Son günlerde yazdığım yazılardan dolayı mevcut yönetime muhalifmişim algısı oluştu.
Ben ne yaptım?
Şeffaflık sözü verilmişti, yerine getirilmediğine inandım; geçmiş dönemlerde saklanan gelirleri, duydukça sizlere aktardım.
Bu bilgileri futbol camiasındaki herkes biliyordu, sizler de bilin istedim.
Niçin önemliydi benim için?
Nedenini 31 Ocak’tan sonra anlatacağım.
Neden 31 Ocak?
Geçen gün sayın Faruk Koca aradı.
Yaklaşık 40 dakika konuşmuşuz.
Önce sert ifadelerle başlayan konuşma, sonra karşılıklı iyi niyet ifadeleriyle sona erdi.
Ben 31 Ocak’a kadar bekleme sözü verdim, Faruk Bey de bu tarihten sonra hem geçmişte hem de bu dönemde yaşananları tüm ayrıntılarıyla anlatacağının sözünü.
Her ortamda paylaştım.
Faruk Koca’nın bu yönetimde olması, elini taşın altına sokması çok önemli.
Özel olduğu için telefon görüşmesinin içeriğini kendime saklıyorum.
Sadece çıkan dedikodular var, çok fazla konuşan biri değil.
Futbolculara verilen daireleri fahiş fiyatlardan gösterip, kulübü kendine borçlandırıyor diyorlar.
Kendi ifadesine göre, bu dairelerden dolayı şu ana kadar 1 milyon liranın üzerinde zararı olmuş.
Neyse kimsenin avukatı değilim, 31 Ocak’tan sonra ayrıntılarını sorarız, cevaplarını alırız.
Bugün Ankaragücü’nü ve ikinci yarının ilk 3 haftasında her biri final niteliğindeki maçlarda karşılaşacağı Konyaspor, Kayserispor ve Kasımpaşa’da neler oluyor, onları aktarayım istiyorum.
Konyaspor’un ilk yarıdaki derdi gol yollarındaki etkisizliğiydi.
İlk yarıda Ankaragücü ile birlikte en az gol atan (15) ekipti.
Önce İtalya’da, sonra Başakşehir’de tutunamayıp geri dönen Riad Bajic’teki form düşüklüğü, Aykut Kocaman’ın tüm planlarını alt üst etti.
Aykut Hoca’nın Bajic’e güvenip gönderdiği Yatabare 7 gol, 3 asistle Sivasspor’u zirveye taşırken, Boşnak oyuncu, ilk yarıyı sadece 1 golle tamamladı.
Konyaspor bu yüzden transferde tamamen forvet hattına odaklandı.
Aykut Hoca’nın raporu doğrultusunda, Yunanistan Ligi’nin son haftalardaki en forma isimlerinden Brezilyalı Thuram erkenden transfer edildi.
Thuram, Yunan ekibi PAS Lamia’da ilk yarıyı 6 golle kapattı, bu gollerin beşini 5’ini son 8 haftada attı.
Yani “oynayan bir oyuncu” olarak formunun zirvesindeyken Konya’ya geldi.
Thuram takıma erken adapte olursa Eryaman’daki maçta Ankaragücü’ne sıkıntı yaratabilir.
Konyaspor, transfer çalışmalarını sürdürüyor ama bu saatten sonra alınacak futbolcuların Ankaragücü maçına yetişmesi çok zor.
Gelelim ikinci haftadaki Kayserispor’a.
Kayserispor, Ankaragücü’nden sonra ligin en sıkıntılı ikinci takımı.
Ligde kalmaları mucize.
Ama bu mucizeyi geçmişte bir kez daha yaşadılar.
Kiminle?
Hırvat teknik adam Robert Prosinecki ile.
Prosinecki, 2012-2013 sezonunda da düştü gözüyle bakılan Kayserispor’u ilk yarının ortalarında 15. sırada devir alıp, sezon sonunda 52 puanla 5. sıraya kadar taşımıştı.
Süper Lig’in ilk kadın Başkanı Berna Gözbaşı, Bülent Uygun’u gönderip mucizenin tekrarlanması umuduyla Hırvat teknik direktör Robert Prosinecki’yi takımın başına getirdi.
Galatasaray ve Beşiktaş’ın listesinde yer alan Bernard Mensah ile çok sayıda taliplisi olan Artem Kravets’in takımda tutulması başarı.
Hırvat teknik adam, ilk iş olarak Dinamo Zagreb’den sol kanat Mario Situm’u aldı.
Sarı Kırmızlılılar, AEK’dan Portekizli on numara David Simao ve Levante’den yine Portekizli sağ kanat Hernani’yi alıyor.
Situm ve Simao kapalı kutu, ancak Hernani transfer edilip eski formuna kavuşturulursa, yaşanması muhtemel yeni mucizenin kahramanlarından biri olur.
Kasımpaşa’da ise büyük bir kumar oynanıyor.
Sanırım Başkan Turgay Ciner’in aklında, Ankaragücü’nün geçen sezonki başarısı kalmış.
