Ankaragücü dün neredeyse 7 şiddetinde iki depremle sarsıldı.
Önce kulübe 2 dönem kalıcı transfer yasağı getirildiği haberi geldi.
Ardından da Ankaragüçlü 7 futbolcunun bahis oynadıkları gerekçesiyle tedbirli olarak PFDK’ya sevki yapıldı.
Bu haberler çıkmadan önce Genel Yayın Yönetmenim Orhan Karadağ ile birlikte Başkan Muhammet Yaman’ı ziyaret etmiştik.
Nevi şahsına münhasır bir insan Muhammet Başkan.
“Parası olmadığına” ilişkin eleştirileri yönelttik, masasından kalktı içerideki odadan bir çuvalı sırtlayıp getirdi, açtı içi 200’lük banknotlarla dolu.
“Hadi gidelim arabama 2 çuvalda orada var göstereyim” dedi, gerek olmadığını, Ankaragücü başkanı bir şey söylüyorsa inanmak gerektiğini söyledik.
“Personele ödeme yaptığınızı söylüyorsunuz ama personel olduğunu söyleyen biri aradı para almadığını söylüyor” dedik.
Masasından banka dekontlarının olduğu dosyayı gösterdi, “ismini söyle, maaşının ödendiğine dair banka dekontunu bulup göstereyim” dedi.
İsmini söylesek personel işinden olacak tabi ki söylemedik.
Konuşmamız sırasında yasak haberi gelmemişti.
Aksine Başkan “yasağı bertaraf ettiklerini, transfer yasağını da kaldıracaklarını, ocak ayında takımı 3-4 transferle takviye edeceklerini” söyledi.
“Faruk Koca’nın avukatları kulüpte dolaşıyormuş” dedik, “Transfer yasağını kaldırmak, puan silme cezası almamak için vergi/SGK borçlarının ödenmesi ya da yapılanması gerekiyor. Faruk Beye, bu borçları kendisinin ve İsmail Mert Fırat başkanın ödemesi gerektiğini söyledim, bu konuda görüşmeler sürüyor” dedi.
Bu arada Gazi Ercüment Tekin döneminden faiz ve cezalarıyla birlikte 21 milyon TL’lik SGK borcu geldiğini söyledi.
“Kasap borcunu” sorduk, “O borç bana da inandırıcı gelmedi, ispat et ödeyeyim dedim. Eski yönetimden kalsa da kulübün borcudur, ödemek bizim boynumuzun borcudur, ödeyeceğiz. Ercüment Başkan da son dönemde kasaba, manava ödeme yapmamış onları da ödeyeceğiz” dedi.
Anlayacağınız oraya Başkana yağcılık yapmak için değil, Ankaragücü taraftarlarının eleştirilerini aktarmak için gittik, cevapları aldık.
Altyapının başına Ali Metin adında bir teknik direktörün getirileceğini söyledi. (Akşamki toplantıda bu karardan vazgeçmişler.)
MKE Genel Müdürü’nün, Kırıkkale ve Elmadağ’daki statlarının Ankaragücü altyapısına tahsis edileceğini, burada çalışacak antrenörlerin parasının da MKE tarafından ödeneceği müjdesini verdi.
AK Parti İl Başkanı’na yaptığı ziyareti ayrıntılarıyla anlattı.
Orhan Karadağ ile akşam yayında bu konuları konuşmaya karar vermiştik, Başkanı yayına davet ettik, bir başka zaman diye reddetti.
Akşam yayın öncesi deprem etkisi yaratan haberler üst üste gelince başkan Muhammet Yaman’ı aradık, “Mutlaka biri yayına katılmalı, taraftara anlatmalı” dedik.
O an “Transfer yasağı biz göreve gelmeden önce 22 Ekim’de gelmiş, bizim bugün haberimiz oldu” ifadesini kullandı.
Bu konudaki belgeleri Başkan Vekili, Basın Sözcüsü Abdulkadir Tecimer’in yayına katılarak açıklayacağını bildirdi.
Yayın başladı, Abdulkadir Bey başkanın dediği belgeleri yayında açıkladı.
Bu sırada eski yönetimden Furkan Gümüşçü aradı, yayına katılmak istediğini söyledi.
Başkanvekilinin muhatabı başkanvekili ve üstü olmalıydı.
Furkan Beye, Ercüment Başkan katılmak isterse kabul edebileceğimizi bildirdik.
Sonra Ercüment Başkan yayına katılmak istediğini iletti.
Abdulkadir Tecimer’i, tek konuk olacağı sözüyle yayına davet etmiştik, emrivaki yapamazdık, sorduk, “Ercüment Başkanın muhatabının Muhammet Başkan olduğunu, kendisiyle bu yayında karşı karşıya gelmek istemediğini” iletti ve yayından ayrıldı.
Furkan bey, transfer yasağı görüşmelerini bizzat kendisinin yürüttüğünü söyleyince yayına katılması gerektiğini düşünüp onu da davet ettik.
Sonrasında zaman zaman tansiyonun yükseldiği diyaloglar yaşandı.
Benim de haddimi aştığım anlar oldu, Genel Yayın Yönetmenim Orhan Karadağ o yüzden haklı olarak beni de eleştirdi.
