Bu kez sizlerle paylaşacağım doğa yürüyüşümüz Mersin Mut İlçesiyle ilgili. Gerçekten görülmesi gereken bir yer…
Ağustos ayında Ankara ilinin dışında başka bir şehrimizde yapılacak çadır kamplı doğa yürüyüşü için 10 yaşındaki oğlumla gitmeye karar verdik.
Gideceğimiz şehir Mersin’in Mut İlçesindeki Gülnar’a bağlı Tırnak köyü. Rehberimiz o bölgenin yerel rehberiyle doğa yürüyüşümüzü yaptıracak. Akşam Ankara Kızılay Kumrular sokakta buluşup yola çıktık. Sabaha doğru Tırnak köyünde olmayı planlıyoruz. Gecenin sessizliğinde hareket olsun diye yanıma aldığım gitarımla gece müzik mesaime başladım. Şarkılar türkülerle yolculuğumuz gecenin ilerleyen saatlerine kadar sürdü.
Sabah bizi zorlu bir gün beklediği için biraz uyuyalım dedik ve kaptanımıza uzun yol tecrübesine kendimizi teslim edip yolumuza devam ettik. Sabahın ilk ışıklarıyla Mersin’in Mut ilçesinin Gülnar’a bağlı Tırnakçı köyüne ulaştık. Doğa yürüyüşünde bize yardımcı olacak rehberimiz köye yakın bir sosyal tesiste bize nefis bir kahvaltı ayarlamıştı. Kahvaltıdan sonra kamp yapacağımız Tırnakçı köyüne aracımızla geldik ve çadırlarımızı kurduk.
Doğa yürüyüşümüze ilk olarak meyve bahçelerini ziyaretle başardık. Tamamen organik elmaları sulu sulu dalından koparıp yemek harikaydı. Oğlumun dalından ilk kez elmaları koparıp yemesini bir görseydiniz. Yeni bir şey keşfetmenin mutluluğu yüzüne yansımıştı. Yerel rehberimiz daha sonra bizleri alıp asırlık çınar ağaçlarının bulunduğu bölgede tam bir doğa yürüyüşü yaptırdı.
Bu bölgede şunu gözlemledim…
Taşı ekseniz taş yeşerir burada. Öyle verimli topraklar. Yılda üç ürün alan kişiler varmış. Mut, Akdeniz Bölgesi’nde, Mersin İline bağlı bir ilçe. Toros Dağları eteklerinde, Göksu Nehri kıyılarında kurulmuş. Doğusunda Silifke, batısında Ermenek, kuzeyinde Karaman ve güneyinde Gülnar topraklarıyla çevrili.
İlk gün çok fazla kendimizi yormadan doğa yürüyüşümüzü bitirdik. Tırnakçı köyüne geldiğimizde köyün Anadolu misafirperverliğinin henüz bitmediği bir ortamda bulduk kendimizi. Köyün kadınları bizim için pişirdikleri peynir, patates ve patlıcanlı gözlemeler ve yanında ayran ikramında bulundular. Akşam yemeğimizde afiyetle yemiş olduk. Gece geç saatlere kadar çadırlarımızın yanında Toroslardan akıp gelen gürül gürül çeşmenin başında gecemizi noktaladık.
Oğlum ilk günün yorgunluğu ile sabah kalkmakta biraz zorlansa da temiz hava ve bol oksijen bir süre sonra canlanmasını sağladı. Topluca sabah kahvaltısını yapıp yola çıktık. Yerel rehberimizin anlattığı kadarıyla bugünkü rotamız Gülnar Tırnak Mahallesinde bulunan Yumuk sıralı şelaleler.
Bu şelalaler Gülnar köyünün doğal güzelliklerinden sadece bir tanesiymiş. Ağustos ayının sıcaklığıyla uzun bir yürüyüşten sonra şelaleye vardık. Allah’tan birçok yerde akan sular serinlememize ve su içmemize yardımcı oldu. Doğanın güzelliği bu işte sıkıştığın anda sana muhakkak bir seçenek sunuyor. Şelaleyi gören kendini buz gibi suyun içine bırakıp kendinden geçti. Yorgunluk sıcaklık bir anda unutuldu anın zevkini yaşadık.
Dönüş yolu biraz zor geçse de 10 yaşında olan oğlum toplamda 12 kilometreyi biraz mızmızlansa da da bitirdi. Kampta son gecemizi yaşadık şarkılar türküler köyün sessizliğinde yankılanırken Mersin’in bu güzel topraklarında olmak doğa yürüyüşüne katılanlar için büyük bir keyifti. Ertesi gün sabah erkenden kalkıp çadırlarımızı topladık köylülerle vedalaşıp Gülnar ilçesine geçtik. Sabah Parkta Halil İbrahim soframızı kurup nefis bir kahvaltıdan sonra yola çıktık.
Son gün dönüş yolumuz üzerinde rotamız Alahan Mansatırıydı. Bu manastırla ilgili bakın Evliya Çelebi ne demiş;
Evliya Çelebi’nin “Ustasının elinden yeni çıkmış gibi duruyor” diye anlattığı Alahan Manastırı, Mut-Karaman karayolunun 20. kilometresinde. Orta Toroslarda 1300 m. yükseklikte ve Göksu Vadisine bakan dik bir yamaca oturtulmuş. M.S. 440-442 yıllarında yapılmış olduğu tahmin edilen Alahan Manastır Külliyesi, Batı Kilisesi, Manastır, Doğu Kilisesi, kayalara oyulmuş keşiş odacıkları ve çevredeki mezarlardan oluşmakta. Kilise binaları, Ayasofya Müzesi ile ortak mimari özellikleri taşımaktaymış. Süslemesinde usta bir taş oymacılığı var.
Biz de bütün bu güzellikleri hayranlıkla gezip gördük.
Güneşin beynimizi sulandırmasına izin vermeden son ziyaret edeceğimiz yer. Yerköprü Çağlayanı, Mersin ili Gülnar ilçesinde yer alan bir çağlayan. 2001 yılında tabiat anıtı olarak tescil edilmiş, şelale, 2021’de tabiat parkı ilan edilmiş. Çağlayan ile popüler bir gezi parkuru. Bu çok nefis Şelale dağların arasında adeta tam bir vaha durumundaydı.
Artık doğa yürüyüşümüzün sonuna gelmiştik.
Aracımıza bindiğimizde hem sıcak hem de yorgunlukta kapatanımız dışında hepimiz koltuklarımızda sızmıştık. Gözümüzü açtığımızda Konya’daydık.
Eee burada etli ekmek yemeden Ankara’ya dönüş olur muydu?
Bu görevimizde tamamlayıp Ankara’ya enerjimiz depolayıp dönmüş olduk.
ALİ YILMAZ