Ankaragücü, dün son derece coşkulu bir genel kurul ile yeni başkanını seçti.
Öncelikle yeni Başkan Nuri Muhammet Yaman’ı tebrik ediyorum.
Kulüp tüzüğünde onursal başkanlık makamı olmadığından Sayın Mehmet Yiğiner bugüne kadar bu unvanı gayri resmi olarak kullanıyordu.
Şimdi bu unvan tüzüğe de işlendi.
Sayın Mehmet Yiğiner’i de resmi onursal başkan olarak ayrıca kutluyorum.
Gazi Ercüment Tekin ve arkadaşları 700’ün üzerinde delegenin yer aldığı salonda alkışlarla uğurlandılar.
Bir başkan gelirken değil de giderken ayakta alkışlanıyorsa gerçekten gönüllerde yer etmiş demektir.
Vaatlerinin çok büyük kısmını yerine getirdiler.
Ancak yerine getiremedikleri kısım, kalıcı yasaklar ve puan silmelerle kulübü kapısına kilit vurulmasına kadar götürebilir.
Nuri Muhammet Yaman yönetiminin sadece bir ay içinde 200-300 milyon liralık bir faturayı ödeyebilmesi için dua etmekten başka çare yok.
Messenger ve X’ten onlarca mesaj geliyor.
Mesajlardaki soru basit: Bu yönetim bu enkazı kaldırabilir mi?
8 yıldır Ankaragücü’nü takip ederim Başkan Nuri Muhammet Yaman dahil bu yönetimden bir kişiyi dahi tanımıyorum.
Nasıl cevap vereyim bu soruya bilemiyorum.
Tanıdığım tüm iş insanlarına listeyi attım, 4 ya da 5’i piyasada tanınıyormuş.
Onların da gücünün enkazı kaldırmaya yetmeyeceği bilgisi geldi.
Başkan kamu müteahhidi.
Ulaştırma Bakanlığı’na liman ve balıkçı barınakları yapıyor.
Ayrıca iş makinaları alım, satım, kiralama işleri da uğraşları arasında yer alıyor.
Enkazı kaldırmak için ya başkan çok büyük fedakârlık yapacak ya da yönetim bir yerlerden kaynak bulacak.
Ben en azından kalıcı yasağı önlerler diye düşünüyorum, vergi-SGK yapılandırması, transfer yasağının kaldırılması bir başka bahara kalabilir.
Ankaragücü tarihinin belki de en bilinmeyen yönetimi işbaşında.
Tek referans Onursal Başkan Mehmet Yiğiner.
Onursal Başkana ve Kulüp başkanı Nuri Muhammet Yaman’ın sözlerine güveneceğiz.
Ne diyor Başkan Yaman:
- Kesinlikle transfer yasağı kalkacak.
- Bu sezon play off’tan 1. Lig’e yükseleceğiz.
Ben kendisini samimi buluyorum, bu sözleri veriyorsa bir bildiği vardır diyorum.
İkinci konu, diğer aday Serkan Ülker sempatik bir kişiliğe sahip.
Ama o hiçbir gerçekliği olmayan hayallerle, çok güçsüz isimlerle bu işe girmeye çalıştı.
Gazi Ercüment Tekin yönetiminin devam etmesi ya da Serkan Ülker’in listesinin seçilmesindense Nuri Muhammet Yaman tercihi en doğru seçim olmuştur.
Kongrenin kaybedeni ise adaylıklarını açıklamasalar dahi tüm sorunları çözecek 300-400 milyon liralık bütçeleri olduğunu söyleyip sonra çekilenlerdir.
Tarih onları hiçbir zaman affetmeyecek.
Yazının bundan sonraki kısmı biraz özel olacak, istemeyen okumayabilir.
Geçenlerde Zankaspor’da program yapan bir kişiyle sosyal medyada hoş olmayan karşılıklı ithamlarda bulunduk.
Sonra pişman oldum kendi paylaşımımı sildim.
Ben 1961 yılının Aralık ayında Kayseri’nin en ücra köylerinden birinde doğdum.
Coğrafya kaderidir insanın.
Doğduğum evde babam Fenerbahçeli, annem Fenerbahçeli, 2 abim, bir ablam Fenerbahçeli.
Kayseri’nin en ücra köyünde doğan bir kişinin Ankaragüçlü olması beklenemez sanırım.
Niye memleketinin takımı değil de Fenerbahçe demeyin, doğduğumda Kayserispor daha kurulmamıştı bile.
VİRALSPOR kurulduğunda da benden önce Fenerbahçe yazıları istendi.
Gümüşhane-Ankaragücü maçına TSYD Ankara Şubesi yöneticisi sıfatıyla davet edildim.
O gün Ankaragücü’nün yaşadığı haksızlıkları görünce VİRALSPOR Genel Yayın Yönetmeni Orhan Karadağ’a Ankaragücü yazmak istediğimi söyledim, o da kabul etti.
O gün bugündür de VİRALSPOR okurlarına saygımdan sosyal medyadan en küçük Fenerbahçe paylaşımı yapmadım.
Fenerbahçe maçlarını gayet sakin izlerim, Ankaragücü maçlarında eşim ile kavganın eşiğine geliriz.