Ercüment Başkan ve Furkan Gümüşçü konuşurken gerek Muhammet Yaman başkan gerekse yönetim kurulu üyeleri sürekli mesaj attılar.
İki tarafta birbirlerini doğruları söylememekle eleştirdiler.
Kim haklı kim haksız lütfen yayını izleyin siz karar verin.
Ben yorumumu yazının sonunda aktaracağım.
2 saati aşan bir yayındı.
Her haberin olduğu gibi bu yayının da bir manşeti vardı.
Benim için manşet olan konu, İsmail Çokçalış’ın kira olayı.
Oyuncu, sözleşmesinde olmasına rağmen aylık 75 bin liradan 2 aylık 150 bin TL kirası ödenmediğinden dolayı rahatsızmış.
İsmi cismi belli olsa da trol diye adlandırdığım bazı hesaplar, bunun için Muhammet Başkanı suçluyorlardı.
Aynı konuyu Furkan Gümüşçü de gündeme getirince “2 aylık kira borcu varsa, ilk ayı sizin döneminize aittir, siz niye ödemediniz” dedim.
”Paramız yoktu” dedi.
Temmuz’dan beri anlatmak istediğim tam da buydu zaten.
Ankaragücü’nü 5 ay yönetmiş 21 kişilik yönetim dışarıdan destek kesilince 75 bin lirayı bile ödeyemiyor.
İnanılır gibi değil.
O kadar konudan bunu mu seçtin demeyin, 40 yıllık tecrübemle evet ben bunu seçtim.
Gecenin rezilliği ise bu kulübe başkan adayı olmuş, 103 delegenin oyunu almış Serkan Ülker’in yayına bağlanıp Gazi Ercüment Tekin’i eleştirince trollerin “alkollü olduğunu” iddia etmeleri oldu.
En ufak bir eleştiriye tahammülleri yok, eleştirenleri anında belden aşağı vurma yolunu seçiyorlar.
Gelelim kalıcı yasak ile ilgili kendi yorumuma.
Aklıma Sezen Aksu’nun “Masum değiliz, hiçbirimiz” şarkısı geliyor.
İki başkan da masum değil.
Ercüment Başkan, öncelikle 75 bin lirayı bile ödeyemeyen bir yönetimle kalıcı yasağın gelmesine bir hafta kalana kadar o koltukta oturmakta ısrar ettiği için masum değil.
Ayrıca dün yaptıkları açıklama adeta suçun ikrarı.
Açıklama o kadar net ifadeler içeriyor ki yasakla ilgili her aşamadan bilginiz olduğu ortada.
Açıklamadan anlaşılıyor ki:
22 Ekim’deki yazıyı biliyordunuz.
Dosyanın FIFA’nın 29 Ekim’deki toplantısında karara bağlanacağını da biliyordunuz.
7 Kasım’da kararın kesinleşeceğini de biliyordunuz.
Ama sustunuz.
Ne zamana kadar?
7 Kasım’da karar kesinleşene kadar.
Umut Güldal’ın dünkü paylaşımından, 2 gün önceki yayınlarında kararın 29 Ekim’deki toplantıda verildiğini duyurduğunu öğreniyoruz.
Umut Güldal yayını ne zaman yapıyor, kararın kesinleştiği 7 Kasım’dan sonra.
Umut Güldal’ın aramızda tartışmalara neden olan 5 Kasım’daki yazısında 29 Ekim detayına ilişkin en küçük bilgi yok.
7 Kasım’dan sonraki yayında ise ilk kez 29 Ekim detayını öğreniyoruz.
Ercüment Başkan, anlaşılan kararın kesinleşmesini beklediniz, kesinleşince de size yakın kişilere bilgi sızdırmaya başladınız.
Konuya tüm tarihleri, aşamaları ile bu kadar hakimdiniz de neden 7 Kasım’dan önce ortalığı ayağa kaldırmadınız?
Yasağın 7 Kasım’da kesinleşeceğini bile bile susmak, Ankaragüçlülüğe yakışır mı?
Muhammet Yaman başkan da işin vahametini zamanında fark etmediği, işin uzmanlarıyla çalışmadığı için masum değil.
“Eski yönetim bizi bilgilendirmedi” savunması, doğru bir savunma değil.
“6 dil bilen eleman” yerine FIFA dosyaları hakkında uzman biri ile çalışsa, eldeki belgelerden yasak dosyasının 29 Ekim’de karara bağlanacağını bilir, eski yönetimin bilgilendirmesine ihtiyaç duymadan gerekli önlemleri aldırırdı.
Benim anlamakta zorlandığım bir başka konu, Gazi Ercüment Tekin başkan her gün hala onursal başkan ile birlikte Beştepe Tesisleri’nde.
Muhammet Başkan da kendisini destekleyen, aday olması için teklifte bulunan Mehmet Yiğiner ile her an temasta.
Neden onursal başkan, bu dönemde arabuluculuk yapmıyor da iki taraf birbirini yerken uzaktan sessizce olanları seyrediyor?
Sonuçta Ankaragücü için eteklerdeki taşların döküldüğü, maskelerin düştüğü güzel bir yayın oldu.
Hatamız olmadı mı oldu, affola.
METİNER ERDEM
viralspor YouTube kanalındaki videoyu izlemek için linke tıklayınız…




