Öyle ya Fenerbahçe de beklemiyordu, önce “Avrupa Fatihi” Beşiktaş’ın evinde berabere kalacağını, ardından kostaklı lider Galatasaray’ın ligin en iyi futbolunu oynayan Başakşehir karşısındaki ağır yenilgisini.
Osmanlıspor maçının son dakikasında gelen golle yıkılan, istifanın eşiğinden dönen morali bozuk teknik direktörü, takıma güvenini yitirmiş taraftarı, kaygılar içindeki yönetimi ile adeta batmakta olan gemiyi andıran Fenerbahçe’yi bir anda umutlandırdı Vodafone Park ile Fatih Terim Stadyumlarından gelen haberler.
Daha önce teptiği fırsat bir kez daha ayağına gelmişti. Belki de Tanrının bir lutfuydu onlara bu fırsat. Eh bu da kaçırılırsa şampiyonluk umudu tamamıyla sonlanacaktı . Şampiyonluk için son dönemeç olan Demir Grup Sivasspor maçı bir anlamda “olmak ya da olmamak” mücadelesiydi. Yenginin dışındaki sonuç karşısında hangi gerekçe ve yüzle çıkacaktı milyonlarca taraftarının karşısına, nasıl savunacaklardı kendilerini Aykut Kocaman ile futbolcular?
İşte bu anlayış doğrultusunda maça çıkan, bugüne dek az görülen atak futbol ile ligin güçlü takımlarından Demir Grup Sivasspor’u 4-1 gibi farklı sonuçla yenerek spor kamuoyuna, taraftarına, “Biz daha ölmedik buradayız. Şampiyonluk yarışında biz de varız” mesajını verdiler. İyi güzel de o zaman sorarlar adama, “Bugüne dek neredeydiniz?” diye. Aslında önümüzdeki hafta dış sahada Antalyapor maçından çıkacak sonuç da çok önemli Fenerbahçe için. Oradaki bir beraberlik bile yeniden hedef tahtası haline getirir oyuncuları, duygu yüklü Aykut Kocaman’ı.
Yüksek rakamlı paralar harcayarak gerçekleştirdiği transferlerle göz kamaştırıcı takım oluşturan Başkan Dursun Özbek, taraftar kadar çok üzüldü Başakşehir karşısında alınan 5-1’lik yenilgiye. Üst düzey oyuncuların katılımı ile adeta “Yıldızlar Topluluğuna” dönüşen Galatasaray fırtına gibi başladığı sezonda, başarısız sonuçlarıyla giderek kan yitiriyor, izleyicisini üzüyor.
Hırslı ve agresif yapısı ile dikkatleri çeken, maç içinde karşı takımın hocaları ile tartışacak düzeyde kontrolünü yitiren teknik direktör Igor Tudor, başarısız sonuçların ardından doğal olarak hedef adam haline geldi. Birinci adam olmasından ötürü eleştirilerin, okların ona yönelmesi son derece doğal. En çok da maçı okuyamamak, gerekli değişiklikleri zamanında ve yerinde yapamamakla suçlanıyor Hırvat teknik direktör.
Zaten futbolun doğasında vardır başarılıysan el üstünde tutulmak, başarısızsan en ağır eleştirilere uğramak. Ancak, hayal kırıklığı yaratan Avrupa sınavının ardından tamamıyla Süper Lig’e odaklanan “Yıldızlar Topluluğu” Galatasaray’ın ilk maçlardaki görünümünden, hırsından, yardımlaşmasından çok şey yitirdiği aşikar.
Hatta ilk maçlarda aldığı farklı yengilerle şampiyonluğun en güçlü adayı olarak gösterilen Galatasaray, olası başarısız sonuçlar karşısında liderliğini de yitirebilir. Öyle ki, 2 Aralık’ta oynanacak Beşiktaş maçı onlar açısından çok ama çok önemli. Kuşkusuz aynı önem Beşiktaş için de geçerli. İşte böylesine ilginç ve sürprizlere açık oyun futbol.
Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde başarılı sonuçlarıyla yüzümüzü güldüren, UEFA’nın puan sıralamasında Türkiye’ye hayli puan kazandıran Beşiktaş, bir yanda da Süper Lig’de şampiyonluk uğraşında.
İki sezon üst üste şampiyonluğu kazanan, bu sezon da üçüncüsünü kovalayan Kara Kartallar, Avrupa maçları gerekçesiyle takımda yapılan değişimden ötürü olsa gerek umulmadık maçlarda puanlar yitirdi. Kendine özgü konuşmalarıyla, mesajlarıyla ilgi çeken, futbola farklı anlamlar yükleyen Şenol Güneş’in de önceliği kuşkusuz Avrupa Şampiyonlar Ligi.
Beşiktaş’ın, Şenol Güneş’in amacı en azından Devler Ligi’nde çeyrek finale yükselebilmek. Neden olmasın? Çünkü Beşiktaş, bu sezon Avrupa’da çok farklı, göze hoş gelen oyun ortaya koyuyor, ülkenin yüzünü güldüren sonuçlar alıyor. Belki de Avrupa’nın motivesi içerideki maçlara uyumu bir ölçüde etkiliyor. Alınan olumsuz sonuçları bu açıdan irdelemek yanlış olmaz sanırım. Ne olursa olsun onlar da Süper Lig’in en iddialı takımı.
Taraftarı kısıtlı olsa da başarılı sonuçları ile “Ben de varım bu yarışın içinde” diye sesleniyor Başakşehir Futbol Kulübü. Her daim yeniliği, bilimsel verileri, araştırmaları önceleyen Abdullah Avcı’nın yönetimindeki Başakşehir, giderek yükselen ivmesi ile taraflı tarafsız tüm seyircinin övgüsünü alıyor. Hele Galatasaray karşısındaki farklı yengi ile Süper Lig’e yeni heyecan, renk getiren turuncu-maviler en az üç büyükler kadar şampiyonluğun içinde olan takım. Nedense aynı başarıyı Avrupa Ligi’nde gösteremiyor Abdullah Avcı ve öğrencileri. Acaba orayı benimseyememe, küçük görme gibi bir durum mu var?
Sonuçta, Beşiktaş’ın beraberliği, Galatasaray’ın ağır yenilgisi ya da Başakşehir’in ezici üstünlüğünün ardından ayağına gelen fırsatı bu kez değerlendiren Fenerbahçe’nin Şükrü Saracoğlu’ndaki görkemli yengisi. Bu sezon çıtası hayli yükselen, niteliği artan Süper Lig yeniden şenlendi, heyecan yeniden başlıyor.