Her Ankaragüçlü gibi, “Ankaragücü mü ben mi” sorusuna muhatap olmuşluğum vardır.
Geçmişimi inkâr edecek de değilim, eski paylaşımları silmem.
Bu yüzden 8-10 yıl önceki paylaşımlarım birileri tarafından ısıtılıp ısıtılıp gündeme getirilir.
Bir zamanlar Ankaragücü’nün efsane muhabirleri ve yazarları vardı.
Ancak takım 2. Lig’e düşünce onlar köşelerine çekildi.
2017 yılında 2. Lig’de medya anlamında sahipsiz kalmış bir takıma destek olmak için Ankaragücü yazarlığına başladım.
Beni motive eden üç kişi vardı, birincisi Genel Yayın Yönetmenim Orhan Karadağ, ikincisi TSYD’de başkanlığımı yapan Alper Bakırcıgil, üçüncüsü de Ahmet Sülak.
Neden Ahmet Sülak?
O dönemlerde askere gitmişti, Kars Sarıkamış mıydı Ağrı Doğubeyazıt mıydı tam hatırlamıyorum.
Her Allah’ın günü eğitim molasında arar, 5 dakikalık sürede Ankaragücü hakkında onlarca soru sorardı.
Sırf Ahmet aradığında bilgi vermek, mahcup olmamak için gece gündüz istihbarat peşinde koşardım.
Sağolsunlar o dönem basın sözcüsü Tuna Yılmaz, başkan vekili Metin Akyüz hatta Süper Lig’deki 2. yıla kadar Başkan Mehmet Yiğiner’den çok destek aldım.
Ahmet Sülak ile de yakın zaman kadar devam eden dostluğumuz oldu.
Şimdi o Ahmet Sülak’ın 2-3 haftadır programında saatlerce Metiner Erdem’e hakaret ediliyor, Fenerbahçe üzerinden itibarsızlaştırılıyor, gazeteciliği aşağılanıyor.
Tek sebebi Gazi Ercüment Tekin yönetimini eleştirmem.
Gerçekten içimi acıtıyor ya.
Son yayında da benim kongre öncesi saldırıya uğradığım, taraftarların beni protesto ettiği falan konuşuldu.
Salona Tuna Yılmaz ve Kemal Çeliker abim ile birlikte geldim.
Araçtan inip gelirken, biri gelip “bize iftira attın” diye yüksek sesle ithamda bulundu.
Kimsin diye sordum, yönetim kurulundaymış, Vallahi tanımıyorum, adını bile bilmiyorum, sormadım.
Yüksek sesle konuştuğu için oradaki polisler geldi, arkadaş kendi yoluna gitti, ben de kendi yoluma.
Olay demeyeyim yaşanan sadece bu.
Bazı gazeteciler vardır, bu tür olayları abartır gündem olmak isterler.
Ben anında unuttum, salonda Nevzat Topçu “geçmiş olsun” diye mesaj atınca hatırladım.
Protesto bir yana, salona girene kadar onlarca kişi yanıma geldi, tanışmak istedi, sohbet ettik, kimisi selfi çekti.
Eski-yeni yöneticiler, efsane futbolcular, Ankaragüçlü bürokratlarla, iş insanlarıyla hasret giderdik, hepsi yazılarımdan, yayınlarımızdan dolayı tebrik etti.
Yani o diyalog dışında en ufak canımı sıkan bir şey yaşanmadı, aksine motive oldum.
Gazeteciliğime gelince…
Başkan Yaman’ın adaylığını ilk duyuran, ilk kez yayına alarak tanıtan, eski yönetimden kimseyi asıllar listesine almayacağını söylediği tek gazeteci benim.
Listeye kongreden bir gün önce akşam ilk ve tek ulaşan gazeteci de bendim.
İsmet Beltan, Yücel Kaya ile birlikte yedek listede olduklarını benden öğrendi, adayları yan yana getirip kol kola fotoğraflarını da alan tek gazeteciydim.
Nazım Barkçin’in adaylıktan çekildiğini, Serkan Ülker’in listesinin hazır olduğunu Ankaragüçlüler ilk benden duydu.
Anadolu Ajansı’nda çalışırken bile muhalif gazetecilik yapmış ender kişilerden biriyimdir.
Gurur duymuyorum ama haberimden dolayı o dönemki iktidarın Büyükşehir Belediye Başkanı görevden alındı, bir başka iktidar belediye başkanı hakkında mecliste soru önergeleri verildi.
Anadolu Ajansı’nda muhalif haberlerimden dolayı 6 kez savunma verdim, her soruşturmadan alnım ak çıktım.
40 yılı aşkın süredir gazeteciyim, işimi hep en üst seviyelerde korkusuzca yaptım.
Öyle olur olmaz hiçbir insana, yandaşa pabuç bırakmam.
Sadece bilinsin istiyorum.
Neyse kendi sorunlarımla vaktinizi aldığım için özür dilerim.
Futbola dönersek…
Umarım yeni yönetimle Şanlıurfaspor maçı ile birlikte bir çıkış yaşanır, kulübün üzerindeki ölü toprağı atılır.
METİNER ERDEM




