Ankaragücü, Beykoz AŞ ile Eryaman’da oynadığı maçta bir puanı uzatma dakikalarında attığı golle kazandı.
Rakibi anlatmaya gerek var mı bilmiyorum.
Son 7 maçında sıfır çekmiş bir Beykoz AŞ vardı, dün Ankaragücü’nün karşısında.
Son maçını da 7-0 kaybetmişti.
Ankaragücü, bu maçtan sonra da ligin en altlardaki diğer takımları Bucaspor ve Kepezspor ile karşılaşacaktı.
Öyle bir fırsattı ki Ankaragücü’nün kapısına gelen…
Sadece 3 maçla, Ankaragücü bir anda kendini play off potasına atar, camiada bir hareketlenme olur diye düşünüyordu herkes.
Bir başka pencereden puan tablosuna bakılınca da lig sonuncusu Altınordu’nun bile Ankara’dan elini kolunu sallayarak puan çıkardığı gerçeğiyle karşılaşıyordu insan.
Ankaragücü öylesine kapalı bir kutu ki karşısına lider çıksın perişan edebiliyor, lig sonuncusu çıksın lay lay lom sahada gezinebiliyo.
Ankaragücü’nde maçlarda nasıl oynayacağını teknik direktör Recep Karatepe değil, futbolcuların paşa gönlü belirliyor.
Canları isterse oynuyorlar, canları istemezse oynamıyorlar.
Recep Karatepe de tribünlerdekiler gibi sadece ve sadece seyrediyor.
Maça geçmeden bu iddiayı neden gündeme getirdiğimi de anlatayım.
Teknik direktörün takım üzerindeki etkisinin en önemli göstergesi ikinci yarının ilk dakikalarıdır.
Takım kötüyse teknik direktör, devre arası öyle bir motivasyon konuşması yapar ki oyuncular stadyuma değil de arenaya çıkar gibi ikinci yarıya başlar.
Rakibe öyle bir baskı kurar ki devre arasının etkisini anında görürsünüz.
Ankaragücü ilk yarıda çok ama çok kötü oynamış, ikinci yarı başlıyor, 80. dakikaya kadar takım hala çok ama çok kötü.
Acaba ben mi maçın heyecanından atladım, pozisyon oldu da göremedim diye 45 ila 80. dakikalar arasını yayıncı kuruluştan yeniden izledim, spikeri heyecanlandıracak pozisyon olmuyor.
Ankaragücü ön alan baskısını sadece maçın ilk ve son 10 dakikalarında yaptı.
İlk 10 dakikadaki baskıda bir penaltı bir de gol pozisyonu vardı.
Son 10 dakikadaki baskıyı da taraftarın tepkisi üzerine mecburen yaptılar, burada da bir iki pozisyon artı gol geldi.
Beykoz AŞ’nin penaltısını yayıncı kuruluşun geçen haftaya göre çok profesyonel yayınında net bir şekilde izledim, net bir şekilde “evet bu penaltı” diyemedim.
Kale arkası kamera olmadığı sürece bu pozisyona net penaltı diyemezsiniz.
Hakemin de pozisyonu kale arkasından görecek 3. gözü olmadığına göre, penaltıyı görerek değil, inisiyatif kullanarak vermiş.
Ankaragücü lehine penaltı pozisyonlarında, Eryaman’ın güzel çimlerine yatıp kalkmayan oyuncular konusunda o inisiyatif kullanılamadı.
Ankaragücü ilk dakikalardaki kafa vuruşu dışında ilk tehlikesini 40. dakikada Arda Doğan’ın sert ortasında Arda Bayram’ın sadece bir metreden topu yere vurdurup auta göndermesiyle yarattı.
İlk isabetli şut demeyeyim de dokunuş diyelim 45+6’da Enes Tepecik’ten geldi.
İkinci yarı Mahmut Tekdemir’in sakatlığı moralleri sıfırladı.
Hoca Yusuf Eren Göktaş’ta ısrar ediyorsa bir sebebi mutlaka vardır ama bu genç çocuk sahaya çıktığında eli ayağına dolaşıyor, çok yeteneksizmiş gibi görüntü veriyor.
Hocam ya bu genci motive et ya da hiç oyuna alma.
Arda Bayram’ın yeteneklerini geçen hafta gördük, bırak o da oyunda kalsın.