Ankaragücü’nde geçen sezon yaşananlar gibi, Turgay Ciner, önce teknik direktör değişikliği yapıp Tayfur Havutçu ile anlaştı, ardından 11 futbolcuyla yolları ayırma kararı aldı.
Takım kaptanı Veysel, Popov, Khalili, Yusuf Erdoğan, Ben Youssef, Heintz, İlhan Depe, Özgür Çek, Jose, Veigneau ve kaleci Ramazan’dan kendilerine kulüp bulmaları istendi.
Şu ana kadar sadece eski oyuncusu Tarkan Serbest ile anlaşan İstanbul ekibi, bakalım transferde nasıl bir yol izleyecek.
Turgay Ciner’in kumarı umarım tutmaz.
Keşke Ankaragücü, ikinci yarının üçüncü haftasında değil de ilk haftasında Kasımpaşa ile karşılaşsaydı.
Ama İstanbul ekibinde şu an tam bir sessizlik hâkim.
Kasımpaşa’nın yeni transferleri Ankaragücü maçına da yetiştireceğine inanmıyorum.
Bu yüzden iki takımın da mevcut kadroları ile değerlendirme yapmak daha doğru olacaktır.
Rakiplerin transfer politikalarını kısaca analiz ettikten sonra gelelim Ankaragücü’ne.
Herkes Konya, Kayseri, Kasımpaşa maçlarında 7-9 puan beklentisinde.
Dost acı söyler.
Antalya’da futbolculara sihirli değnek dokunmadıysa Ankaragücü’nün mevcut kadro yapısıyla maç kazanması çok ama çok zor.
Muhteşem taraftar desteğine rağmen koskoca ilk yarıda sahasında sadece 1 maç kazanabilen bir takımdan 3 maçta 3 galibiyet biraz hayal gibi.
7-9 puan beklentisindeki herkesin referansı ilk yarının son 3 haftasındaki Galatasaray, Antalya ve Denizli maçları.
Ankaragücü yaşlı bir takım ve orta sahası zayıf.
Orta saha defanstan aldığı topu üçüncü bölgeye taşımakta çok yetersiz kalıyor.
Ankaragücü son 3 maçta ne zaman etkili oldu?
Rakip, skoru korumak amacıyla tamamen kendi sahasına çekildiğinde.
Galatasaray, Antalya, Denizli maçlarının son dakikaları hep üçüncü bölgede oynandı.
Yaşlı orta saha ve kanatların top taşımasına bile gerek kalmadı.
Kaleci Korcan hariç Ankaragücü tam kadro rakip yarı sahadaydı.
O dakikalarda rakip defansların hatalarından ya da son maçta Scarione’nin harika vuruşlarından bulunan gollerle puan çıkarıldı.
Oscar Scarione, Denizli maçının kahramanıydı.
Oyunda kaldığı 30 dakika boyunca hep rakip ceza alanı çevresinde oynadı.
Orta sahaya iki kez geldi.
O da attığı iki gol sonrası rakibin oyunu başlatması için kendi yarı sahasına geçmek zorunda olduğundan dolayıydı.
30 metrelik bir alanda, topu aldı, bir iki çalım attı, şutunu çekti.
Koşmasına, depar atmasına bile gerek kalmadı.
1,5 yıl boyunca hiç oynamayan, sakatlıklarla boğuşan yetenekli bir oyuncu için süper bir ortam vardı, o da bunu başarıyla değerlendirdi.
Sihirli değnekten kastım da bu.
Eğer Scarione, Antalya’dan 90 dakika sahanın her yerinde oynayacak bir performansla dönerse, Ankaragücü üç maçın da mutlak favorisi olur.
Aksi takdirde Ankaragücü, mevcut kadro yapısıyla maç 0-0 iken oyunu 3. bölgeye taşıyamaz.
Zaman zaman bunu Pinto ve Kitsiou ile yapıyor ama bu kez de defansta verilen boşluklarla, çok kolay goller yeniyor.
Ankaragücü’nün mutlaka transfer yasağını kaldırıp sağ ve sol kanada 90 dakika koşabilecek hızlı oyuncular alması şart.
Kısa vadede sadece kanatlara yapılacak 2 transfer bu takımı uçurur.
İşte o zaman 3 maçta 9 puanı çok rahat konuşuruz.
Boyd’un adı sıkça geçiyor ama bu konuda da tereddütlüyüm.
İstanbul takımlarında tutunamayıp eski takımlarına dönen oyunculardan eski formunu yakalayanların sayısı parmakla sayılacak kadar az.
Konya da Bajic’i aynı duygularla geri aldı, sonuç ortada.
Karar teknik heyet ve yönetimin, bizden uyarması…
Artık futbolcularla anlaşmalar yapıldı, yasağın kaldırılması için sadece FIFA’dan karar bekleniyor.
Yasak kalkmasa da bu takım ligde kalır söyleminden vazgeçip, bir an önce kanatlardan başlayarak bu transferler gerçekleşmeli.