Başkent ekibi Gençlerbirliği, mükemmel ötesi oynadığı maçta lider Sivasspor ile 2-2 berabere kaldı.
Bir gün önce Ankaragücü’nün 90+5’te gelen golüyle sevinen Ankara sevdalıları, bugün Gençlerbirliği’nin 90+7’de yediği golle galibiyeti kaçırmanın üzüntüsünü yaşadılar.
Stancu ile birlikte son haftaların formda ismi Sio’nun nezle gerekçesiyle kadroda olmaması, maç öncesi endişeye neden olmuştu.
Acaba Sio’suz Gençlerbirliği hücumda bocalar mı diye düşündük.
Evet maçın başında bocaladılar da ama bu bocalama Kone’nin golüne kadar sürdü.
O dakikadan sonra sahadaki görüntü tersine döndü.
Süper Lig’i bilmeyen biri maçı izlese şampiyonluk mücadelesi verenin Gençlerbirliği, kümede kalmak için uğraşanın da Sivasspor olduğuna sanırdı.
Sessegnon’un direksiyonu eline alması, Stancu’nun ileri uçta müthiş mücadelesi, Sefa’nın adeta çift ciğerle oynaması, Başkent ekibinin rakibini sahadan silmesini sağladı.
Sivasspor’da kart cezalısı Emre Kılınç’ın olmaması da Gençlerbirliği’nin ekmeğine yağ sürdü.
Emre’nin yokluğunda takım ileri çıkmakta, kontratak yapmakta zorlandı.
İlk 11’de başlayacak Fernando’nun ısınırken sakatlanması hocası Rıza Çalımbay’ın canını sıksa da, onun yerine 11’de başlayan Kone’nin golü bulması, can sıkıntısının boşuna olduğunu ortaya koydu.
Gençlerbirliği’nin mükemmele yakın oyununda taraftarın da büyük rolü oldu.
Eryaman Stadı Gençlerbirliği açısından tarihi bir gün yaşadı.
Maraton ve kapalı tribünler full doluydu.
Gençlerbirliği’nin çok kritik maçlarını takip ettim.
Geçen sezon 1 puan alsa şampiyonluğunu ilan edeceği kritik Denizlispor maçında bin- bin 500 seyirci vardı.
Oysa stat bile süslenmişti, taraftar ilgi göstermedi.
Şampiyonluk kupasının verileceği maçta da aynı görüntüyü izledik.
Bugün maçta olan herkes biliyordu ki, tribündeki taraftarların bir kısmı, İstanbul takımlarına gönül vermiş kişilerdi.
Olsun.
Sivasspor, birbirine düşman taraftarları aynı tribünde birleştirmiş ya, ne güzel…
Bu arada Gençlerbirliği yönetiminin Sivasspor’a jest yaparak, bin olan kontenjanı 2 bine çıkardığını da hatırlatalım.
Maç güzelliklerde doluydu.
Mücadele insan üstüydü.
Sanki İngiltere, Almanya liginden maç izliyor gibiydik.
Orta hakem Halis Özkahya, Gençlerbirliği’nin ikinci golünde yardımcısı Cevdet Kömürcüoğlu’na ders verdi.
VAR prosedürüne göre, yardımcı hakemlere sadece yüzde 100 emin oldukları pozisyonlarda ofsayt bayrağını kaldırmaları isteniyor.
Maçı anlatan Ali Ferahbot’un sık sık kullandığı yüzde 99’da bile bekleyeceksin deniliyor.
Santimlerle ölçülecek pozisyonda Cevdet Kömürcüoğlu’nun ofsayt bayrağı kaldırmasını anlamak mümkün değildi.
Neyse ki Halis Özkahya, yardımcısının bayrağını es geçerek pozisyonun sona ermesini bekledi de ortalığın karışmasını engelledi.
Sahadaki hakemler adına en şanssız an 70. dakikada yaşandı.
Stancu’nun kaleci ile karşı karşıya kalıp golü kaçırdığı pozisyonda Sivassporlu oyuncu topla elle oynadı.
Sivassporlu oyuncu ortada kaldığından bu pozisyonu ne futbolcular ne de hakemler görebildi.
Ama Biensports rejisi yakaladı, 4-5 kez pozisyonu gösterdi.
Biensports rejisinin yakaladığı pozisyonu, Riva’daki VAR hakemleri aynı görüntüyü izlemelerine karşın nasıl atladılar, onu da anlamak zordu.
Stancu maçın adamıydı.
Ama maç bittikten sonra sınırda olduğunu bile bile hakemi alkışlayıp sarı kart görmesi affedilir bir hata değildi.
Bir hafta önceden tatile gitmeyi her oyuncu ister.
Ama senin takımın ligde kalma mücadelesi veriyor.
Ayrıca, Sivasspor’dan puanı kaptın, haftaya Sivas’ın şampiyonluktaki rakibi Beşiktaş ile oynayacaksınız.
Gençler’in en büyük kozu da sensin.
Hiç yakışmadı Stancu’ya.
METİNER ERDEM