Maçın son dakikalarında taraftar baskısı gelecek, bu takım mecburen yoğun bir baskı kuracak.
Bu dakikalarda Arda Bayram, Enes Tepecik gibi isimler iş yapar.
Sen onları alıp, eli ayağına dolanan Yusuf Eren Göktaş gibi oyuncuları tercih edersen, seyircinin baskısını da boşa çıkarırsın.
Sevgili Hoca, bir de lütfen altyapıdan gelen oyuncularını iyi takip et.
Miraç Şimşek cezalı olmasa Arda Bayram’dan haberimiz olmayacaktı.
Ankaraspor maçından önce baktım sadece birkaç maçta son dakikalarda oyuna almışsın.
Efe Yiğit Toprak gol atıyor, anonsçu “Toprak” diye bağırıyor, kimseden ses yok.
Taraftar tanımıyor ki oyuncusunu.
Artık en büyük destekcin eski yönetim bile isyan ediyor.
Eski Tandoğan sorumlusu Serkan Güven, altyapıdaki bir forvetten bahsederek “sana isim de verildi, niye onu oynatmıyorsun” diye sitem ediyor.
Kalıcı yasağı bulunan bu takımın geleceği altyapıdır.
Eğer altyapıya değer vermeyeceksen, lütfen bir dakika bekleme bırak bu görevi sevgili Recep Karatepe.
Özet olarak takım ruhsuz.
Takımın boyu uzun, en uçtaki ile en gerideki oyuncu arasındaki mesafe 60-70 metre.
Takım temaslı oynamıyor, gölge markaj yapılıyor.
Orta saha çok kopuk, ikinci toplar alınamıyor.
Mesut Kesik çok geride kalıyor, beşinci defans oyuncusu gibi görev yapıyor.
Hocanın ikinci yarı Yusuf Eren Göktaş’ı oyuna alıp, Halil İbrahim’i ileri göndermesi alternatif araması açısından güzel.
Ancak, keşke sol bek Halil İbrahim’i değil de ofansta daha efektif oynayabilen sağ bek İsmail Çokçalış’ı forvete atsaydı.
Takım fizik olarak gerilemiş durumda, bu yüzden her maç bir iki sakat veriliyor.
Hafta içi elinde zedelenme olan Yusuf Eme Gültekin’in eli alçıya alınmış şekilde oynadı.
Sürekli elini sakınan bir oyuncu ne kadar faydalı olabilecekti de onu 90 dakika oyunda tuttun?
Bunlar hocanın eksileri.
Ancak gerçekte dünkü maçta puan kaybedilmesinin, “Hoca’nın yetersizliği” ile alakası yok.
Maçın henüz 30. dakikasında tehlikeyi görüp bir twit attım.
Bu kötü oyunun futbol terimleri ile izah edilemeyecek olduğuna dikkati çektim.
Maalesef takımda ciddi bir para sıkıntısı var.
Ve futbolcular bu konudan rahatsız.
Birçoğu hala peşinatlarını bile alabilmiş değil.
Bu yönetimin de çok fazla parası olmadığı ortaya çıktı
Bu hafta içinde bazı futbolcuların kulübe ihtar çekeceği yönünde ciddi duyumlar alıyorum.
Teklifler var, paralarını alamazlarsa ayrılacaklar.
Bunların sayısı 3 ya da 4.
Ancak hepsi de bu takımın olmazsa olmazı.
Kalıcı yasak varken bir de ara transferde futbolcu kaybı, bu takımı küme düşürtür.
Hele de altyapıdan bihaber bir hocanız olursa.
Benden uyarması…
Ankaragücü yönetimi bugün TFF yönetimi ile görüşecek.
Gündem Hasan Nazarov’u Türk statüsünde oynatmak.
“Diğer takımlara geçici transfer izni verdiniz bize de Hasan Nazarov için izin verin” diyecekler.
Hoca ile toplantı yarın.
Kötü gidişten dolayı rapor istenecek.
Rapor ikna ediciyse, (şu an için yönetimde çoğunluk Hoca ile devam görüşünde) hoca ile devam edilecek, rapor ikna etmezse, durum değerlendirmesi yapılacak.
Durum şimdilik bu şekilde.
Ankaragücü’ne dair tüm ayrıntılar dün akşamki Youtube yayınında paylaşıldı.
İzlemeyenler mutlaka izlesin.
METİNER ERDEM
