilmesi gereken en az 20-25 dosya var.
Şu an çok güçlü bir yönetim gelse de yasağı kaldırması için yeterli süre kalmadı.
Bu takım en azından ilk yarıyı bu kadroyla tamamlayacak.
Bu futbolla bu iş olmaz.
Bir an önce bu takım toparlanmalı, kadrosuna uygun bir oyun anlayışını sahaya yansıtmalı.
Bu takımın toparlanması için hoca da yönetim de görevini eksiksiz yapması gerekir.
Kadroda Mervan Yusuf Yiğit’i görünce şaşırdım.
Daha geçen hafta Mervan’ın oynaması için en az 1-2 aya ihtiyaç var deniyordu.
Ankaragücü’nün Mervan gibi bir forvete acil ihtiyacı var.
Ama tam hazır bir Mervan’a.
Kaleci Ertaç Özbir erken döneyim diye doktorların verdiği programa uymayınca başına geleni gördünüz.
Aman dikkat aynı hatayı tekrarlamayın.
4 resmi maçta 3 mağlubiyet, 1 beraberlik zaten çok kırılgan olan camiada moralleri bozdu.
Moralleri bozan bir konu da yönetimin olağanüstü çabalarına, düzenlediği organizasyonlara rağmen taraftarın maçlara gelmemesi.
Şimdi yazacaklarım yine birilerinin canını sıkacak, yine eleştirileceğim ama Türkiye’nin gerçeği bu.
İstanbul’un Süper Lig’de şampiyonluk mücadelesi veren takımları dahil tüm takımların tribün grupları var.
Bu gruplar yönetimlerle maddi ilişki içindeler.
Bedava bilet, deplasman organizasyonlarının masraflarının karşılanması, hatta haftalık, aylık ücret ödenmesi…
Ankaragücü’nde de bu ilişki Mehmet Yiğiner döneminde de vardı, Fatih Mert döneminde de sonrasında gelen sözde “tarihin en güçlü” yönetimlerinde de.
Yıllar sonra ilk kez Gazi Ercüment Tekin yönetimi tribün grupları ile paralı ilişkiyi ve bedava bileti sıfırladı.
Taraftarı tribüne çekmek için de değişik organizasyonlar düzenlendi.
Buna rağmen sezonun ilk maçına sadece 3500 biletli taraftar geldi, kupa maçını 300-500 kişi izledi, Elazığ maçında da sabah satılan bilet sayısı 900’dü.
Maç öncesi de yazmıştım, Ankaragücü’nün mevcut kadrosunun Elazığspor’u yenmesi için mucize ya da müthiş taraftar desteği gerekiyor diye.
Sonuçta ikisi de olmayınca farklı yenilgi geldi.
Sevgili Başkan Gazi Ercüment Tekin ve yönetim kurulu, sizler koltuklarınıza oturalı daha 40 gün olmuşken bugünleri görüp uyarmıştım.
“Ayrıştırıcı değil birleştirici olun, grupları gözardı etmeyin” demiştim.
Bedava bilet, para verin demiyorum.
Nasıl aile tribünlerine indirim uyguluyorsunuz, tribün gruplarına da indirimli bilet verin.
Bu tamamen benim düşüncem.
Tribün gruplarının sözcüsü falan değilim, zaten beni de çok sevmezler.
Kimisi tehdit eder, kimisi hakkımda sayfalarca bildiri yazar.
Dün statta 2000’e yakın taraftar vardı, aile tribünü ilan edilen sol kapalının dışında münferit taraftar yok gibiydi.
Beğenmediğiniz Gecekondu, BEÇ, Sağ Kapalı, Maraton Yenidoğan ve Maraton Genç Güçlüler olmasa tribünler bomboş olacaktı.
Sizlere abi tavsiyesi, Ali İmdat’ın “Herkes mutsuz” uyarısını kulak arkası yapmayın.
Haraçcı medya maç sonrası Mustafa Kaplan ile ilgili “görevine son veriliyor” manşetleri atmaya başladı.
Mustafa Kaplan için şu ana kadarki performansıyla başarılı diyebilir miyiz?
Hayır.
Elindeki kadro bu.
Bu kadroyla bundan daha fazlasını yapması için çok daha fazla gayret göstermesi gerekir.
Yönetimin parası varsa, daha iyisini getirebilecekse hocayı görevden alma yetkisi tabi ki var.
Ancak bu işlem yönetimin kendi iradesiyle yapılmalı.
Hoca’dan haraç isteyip alamadığı için Hoca’yı hedef gösterenlere de gereken cevap verilmeli.
Yazımı bir sitemle sonlandırayım.
Kulağımıza bazı grupların yönetime talip olduğu duyumları geliyor.
İsmi geçenlerin hepsi mevcut yönetim gibi Ankaragüçlü iş insanları.
Başkan çok net ifade etti, “projesi, maddi gücü olan varsa gelsin, takoz olmam, koltuğu boşaltır tribüne geçerim” ifadesini kullandı.
Camia umutla bir hareket bekliyor.
Adaysanız gecikmeden çıkın açıklayın, insanları boşuna umutlandırmayın.
Akşam VİRALSPOR yayınında buluşmak üzere…
METİNER ERDEM
