Ankaragücü, İstanbulspor’u deplasmanda Eren Derdiyok’un penaltı golüyle 1-0 yendi.
Ankaragücü, sezona Tuzlaspor ve Kocaelispor beraberlikleri ile başlayınca tepki göstermiş, ilk galibiyetini henüz takım olamamış Denizlispor’dan alınca da burun kıvırmıştık.
Arkasından Başkent derbisinde alınan rahat galibiyet, eleştirileri sona erdirdi, takımda özgüveni artırdı.
Ankaragücü, özgüveni tavanda bir takım olarak İstanbulspor maçına çıktı.
Gol penaltıdan gelse de sahada neredeyse sıfır hatayla maçı bitiren bir takım vardı.
Ankaragücü 3 gün önceki derbinin yorgunluğuyla oynarken, rakip İstanbulspor 18 gün dinlenmiş olarak maça çıktı.
90 dakika bittiğinde kim dinlenmiş kim 3 gün önce maç yapmış anlamak imkansızdı.
Ankaragücü, baştan sona maçta dişe diş kora kor mücadele etti.
Kaleci Akın, defans dörtlüsündeki Erdem, Yusuf, Sinan ve Pinto kusursuz oynadılar.
Ariyibi, transfer edilirken kapalı kutuydu, kutunun içinden pırlanta çıktı.
Murat, İshak, Ali Kaan beklentilerin çok üzerinde katkı veriyor.
Ankaragücü’nde şu an için aksayanlar, sahada olanlar değil de yedek kulübesinde oturanlar.
Gollerini atmaya başlasa da Eren Derdiyok ile Abdullah da henüz takımın seviyesinin altındalar.
Ankaragücü ilk 2 maçını kazanamayınca teknik direktör Mustafa Dalcı, sakat ya da hasta olan Geraldo, Aatıf, Hasan Hüseyin’i kast ederek “Bu ligin seviyesinin üzerinde yeteneklere sahip ofansif oyuncularım sahada yoktu, onların gelmesiyle düzeleceğiz” diyordu.
İyi ki Mustafa Hoca’nın dileği kabul görmedi.
Bu oyuncular sezon başında hazır olsalardı muhtemelen bugün Ali Kaan, İshak, Murat kadroda olmayacaktı.
Yürümeye mecalleri kalmamış, bu oyuncularla galibiyet biraz zor gelirdi.
Öyle ya da böyle Mustafa Hoca, 5 maçta 3 galibiyet, 2 beraberlikle 11 puan toplamış durumda.
Maç başı 2,2 puan yani.
TFF 1. Lig tarihinde maç başı 2,2 puan tutturmuş her takım şampiyonluk kupasını kaldırmıştır.
Kazanan takım, kazanan hoca her zaman haklıdır, desteklenmelidir.
Ankaragücü’nün sezon başlangıç fikstürü rakiplerine göre daha kolaydı.
Menemen maçından sonra zor bir fikstür başlıyor.
Birlik beraberlikle, o zor fikstürden de alnı açık şekilde çıkacaktır bu takım.
Yeterki yedek kulübesini de maçlara hazır hale getirebilsin Mustafa Hoca.
Bu sonuçla Sarı Lacivertliler ligde üçüncü sıraya kadar yükseldi.
İlk 2 sırada Ümraniye ve Eyüp, Ankaragücü’nün hemen arkasında Tuzla yer alıyor.
Yani önü arkası İstanbul takımıyla dolu.
Neyse ki geçen sezon Mustafa Dalcı ile play off’ta elenen İstanbulspor, bu sezona çok kötü başlangıç yaptı.
Süper Lig’de 6 İstanbul takımı var.
Eğer camia takımları bir an önce toparlanamazsa bu sezon 7’yi, 8’i de görebiliriz.
7-8 sürpriz olmaz çünkü İstanbul takımlarının arkasında ciddi güçler var.
Bazılarını Adana Demirspor’un da başkanı olan Murat Sancak’ın desteklediği öne sürülüyor.
Bazıları da belediye ve siyasi desteklerle öne çıkıyor.
Kocaelispor, Bursaspor, Denizlispor, Erzurumspor gibi taraftarı olan şehir takımları mali anlamda henüz çok güçlü değil.
Onların İstanbul takımları ile maddi anlamda mücadele etmeleri zor.
Para olmayınca da saha içi mücadelede zorlanıyor takımlar.
Şu an sadece Ankaragücü’nün bu takımlarla mücadele edecek hem maddi hem de saha içi gücü var.
Kupa Beyi, sahip olduğu bu güçle İstanbul takımlarına şu an için tek başına dur diyor.
Süper Lig’in İstanbul Lig’ine çevrilmesini istemeyenlerin, Ankaragücü’nü bu yolda desteklemeleri şart.
Özellikle de Ankaragücü taraftarının kayıtsız şartsız desteği gerekiyor.
Zaman zaman eleştirilerin sürdüğünü görüyorum.
Artık eleştiri dönemi bitti.
Ben de çok eleştirdim, şu an bazı noktalarda hala haklı olduğumu düşünsem de bazı noktalarda da yanıldığımı anlıyorum.
Yanıldığımdan dolayı da seviniyorum.
Taraftara önerim: Gün takımı koşulsuz destekleme zamanı.
Sadece lafta, sosyal medyada değil, statta da destek şart.
Artık 10 bin kişilik kontenjanın full dolmasını istiyorum.
Sevgili Faruk Başkan, bak camiada yeniden barış hâkim oldu.
Tek eksik tribünlerdeki taraftar.
Ne yapıyorsan yap doldur şu tribünleri.
