Ankaragücü, Batman Petrolspor’a deplasmanda 2-1 yenildi.
Öncelikle maç sonu ile ilgili birkaç kelime yazmak istiyorum.
Birkaç gün önce bir haber dikkatimi çekmişti.
Batman Petrolspor-MKE Ankaragücü maçı için Şırnak’tan takviye polis istendiği yazılıyordu haberde.
Ankaragücü taraftarına deplasman yasaklandığı halde takviye polise ihtiyaç duyulmasına anlam verememiştim.
Maç sonu Ankaragücü kafilesine saldırı olayı ile nedenini öğrenmiş olduk.
Belli ki Batman polisi saldırı olayının istihbaratını önceden almış.
Ankaragücü, Bursaspor gibi milliyetçi taraftara sahip bir kulüp.
Sırf bu nedenle maalesef o bölgede bu tür saldırılar oluyor.
5-6 tecrübeli hariç hepsi 19-20 yaşındaki gençlerden oluşan Ankaragüçlü futbolculara yapılan saldırıyı en ağır şekilde kınıyorum, lanetliyorum.
Umarım Ankaragücü yönetimi de bu olayın üzerine en güçlü şekilde gider.
Gelelim maça.
19-20 yaşındaki gençleri eleştirmek hoş değil ama mecburuz.
Atakan Güner.
Bu oyuncu oynatılmıyor diye bir teknik direktörün bileti kesildi.
Gelen teknik direktör de bunu bildiğinden, Ankaragücü’nü 10 kişi oynatmak pahasına bu oyuncuyu her maç ilk 11’e koyuyor.
Sanırım Hoca artık dayanamadı, 45. dakikada oyundan çıkardı.
İkinci yarı 11’e 11 oynayınca Ankaragücü’nün farkı ortaya çıktı.
İlk golde kaleci Görkem Cihan’ın hatası olduğuna inanmıyorum.
Görkem, rakibin sert şutunu tutmak üzereyken top bir anda Diego’ya çarpıyor ve havalanıyor, yere yatmakta olan kalecinin üzerinden gol oluyor.
İkinci golde kapattığı köşeden gol yiyen Görkem’in hatası çok büyük.
Maçın iyileri başta Kaptan Mahmut Tekdemir, 90 dakika enerjisi hiç tükenmeyen İsmail Çokçalış, Diego Özçakmak, Muhammed Hüseyin Sevgili, Halil İbrahim Pehlivan’dı.
Yusuf Emre Gültekin attığı müthiş golün artısını, rakibin ikinci golünün asistini yaparak yok etti.
Maalesef Atakan Güner, kaleci Görkem Cihan, Miraç Şimşek abilerinin performansına ayak uyduramadı.
Enes Tepecik de çok vasattı.
Burada Muhammed Hüseyin Sevgili’ye bir parantez açmak gerekiyor.
Geçen sezon çapraz bağları koptuğu için U19 maçlarında bile oynamadı.
Mustafa Kaplan Ankaragücü’nü o kadar iyi tanıyor ki geçen sezon hiç oynamamış oyuncuyu A Takım’a aldı.
Geçen hafta maça ikinci yarı dahil olmuştu, bu hafta 90 dakika kusursuza yakın oynadı.
Sol stoper ve sol bek oynayabilen bir oyuncu.
Onun takıma dahil olmasıyla Ankaragücü artık Mahmut Tekdemir’i gerçek mevkisinde oynatmaya başlattı.
Bunun da faydasını geçen maçın ikinci yarısında, bu maçın tamamında gördü.
Ankaragücü’nün önünde mutlaka kazanması gereken 2 maç var.
Karacabey ve Karaman maçlarında alınacak galibiyetler, 23 Ekim’deki kongreyi de olumlu etkileyecektir.
Ligin en vasat takımlarından Altınordu maçında olduğu gibi bu iki maçtan birinde puan kaybında, yeni yönetimin ilk işi teknik direktörü sorgulamak olur.
Bu maç gösterdi ki Ankaragücü birkaç takviye ile bu ligin en iyi takımı olabilecek kapasiteye sahiptir.
Umarım transfer yasağını kaldırabilecek güçte bir yönetim işbaşı yapar, o takviyeler bu sezondan yapılır.
Ankaragüçlü futbolcularda aidiyet duygusu da gelişmeye başladı.
Yönetimin söz vermesine rağmen 30 Eylül’de maaşları ödeyememesini sorun yapmadılar, çıktılar aslanlar gibi mücadele ettiler.
Yönetimimiz şeffaf ama kendine şeffaf.
Gelir gider tablosunu yayınlamakla şeffaflık olmuyor.
Ankaragüçlü Bürokratlar Sebahattin Güngör ve Ömer Ali Şenol kapı kapı dolaşıyor.
Biliyorlar ki önlem alınmazsa çok yakında kalıcı yasak gelecek, ardından da puan silme cezaları.
Ankaragücü neden böyle bir tehdit ile karşı karşıya anlatan var mı?
Yok.
Ankaragücü’nün FIFA’daki dosyalarını çok iyi bilen bir spor hukukçusu ile görüştüm.
Onun söylediklerini yorum katmadan aktarıyorum:
“FIFA’da yazılı olmayan, ancak teamül olarak uygulanan bir kural vardır.
“Tek taraflı fesih” yapan, FIFA’daki mahkemece haklı bulunan futbolcu sayısı 4’e ulaşınca o kulüp en az 2 dönem kalıcı transfer yasağı alıyor.
Ankaragücü’nün şu ana kadar 18 dosyadan transfer yasağı var ama sadece 3’ü tek taraflı fesih şeklinde.
Kim bunlar Renat Dadashov, Riccardo Saponara, Andrej Dokanovic.
Şimdi tek taraflı fesih yapan bir futbolcu için daha FIFA’dan karar çıksın, geçici yasak kalıcı yasağa dönecek.
İsmail Mert Fırat yönetimi bile dosya sayısı 4 olmasın diye tek taraflı fesih hakkını kullanmak isteyen Kevin Varga ile anlaşarak FIFA’ya gitmesini engelledi.
Yeni yönetim ise maalesef bu konuyla hiç ilgilenmedi.
Gaeten Laura, Michal Rakoczy, Dorin Rotariu, Nico Schulz muhatap bulamadıklarından tek taraflı fesih yaptı.
Bu dosyalar her an karara bağlanacak, dosya sayısı 4’e çıktığından Ankaragücü en az 2 dönem kalıcı transfer yasağı alacak.
Yapılacak tek şey futbolcu ya da temsilci ile masaya oturmak.
Ödeyemeyecek bile olsan, ödeyecek gibi davranarak bir ödeme planıyla karşılıklı sözleşme feshi yapmaktı.
Bunu bilmemek cahillik.
FIFA’nın bugün Malatyaspor ve Adana Demirspor için verdiği eksi 18, eksi 36 puan cezaları bu sezon için uygulanmaz ama bu dosyalar çözülmezse gelecek sezon bunları da yaşar Ankaragücü.
Bana bu bilgileri veren spor hukukçusunun iddiasına göre vergi, SGK borçları ödenmezse ulusal lisans alınamaz, kasım ayı sonunda eksi 6 puan ceza gündeme gelebilir.
Ankaragücü’nün kaderi artık FIFA’nın elinde.
Yeni yönetim para toplayana kadar kalıcı yasak gelirse, bu takım bu sezon olmasa da gelecek sezon mutlaka TFF 3. Lig’e düşer.
Yeni başkan kim olur bilemem, o delegenin işi.
Ancak Ankaragücü’nün bir kez daha macera arayacak gücü ve zamanı yok.
Ne Faruk Koca ne de Mehmet Yiğiner…
Kimsenin güdümünde olmayacak güçlü bir yönetim şart.
Faruk Koca yasaklı, Mehmet Yiğiner kendi başkan olması şartıyla gelsin ben dahil herkesin kabulüdür.
Ama yok, şu an için TESK seçimlerine yoğunlaşmış durumda.
Geriye şu an ismi geçenler arasında sadece Hakan Bilgin kalıyor.
Bir de gerçekten başardıysa MKE’den 500 milyon TL aldığını iddia eden Mehmet Nazlı.
Kriptocu feyk çıkacak gibi duruyor; Serkan Ülker, Nazım Barkçin gibi adayları da mevcut yönetim gibi taraftar heyecanı olarak yorumluyorum.
Geçen hafta Alper Göktaş kurtuluş reçetesi adı altında bir liste yayınladı.
Bakalım bu liste üzerinde konsensüs sağlanacak mı?
Bu akşamki yayında bu konuları daha ayrıntılı görüşürüz.
Yayında görüşmek üzere…
METİNER ERDEM